Sesli Makale

Türkiye siyasetinin dehası Necmettin Erbakan’ın kurduğu “milli görüş” çizgisi mevcut Saadet Partisi ile tarihe karıştı. Milli Görüş’ü temsil eden yegâne lider bugün artık Recep Tayyip Erdoğan’dır!

Abdullah Gül’ün parti kurma hakkı elbette vardı ama bu yolu kullanmadı. Yüzde 2 oy alan bir parti Genel Başkanı’nın peşine düşüp “çok geniş mutabakat” beklemek ilginç! Sayın Gül diğer siyasetçilerden farklıdır; kendisi Erdoğan’ın “Kardeşim” diyerek tam 7 sene devletin başında görev yapmış siyasetçidir! Sayın Gül “ne hikmetse” siyasetçi olduğunu kabul etmemeye başlayınca ipler koptu. O gün kopan iplere bir türlü bağlantı düğümü atmadı, atamadı.

Karamollaoğlu ile Saadet öyle savruldu ki neredeyse Erbakan’ın nefret ettiği Siyonistlerin izine düştüler. Bu seçimde Saadet; Maocu’lardan, Gueveracı’lardan, Lenin’cilerden, Uğur Dündar’gillerden bile oy alabilir; ancak Milli Görüşçü’lerden oy alamaz!

4 sene evvel, 2014 Ağustos’unda “Erbakan gerçeği, Türkiye’nin Refah’ı” yazımızda “Erbakan çizgisinin” geldiği noktayı “özetle” şöyle belirtmiştik:

Erbakan ile Erdoğan “zıt ve düşman” kutuplar gibi gösterilse bile Türkiye’nin yeni kuşakları onları “öncü adamlar” olarak tanıyacaktır. Kısıtlı kadrolarla adam yetiştiren Erbakan oldu, bunları sahaya süren Erdoğan oldu! Birileri “gömlek değiştirme” hikâyesine öyle inandı ki düşmana yapılan hilenin farkına varamadı; hâlâ varmak istemeyenleri biliyoruz. 

Yakın Türkiye Tarihi hakkında doğru okumalar yapmak isteyenler ve önümüzdeki 10 yıllık süreç hakkında öngörüde bulunmak isteyenler Erbakan’ı, ideallerini ve yaşadığı dönemin olaylarını iyi bilmek zorunda! 

ERBAKAN’A KÖK SÖKTÜRENLERE “KÖK SÖKTÜREN” ERDOĞAN’DIR! 

 Erbakan, 28 Şubat sonrası aynı siyaset tarzıyla devam etseydi Müslümanlara nefes aldırılmayacağını biliyordu. Fırtınanın kasırgaya dönüşeceğini iyi okuyan Erbakan partiyi yenilikçi/gelenekçi diye ayırarak bölünmenin hayırlı olacağını bilerek hareket etti, zira ortada bir sürü yasaklı vekil vardı, yasakların büyümesi böylece önlendi. Bu yasakları getirenler “Erbakan’ın partisini böldük” diye sarhoş zafer naraları atarken onun aklından “Büyük Türkiye” macerası bir an olsun gitmiyordu.

Erbakan halkı iyi tanıyor, Erdoğan liderliğindeki oluşumun iktidara geleceğini biliyordu. Bu sebeple kendi efsanesini bitirmeye karar veren yine Erbakan’ın kendisidir.  “Milli Görüş gömleğini çıkardık” diyen irade, Milli Görüş çizgisinin AK Parti’ye öngördüğü şiardır.

Erbakan’ın AK Parti ve Erdoğan’a söylediği sözler ne olacak diyenler var! “Bunlar daha çocuk, bunlar siyaseti bilmez, bunlar Siyonistlerin yolundan gidiyor” sözleri Erbakan’a ait! Peki, Erbakan yıllarca kendi gölgesinde yetişen kadroları bilmiyor muydu? İhanet eden “one minute” diyebilemez!

AK Parti’ye en sert eleştiriler Erbakan’dan geldi. O sebeple Erbakan konuştu, düşmanlar sustu! Arada kendine yol açabilen Ak Kadrolar Türkiye’nin büyümesini ve en önemlisi sağlık reformlarını gerçekleştirdi. AK Parti artık halkın çeşitli kesimlerinin de desteğini almıştı! Ulusalcı Laikler ise tüm muhalefet işini Erbakan’a bırakmış, Erbakan’ın öğrencisi Erdoğan’ı dövdüğünü sanarak serin ağaç gölgelerinde keyif yapıyordu.

Erbakan, darbecilerin anlamaya erişemeyeceği ustalıkla AK Parti’ye oy kazandırmış; dengeyi çok sağlam tutmuştur. Abdullah Gül’ün Fazilet Partisi lideri olmak için aday olduğunu ve seçimi kaybettiğini hatırlıyorsunuz değil mi? Abdullah Gül o seçimi kaybetmeseydi asla cumhurbaşkanı olamazdı. Numan Kurtulmuş da Saadet’in başındaydı değil mi? Orada kalsaydı AK Parti’nin seçmeninden % 7-8 civarında gelen oy AK Parti’nin azalmış güçle iktidara gelmesine sebep olurdu. Necmettin Erbakan, Kurtulmuş’a yol vermiştir ve en önemlisi Numan Kurtulmuş bugün AK Parti’de siyaset yapmaktadır.

Erbakan en çok kimlere kızıyordu? Abdullah Gül’e ve Erdoğan’a! Sonuç ne oldu? Her ikisi de hem Başbakanlık hem de Cumhurbaşkanlığı makamına oturdu! Planı yapan taşları yerine iyi oturtmuştu. Çünkü o, zaferin, planları bilen Allah’tan geleceğine inanıyordu.

Erbakan güçsüz değil, tam tersine çok güçlüydü. Necmettin Erbakan’ı bir kez daha hayırla yâd ediyoruz. Türkiye’nin tüm inanç kesimleriyle birlikte İslam toprağı olduğu unutulmadan dünya lideri olduğu günleri göreceğiz, Allah isterse olur! 

Gördüğünüz gibi aradan yıllar geçti ve Saadet Partisi’nin başına gelen Temel Karamollaoğlu, Milli Görüş gömleğini yaktı, kül etti. Erbakan’ın bütün ideallerini ise Erdoğan gerçekleştirdi. Bu hayaller Büyük Türkiye’nin dünyaya vurduğu mühürdür.

Daha alınacak çok yol var. 24 Haziran 2018 seçimlerinde “kaldığımız yerden devam mı edeceğiz yoksa eskiden olduğu gibi binbir kocalı bir sisteme mi döneceğiz” sorusunun cevabı verilecek.

Şahsi kanaatim ilk turda yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olacaktır. Artık milletin gönlünde sarsılmaz yere sahip olan Erdoğan’ı yenemeyeceğini gören Akşener ve Kılıçdaroğlu ittifakının yeni hedefi vekil üstünlüğünü ele geçirmek olacak. Bu nokta, yeni seçimlerin mihenk taşı olacaktır.

Akit
1 Mayıs 2018