Şu sözler çok anlamlı:
“Diyorsunuz ki 'muğlak', eğer muğlaklığı konuşacaksak çok muğlaklık var konuşacağımız. Yani ilişkiler açısından, pozisyon alma açısından, risk alma açısından, o konforlu alanı terk etmeyip o steril pozisyonda kalma açısından muğlaklık. Biz bunları konuşmuyoruz.”
Mahir Ünal konuşmasını AK Parti’li olmaya doğru çekerek ekliyor:
"Eğer bizimle medya üzerinden konuşacaksa, o zaman bizim onu AK Parti’li görmekle ilgili bir endişemiz ortaya çıkar."
İşte orada duralım.
GÜL AK PARTİ ÜYESİ DEĞİL
Dün Ersoy Dede yazdı ve hepimiz öğrendik ki Cumhurbaşkanlığı dönemi bittikten sonra “Görev sürem sona erdiğinde partimde siyasete devam edeceğim” açıklamasında bulunan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, aradan neredeyse üç yıl geçmesine rağmen AK Parti üyesi olmamış.
Dolayısıyla Mahir Bey’in Sayın Gül'ü “AK Parti’li olarak görmekle ilgili endişe duyma" konusunda geç kaldığını bile söyleyebiliriz.
HANGİ PARTİ?
Sayın Gül anladığım kadarıyla zaten kendini AK Parti’li olarak konumlamıyor.
Ha Cumhurbaşkanlığı görevi bittiğinde “Partimde siyasete devam edeceğim” demesini hatırlatacaksanız şayet, bundan da vazgeçin derim. Çünkü Abdullah Gül’ün kastettiği PARTİ’nin AK Parti olduğundan emin olunması gerekiyor öncelikle.
Yani, bu parti, kuracağı ya da katılacağı bir parti de olabilir.
Ne bileyim, Mustafa Ceceli’nin söylediği şarkıdaki gibi “Hiç istemem ama insan bu/ çıkıveriyor şirazeden/kendine benzemiyor o zaman/ şeytana dönüyor bazen” diyeceğim geliyor.
Demem o ki insan düşünüyor bazen.
Türkiye
5 ocak 2018
Hiç yorum yapılmamış
1978 kez izlendi
2111 kez izlendi
985 kez izlendi
1302 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.