SİYASET

Fuat Uğur : Cerattepe Bergama’dır!

Tarih
27 Şubat 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Fuat Uğur

Altın gerçeğiyle ilk kez Bergama’da karşılaştık. Dönemin hükümeti ekonomik krizden çıkış yolu ararken önce Bergama altın madenini ihaleye çıkardı.

 

Türkiye’nin altında altın boldu. Rezerv bakımından Güney Afrika’dan sonra dünya ikincisiydik.


Kanadalı Eurogold firması elini çabuk tuttu ve ihaleyi kazandı.


Bergamalı köylüler buna çok sevindi. İş, aş imkânı gelecek, refah seviyeleri artacaktı.


Ancak kısa bir süre sonra Bergama’ya bir takım “Çevreciler” doluştu. Oktay Konyar onlardan biriydi ve çok cevvaldi. Köylülerle toplantılar yapıp onları bilinçlendirmeye başladı. Bir hafta önce iş, aş, ekmek diye bayram eden köylü teyzelerimiz ve amcalarımız aniden bir bilinç sıçramasıyla Nirvana’ya ulaşıp birer çevreci kesildiler ve ortalığa saçıldılar.


Şalvarlı teyzelerimizle kasketli amcalar “Siyanürle altın çıkarılacak, çevremiz zarar görecek, bu altın madeni kapatılsın” diyorlar, her gün televizyonlarda ve gazetelerde boy gösteriyorlardı. Sonunda Ankara’ya yürüdüler, İstanbul Boğaziçi köprüsüne çıktılar. Şenlikli bir eğlence gibi izleniyordu bu protesto. Epey de sempati topluyordu doğrusu.


Ama sonra Necip Hablemitoğlu adlı bir akademisyen çıktı ortaya. Bergama olayıyla ilgileniyor ve arka plandaki Alman vakıflarını kurcalıyordu. Derken bu vakıfların faaliyetleri o denli ayyuka çıktı ve Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne intikal etti mesele. Davada ilginç belgeler de döküldü ortalığa. Çevreci Oktay Konyar’ın köylülere para dağıttığı belgelenmişti ve bu paranın da Alman vak��flarından geldiği belirtiliyordu.


İddianamede Almanya’nın bu girişiminin altında başka ülkelerde altın çıkarma girişimlerini rekabet kaygısıyla Bergama türü eylemlerle engelleme amacının yattığı ifade ediliyordu.


Çünkü Türkiye’de yasal ve yasal olmayan yollardan ithal edilen altının önemli bir kısmı Almanya’dan geliyordu ve miktarı milyarlarca doları buluyordu. Bu yüzden altın üretiminin başlaması Almanya için dünyadaki arz talep dengelerinin bozulması, fiyatların düşmesi ve milyarlarca dolar kayıp anlamına geliyordu.


Almanya bu davaya çok sinirlendi ve Alman Meclis Başkanı Wolfgang Thierse Türkiye’yi “AB’ye giremezsiniz” diye tehdit etti.


Ardından Avrupa Parlamentosu’nun 1998 tarihli A4-0432/98 sayılı “Türkiye hakkında Avrupa stratejisi” başlıklı kararı geldi. Kürtlerle ilgili bir sürü talep sıralandıktan sonra bakın ne deniyordu kararda:


“…mahkeme kararlarının, özellikle 3 termik santral ve Bergama’daki Eurogold şirketine ilişkin danıştay kararının uygulanması, vs. vs...”


Ardından Necip Hablemitoğlu’nun ALMAN VAKIFLARI VE BERGAMA DOSYASI adlı kitabı çıktı 2001’de. Yani ölümünden tam bir yıl önce. Kitabın önsözünde şöyle deniliyordu:


“Bu ülkeyi alttan oyan bir avuç Alman istihbaratçısı, Türkiye’de vakıf temsilcisi olarak görev yapmaktadırlar.”


Hablemitoğlu uzun bir araştırma sonucunda altın madeni yataklarının olduğu her yerleşim merkezinde Alman vakıfları ve örgütleriyle karşılaştı. Ve kitabında “Almanya’daki Türkleri biliriz de Türkiye’deki Almanları bileniniz var mı?” diye sordu.


Ve sonuç:


Hablemitoğlu 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı saldırıda hayatını kaybetti.


Şimdi bugüne ve Cerattepe’ye gelelim.


Artvin’de de zengin altın rezervleri olduğu bir sır değil. Tam 1 milyon 200 bin ton üstelik. Ta 1998 yılında yine Cominco madencilik adlı bir Kanadalı firma işletmek için ruhsat almıştı. Ancak o vakit de çevre örgütlerinin karşı çıkması sonucunda Kanadalı firma 2003’te tüm haklarını Çayeli bakır işletmelerine devrederek çekilmişti.


Önceki gün Star gazetesinde Cerattepe’deki bakır ve altın madeni çıkarma çalışmalarına karşı Artvinlileri gayrete getiren yabancı çevrecileri gördük. Onlar, yıllar evvel tıpkı Bergama’da zuhur eden içimizdeki Almanlar mıydı Hablemitoğlu’nun dediği gibi?


Haberde üç kişi dikkat çekiyor. Zeki Karataş, Pınar Demircan ve Neşe Karahan. Almanya'daki Kultur und Art Initiative e.V Vakfı'nın konuğu olarak her yıl 15 gün süreyle eğitimden geçirilen isimlerin arasında onlar da var. Pınar Demircan yazdığı makalelerde Almanya’nın Türkiye’nin mega projelerine karşı nasıl aktivist yetiştirdiğini kendisinden örnekleyerek itiraf ediyor zaten.


Şimdi bu karşılaştırmayı neden yaptım izah edeyim.


Zamanında Bergama’daki teyzeleri amcaları herkes gibi ben de çok sevmiştim. Yaptığım çevre haberleriyle çeşitli meslek örgütlerinden “çevre ödülleri” almış bir muhabir olarak onları çok destekledim.


Çevre duyarlılığım hâlâ devam ediyor ama artık bazı tecrübelerimiz var.


Necip Hablemitoğlu’nun neden Alman vakıflarıyla Bergama gerçeğini aydınlattıktan sonra öldürüldüğünü biliyoruz. Orada köylülere dağıtılan paraların hangi Alman vakıflarından geldiğini de.


Bu yüzden Cerattepe’ye şüpheyle yaklaşıyorum.


Çünkü bir kez daha kandırılmaya hiç niyetim yok.

Türkiye
27 Şubat 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;