1500 kişilik bir ekiple çalıştıklarını ve dolaylı yoldan emeğe saygı duyulmasını istiyor Murat Tokat! Mahsun da bu durumu duyuruyor.
Siz aylarca çalışıp tarihimizi karalayan bir film yapmışsınız ve saygı duymamızı istiyorsunuz; FETÖ ise 40 yıldır bu topraklarda milleti zehirledi, onların da emeğine(!) saygı duymamızı ister misiniz? Madem “emek” söz konusu, onlarınki de kendi çaplarında bir “emek” değil mi?
Mesele “Vezir Parmağı” filmi veya Mahsun’un şahsı değil!
Bizim topraklarımızda, bizim sinema salonlarımızda, bizim milletimizin tarihine yine bizim gözümüzün içine baka baka küfredip duruyorlar. Yeter artık, bundan böyle tarihimiz üzerinde kirli ayaklarıyla dolaşmaya kalkanlara karşı sesli tepkilerimizi güçlü bir şekilde ortaya koymalıyız.
Yaşam biçimimizle, yüce dinimizle dalga geçilmesini istemiyoruz. Olay bu kadar net!
Filmin fragmanında “başörtülü kadınlar” eteklerini kaldırıp, çok özür diliyorum, iç çamaşırlarını gösteriyorlar. Böyle bir rezalet olabilir mi? Böyle insanlık dışı bir algı yönetimi olabilir mi?Ayıptır, namussuzluktur, alçaklıktır bu yapılanlar! İşte ben bu alçaklığa tahammül etmek istemiyorum; bu ve benzeri filmlere “gitmeme” çağrısı yapıyorum. Buna rağmen yine milyonlarca kişi filme gidebilir ve kendileri bilir. Ben gitmeyeceğim, sen de gitme! Gidenler ise bu filmde tüm milletin, tarihin karalandığını ve küçük düşürüldüğünü bilerek gitsinler. İçinde yaşadıkları topluma hakaret edildiğini bilerek, aslında güldükleri şeyin kendi öz kültürleri olduğunu bilerek, mezarında yatan şehitlerin aziz hatıralarını zedeleyeceklerini bilerek gitsinler! Solcu, sağcı, muhafazakâr, demokrat ve bilmem neler neler olabilirsiniz; ama geçmişinize küfrettirmeyin!
Sayın Veliler; siz de evlatlarınızı kontrol edin, nereye giderler, ne seyrederler iyice bakın! Siz bir şeylere tepki koyarken yanı başınızdaki evladınız buralara gidiyorsa çok yazık olur. Sonra bir bakmışsınız çocuğunuz Gezi Parkı’nda polis taşlıyor hale gelmiş. Aman dikkat!
Bir topluluk Türk, Kürt, Arap, Çerkez olduğu için aşağılanamaz; Müslüman, Hristiyan, Musevi olduğu için aşağılanamaz! Müslümanlar dururken bir Hristiyan veya Musevi’yi dost edinecek değilim; ama onların inancını engelleyecek ve onlarla alay edecek de değilim! Lakin bu Mahsun, Murat ve benzerleri Müslüman’ı aşağılıyor. Kürt’ü, Arap’ı, Türk’ü aşağılıyor. Tam bir çukurluk! Alçaklığın dip yapmış hâli!
Sizden ricam; sosyal medya hesaplarınızdan, mail adreslerinizden, whatsaplardan ve kullanabileceğiniz tüm platformlardan bu durumu duyurun! Duyurun ki insanlar neyi izlediklerini bilsinler. Bundan sonra bu tarz film çekmeye kalkanlar da cesaretlenemesinler! Bu gidişe hep beraber bir dur demek lazım!
Hafta içi Diyarbakırlı sinemacı Mehmet Yaşa telefonla arayarak şunları söyledi: “90’lı yıllarda Doğu’da bırakın film çekmeyi, kamerayı elimize alamazdık. AK Parti ile birlikte burada her şey değişti, özgürlük ortamı oluştu. Bunu yanlış kullananlar da var. Ben, Mahsun Kırmızıgül’ün senaryo yazamayacağını biliyorum. New York’ta Beş Minare filmi aslında Vezir Parmağı’nın senaryosuydu. Ancak Mahsun apar topar ABD’ye gitti ve filmin senaryosu birden değişti. Mahsun her Amerika’ya gittiğinde elinde bir senaryoyla gelip bir ay sonra filme başlıyor. Doğu insanını çirkin ve yobaz gösteriyor. Daha çok şey var ama yazmakla ifade etmek zor...” Mehmet Yaşa kısaca bunları söyledi. Siz değerlendirmenizi yaparsınız artık...
Şimdi çuvaldızı kendimize batıralım: Sinema ve tiyatroyu yıllarca boş bıraktık ve bu boşluğu başkaları doldurdu. Bizim onlardan daha güzel filmler çekmemiz lazımdı. Diriliş Ertuğrul, güçlü bir başlangıç oldu. Beyaz perdede de bunu görmek ve üzerimize düşeni yapmamız gerekli. Önümüzdeki 10 yılda sinema ve televizyona daha fazla “milli öğeler” hâkim olabilir. 10 sene evveline kadar devlet kanalında her sene dansöz oynatıldığını unutmadık, yeni yeni diriliyoruz!
“HASAN KARAKAYA AĞABEYİ
RAHMETLE YÂD EDİYORUZ”
Hasan ağabey! Hakk’ın ve hakikatin güçlü kalemi, tam 1 yıl evvel Medine’de, sevgili peygamberimizin (sav) yanı başında, teheccüd namazını kıldıktan sonra, gazeteci arkadaşlarının kolları arasında ruhunu Rahmet-i Rahman’a teslim ettin. Naaşın milletin omuzlarında taşındı. Sen, 28 Şubat’ın gaddarlarına ve dünyanın ağababalarına karşı Akit Gazetesi’nin yazarı olarak ve bedel ödeye ödeye direndin. Şimdi bıraktığın mücadele ruhunu Akit Gazetesi ekibi devam ettiriyor, ettirecek. Müslümana müşfiktin, kâfire karşı son derece şedittin! O güzel ve nezaketli sesin kulaklarımızda daima çınlayacak: “Oyunları bozun çocuklar, zalimin zulmüne direnin, eğilmeyin, bükülmeyin.”
Allah senden razı olsun ve cennetine kabul eylesin Hasan ağabey...
YeniAkit
1 Ocak 2017
YORUMLAR
1971 kez izlendi
2107 kez izlendi
982 kez izlendi
1301 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.