Ne pelikanmış!
Doyamadılar Ahmet Davutoğlu’nun siyaseten iflasıyla ilgili sorumlu olarak bu meçhul ve olmayan “örgüt”ü suçlamaya.
Bir yandan YSK kararı bekleniyor, S-400 füzelerinin tartışması var, öte yandan ABD Venezuela’ya darbe yaptırıyor, Pentagon-CIA-CNN-FOX iş birliğiyle tam gaz darbeci Guaido’ya destek veriliyor, Trump FETÖ elebaşını beslemeye devam edip Müslüman Kardeşler’i, yani İhvan’ı terör örgütü ilan etmeye hazırlanıyor, İran’a ambargo var ve Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor, Suriye desen malum. Bu arada YPG-PKK’yı ve Doğu Akdeniz’i unutmayalım.
Anlayacağınız binbir türlü konu var. Ama bunların sayıklamaları bitmek bilmiyor.
Aralıksız olarak “Tapınak Şövalyeleri” ya da “İllüminati”ye kıç attıracak denli güçlü bu “gizli teşkilat”a envaiçeşit anlamlar yükleyerek rahatlıyor ve birbirlerini avutuyorlar.
Bir nevi “Pelikan terapisi” de denilecek ritüelleri, onlara eblehliklerini, ahmaklıklarını unutturuyor besbelli.
Davutoğlu ve geleceklerini Davutoğlu ile birlikteliğe bağlayan bu ekibin, doğrudan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı suçlamaya cesaretleri olmadığından, ikide bir biten siyasi hayatları nedeniyle yaşadıklarının sorumlusu olarak hayalî bir teşkilat ikame etmeleri, morfin etkisi meydana getiriyor. Gevşiyorlar böylece.
Satırlarında sürekli olarak “Erdoğan aslında bunu yapmazdı. Kıyamazdı Ahmet Bey’imize. Hep bu Pelikan onun aklını çeldi” demeleri, içine düştükleri zavallılıkla ilgili bize bir fotoğraf sunuyor.
Düşünün, bir de parti kurma hazırlığı içine girdiler. Hayali bir örgüte karşı mücadele temelinde hareket edeceği anlaşılan bu ekibin, yel değirmenleriyle savaşa tutuşan Don Kişot’tan daha gerçek olduğu söylenebilir mi?
İki laf etmeye de gelmiyor.
Geçmişte yamandığı sol ve Kemalist mevkutelerde Ahmet Davutoğlu’nu yerden yere vuran, hatta aşağılayan densizin teki, oralardan kovulduktan sonra talihin garip bir cilvesi Ahmet Bey’in gazetesine kapılandı.
At sahibine göre kişnermiş. Bu kez de oradan Erdoğan ve AK Parti’yi hedef aldı. Ama buna rağmen kendini bağın adamı (Yani AK Parti’nin asil elemanı), beni de bağdakini kovan dağın adamı (Sonradan gelenlerden) klişe tekerlemesiyle niteleyip zevzekliğin dibini bulabiliyor. Üstelik tünediği yerden tutmuş, AK Parti’nin bana ayar vermesini, yazılarıma set çekilmesini istiyor. Sorsan basın özgürlüğünden yanadır.
Kalibre bu. Hâlâ idrak edemediler benim AK Parti dâhil hiçbir partiyle organik bağımın olmadığını. Desteklemiş olsam da AK Parti’ye belli bir mesafede kaldığımı ve kalacağımı.
Adamın, Ahmet Davutoğlu’na henüz bakan olmadan önce, danışmanken gıcık kaptığı için omuz attığını bile işittim, düşünün gerisini artık. Şimdi Ahmet Davutoğlu için bana omuz atacak, öyle gözü kararmış.
Hiç yorum yapılmamış
1877 kez izlendi
920 kez izlendi
1072 kez izlendi
2293 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.