GÜNCEL

Hacı Yakışıklı : Fehmi Koru’giller ve happy christmas kalpazanları

Tarih
27 Haziran 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Hacı Yakışıklı

27 Haziran 2015

İyi niyetle eleştiri yapılsa sıkıntı yok, vatandaşın ufku açılır; ancak öyle saptırıcı ve art niyetli yaklaşımlar var ki, “atları havlatan, köpekleri kişneten” bir büyücü edasıyla topluma yön vermeye kalkıyorlar.

Emin Çölaşan, Yılmaz Özdil, Uğur Dündar gibilerin yazdıklarını eleştiri olarak göremezsiniz. Paralel medyada da maalesef eleştiri kültürü neredeyse bütünüyle yok olup gitti. Vatandaş da “çok hızlı değişenler” yüzünden ne yapacağını, kimi takip edeceğini şaşırıyor. 

Türkiye’nin iradesini yok sayan, kendi ideolojisini kutsayan zihniyetten bahsediyoruz.

“Anasını satan zihniyet” diyerek, satacak bir ruhu bile olmayanların masaların üstünde alkış tutarak vekil olduğu zihniyetten bahsediyoruz.

Fehmi Koru, bu seçimlerin cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığını 7 yaşına girmiş her Türkiye vatandaşı gibi biliyor. Buna rağmen sandığa sırtını dayadığını sanarak, “Erdoğan Saray’dan çıksın” diyebiliyor. Anlaşılan o ki sandığa yanlış tarafını dayamış. Zihninin yanlış koridorlarında çürük bir bastona dayanmış gibi! Koru da biliyor ki toplum Erdoğan’a basit bir siyasi mesele olarak bakmıyor. 

Milletin gözünde Erdoğan; dünyanın vampirlerine projektör tutan adamdır, zalimlerin tekerine çomak sokan adamdır, 200 yıllık sömürü çarkının dişlilerine asılan adamdır! Milletin gözünde Erdoğan adam’dır! Onların dayanamadıkları şey sevginin gücü!

Bu eski Kanal 7 ekibi hayırsız evlat çıktı. Ahmet Hakan Coşkun, Erhan Çelik, Fehmi Koru, Akif Beki! Ahmet Hakan ara sıra hakkaniyet ölçülerine yaklaşsa bile tilkinin kürkçü dükkânıyla olan imtihanı gibi dönüp dolaşıp, “patronunun sesi” haline geliyor. Oysa ülkenin iyi soru soran kişilerinden, bu konuda çıtası yüksek; ama o da yanlış yönlerini, yanlış kişilere dayamış!

Akif Beki, Başbakanlık Sözcüsü olup bıraktıktan sonra dümeni kırılmış gemi gibi savruldu. Erhan Çelik gönül kapılarını bir popçunun güzerânında paramparça etti. Hayat elbette onların, ama bu hayata bizim de bir bakış açımız var; magazinci fitnetörler gibi işin aile kısmına girmiyoruz. 

Fehmi Koru toplumsal tabanda büyük imaj kaybına uğradı. İsmini güzel sözcüklerle yâd eden neredeyse kalmadı. Çünkü artık o da hakkaniyetini iyiden iyiye yitirdi. İyi bir analiz yeteneğinizin olması tek başına yetmiyor. Bunu lanse ederken, “zamanlama ve taktik” tuzağı ile yaparsanız kaybedersiniz. Yılın kaybedeni Fehmi Koru’dur. Maalesef o da 3. köprünün ayakları ve Cumhurbaşkanlığındaki masanın bacaklarına takılan güruhun ateşine odun taşıdı!

Kendisi Alman istihbarat teşkilatı BND’nin binasında 5 bin oda bulunduğunu biliyor. Erdoğan’a “Saray’dan çık” demek yerine Başbakanlık binasını da büyütelim diyebilir. Ama maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek! İlla Erdoğan oradan çıkacak, çünkü “üst akıl” öyle emretti! Fehmi Koru milletin adamı olmayı bırakıp, ellerin adamı olmayı elbette tercih edebilir; ancak köyünü terk edip şehirli komprodorların sevdiceği olmak bizim mahallenin insanına hiç yakışmıyor!

Çözüm süreci tartışmaları devam edecek. Bu süreci akil heyetlerden önce de sonra da hep destekledik ve asla “Niye böyle yaptık ki, bak HDP barajı aştı” diye düşünmedik. Çünkü bu olay terör destekçisi HDP’den de ötedir! Bakın yıllardır şehit haberleri gelmiyor. Akan kan durdu. Sırf askerimizin bir damla kanı akmıyorsa, ailelerin ocağına ateş düşmüyorsa, masum vatandaşın çocuğu dağlara çıkmıyorsa; o bir damla kanın ve saadetin hatırına bu sürecin hayırla neticelenmesi için yine destekleriz! Bizim desteğimiz PKK, Kobani, PYD, IŞİD cellâtlarından berîdir!

Biz koalisyonlarla, Fehmi Koru’gillerle uğraşırken, kardeş topraklarda neler oluyor? Arakan ve Doğu Türkistan zulümlerle âh ederken bu durumu Cumhurbaşkanlığındaki bir masanın maliyet hesabını yapanlara nasıl anlatacaksın? Mısır’da Mursî nezdinde hepimize gözyaşı vaat eden Batı dünyasının bizzat kendisi! Suriye’nin sınırları 100 yıl sonra yine cetvellerle sınanıyor, ama onlar insanlıklarını bir türlü imtihandan geçiremediler. 

Karşı planlarımızı uygulamakta geç kaldıkça istatiksel bir hayatın muzdaripleri olmaya devam ederiz.

Müslümanlar ne zaman ki anneler-babalar-sevgililer günü kutlamaktan “bilinçli” olarak vazgeçerse, işte o vakit kapılar açılır. “Biz birleşemeyiz kardeşim” diyenler ayrılık dünyasında vals etsin; biz inancımızı korumaya devam edeceğiz! 

Aksi takdirde kaderimiz yerli “Happy Christmas” kalpazanlığında heder olup gider!  

Yeni Akit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;