SİYASET

Güneri Civaoğlu : Belgeyse, işte ‘belge’

Tarih
25 Nisan 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Güneri Civaoğlu

25 Nisan 2015

İŞİ tarihçilere bırakalım.
Biz arşivlerimizi açmaya hazırız.
Onlar da açsınlar.
“Soykırım” var mı yok mu tarihçiler tartışsın.
Falan filan...


İyi hoş da bu kadar “köpürtmeye” gerek kalmadan ortada apaçık öyle bir tarihi belge var ki, tek başına yeter.
.......................
Ermenistan’ın ilk başbakanı Ovanes Kaçaznuni 1923 yılında Bükreş’te “Taşnak Partisi” toplantısına bir rapor sunmuştu.
Altında “nal” gibi kendi imzasıyla sunduğu bu rapor aslında tüm iddialara cevap ve bir anlamda itiraftı.
Ermeni isyanının, çete eylemlerinin arkasındaki “Taşnak Partisi” Ermeni milliyetçiliğinin simgesidir.
“Savaşı Osmanlı Ermenilerinin başlattığını” itiraf etmiş “Osmanlı’dan -denizden denize Ermenistan- talep ediyorduk” demişti.
Amerikalı, Fransız, İngiliz, Rus değil Ermeni...
Hem de Ermenistan’ın ilk Başbakanı bu Ovanes Kaçaznuni...

‘ÖLDÜK, ÖLDÜRDÜK’

İŞTE o tarihi belge niteliğindeki Ovanes’in Taşnak Partisi toplantısına sunduğu ve altında imzası olan satırlar...

1914 sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı dönemde, Güney
Kafkasya’da büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı.
....................
Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık hepimiz Türklerin düşmanı olan İtilaf devletlerinin kampındaydık. “Türkiye’den denizden denize Ermenistan” talep etmekteydik. İtilaf devletlerinin ordularını Türkiye’ye göndermeleri ve hâkimiyetimizi temin etmeleri için
Avrupa ve Amerika’ya resmi çağrılar yaptık. Nihayet şu da var ki, var olduğumuz sürece aralıksız olarak Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük. Artık, Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki?
AKLIMIZ DUMANLANMIŞTI
Askeri operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve
Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin milli mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiçbir zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan’ı diye bir devletin hayalden öte olmadığı gerçeğini göremedik.
Aklımız dumanlanmıştı. Biz kendi isteklerimizi başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin sözlerine büyük önem vererek, kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayallere kapıldık.
TÜRKLER DOĞRU YAPTI
1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tâbi tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve
bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır. Siyasal açıdan olgunlaşmamış ve dengesiz insanlara özgü bir şaşkınlık içinde, bir uçtan diğerine savrulmaktaydık. Rus hükümetine karşı dünkü inancımız ne denli körü körüne ve temelsizse, bugünkü suçlamalarımız da o denli körü körüne ve temelsizdi.
HASTALIKLI PSİKOLOJİMİZ
Kaderden şikâyet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) milli psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun Partisi de bundan kaçamamıştır. Osmanlı’dan,
Akdeniz’e uzanan bir Ermenistan talep ettik. Derhal gönüllü birlikleri oluşturduk, Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği Ermenistan hayali vardı, gerçeği göremedik.

VER TAM SAYFA İLANLARI

İLETİŞİMİN temel kuralı lafı dağıtıp uzatmamak, “altın vuruş” yapmaktır.
İşte elimizdeki balçıkla sıvanamayacak güneş gibi bir belge.
Dünyanın en saygın ve çok okunan gazetelerinde orta sayfaları kirala.
Hepsinde iri iri harflerle iki sayfaya yayılarak bu belgeyi yayımlat.
“Biz değil kendileri söylüyor” başlığıyla.
Televizyonlarla da anons et.
Elbette olayın hem Türkler, hem Ermeniler için yüz binlerce hatta milyonu aşkın can kaybı anlamına geldiğini...
Bu büyük felaketin ortak acılarını yürekten paylaştığımızı da vurgulayarak.
......................
Bu raporu THK (Türk Hava Kurumu) Rusçadan Türkçeye tercüme ederek
kitap haline getirdi.
İngilizceye ve Fransızcaya da çevrildi.
Kütüphane raflarında kaldığı hatta Ermeni diasporaları tarafından alınarak ortadan kaldırıldığı için kaynadı gitti.
(Raporun bazı bölümlerini 11 Ekim 2007’de yazmıştım.)

Milliyet

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;