GÜNCEL

Fuat Uğur : Abdullah Bazencir’e neden kızıyoruz ki?

Tarih
02 Şubat 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Fuat Uğur

Ahmet Kaya, 12 Şubat 1999 gecesi Magazin Gazetecileri Derneği’nin düzenlediği gecede ödülünü almak için sahneye çıktığında “Kürt'üm ve Kürtçe albüm yapacağım” dediğinde üzerine fırlatılan çatal bıçakların eşliğinde ve yükselen yuh seslerinin arasında başlatıldı 10. Yıl Marşı. Kendini ispat etmek isteyen o çocuk (Gerçi şimdi kazık kadar adam) sahneye fırlamış ve salondakileri ajite ediyordu. Artık adını yazmak istemiyorum. Kötü bir hastalığın pençesinde ve zaten on binlerce kez özür diledi.

Masalarda oturanların hepsi ayağa kalktı. Olacak şey değildi. Biri çıkıp “Kürt'üm ve Kürtçe plak yapacağım” diyecek. Cürete bak!

Masalardan biri. Videonun kadrajında onları görüyoruz. Ayaktalar ve elleriyle tempo tutarak marşı terennüm ediyorlar coşkuyla. Tanıdık simalar; Mustafa Topalaoğlu, rahmetli Adnan Şenses ve bir tanıdık isim daha; Abdullah Bazencir.

Bilmeyenler olabilir.

Abdullah Bazencir, Bingöl’de 22 çocuklu Zaza bir ailenin ferdi olarak dünyaya gelip İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Konservatuvarında okumayı başarmış ve daha sonra da sesiyle kendisini ispat edeceğini düşündüğü müzik piyasasına atlamıştı. Unkapanı’na kapağı attığında yıl 1980’di. Abdullah Bazencir ismiyle şarkıcılık yapamayacağını ona ilk hangi plak şirketi sahibi söyledi bilmiyoruz. Nasıl Fahrettin Cüreklibatur sinemada Cüneyt Arkın diye tanındıysa, Abdullah Bazencir de Mahsun Kırmızıgül adıyla müzik piyasasına girmişti.

Başarılı da oldu.

Geldiği noktada “Kürt'üm, Kürtçe şarkı söyleyeceğim” dediği için çatal bıçak fırlatılıp üzerine saldırılan Ahmet Kaya’ya yönelik bir linçe katıldı. Zaza olduğunu unutmuş muydu tempo tutarken?

“Türk’üz, Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi/Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!” diye ortalığı çınlatırken yan masada duran ırkçı Ercan Saatçi ve Şenay Düdekgillerden bir farkı olması gerektiğini düşünmüş müydü?

Görüntülerine bakıyorum, yine de sıkıntılı. Belki Zaza Abdullah Bazencir olarak doğup büyüdüğü hatırına geliyor.

Ancak ikbal ağır basıyor.

Üç buçuk atıyor ve tempo tutup marş söylüyor.

Kürt Ahmet Kaya’ya siper olan Çerkes Mehmet Aslantuğ ile Türk Savaş Ay kadar cesaret gösteremediği için, korkak tavuklar gibi sindiği için pişman olmuş mudur onu da bilemiyoruz.

Gelelim bugüne. O vakitler “Kürt” sözcüğüne tahammül edemeyen ana akım medya PKK’lı olmuştur. Devlete ve hükümete galiz küfürler etmek, Kürtler için bağımsızlık bile istemek artık çok kolaydır. 12 Şubat 1999 tarihinde Magazin Gazetecileri Derneği gecesindeki gibi ödleklik yapmasına gerek yoktur. Tam tersine Güneydoğu’da; Cizre, Silopi, Sur, Şırnak ve Van’da ortalığı kan gölüne çeviren PKK’ya söz söylemek risklidir. Kürt şarkıcı Ciyager “HDP bizi kandırdı” demiş ve evinin önünde öldüresiye dövülmüştür.

Bu yüzden Abdullah Bazencir yine kolay olanı seçer ve hükümete saydırır. Bir sürü “barış” mesajı attıktan sonra “Yaralı olan çocukları ve yaşlı insanları ölüme terk etmek hangi dinde yazar. Bu kadar zalim, bu kadar merhametsiz nasıl oldunuz ey başbakan?” diye yazar.

Abdullah kendine yakışanı yapmıştır böylece. Hem eski Kürt düşmanı 28 Şubat medyasının takdirini kazanmıştır, hem de PKK’nın.

Son iki gündür “Yaralı çocuk” dediklerinin Sırp ve Alman keskin nişancılarla birlikte PKK’lı bombacılar olduğunu öğrenmesi de onun için önemli olmayacaktır.

Tüm bu korkuları nedeniyle ve filmlerini sponsor ettiği söylenen cemaatçilerin tavsiyesiyle vazifesini yerine getirmiş, aklını kiraya vermiştir her zamanki gibi.

Nurhan Fidan dostumuzun yazdığı üzere, geç bir aydınlanma örneğidir Mahsun Kırmızıgül. Film sektöründe 5 kez batsa da kibirli sinema entelektüellerine kendini kanıtlamaya and içmiş, yeni nesil sosyal içerikli filmlerin aranılan yönetmeni olmayı kafasına koymuştur. Vicdanını satılığa çıkararak gelebildiği bu noktadan tepetaklak yuvarlanmayı göze alamamaktadır. Bu yüzden doğduğu toprakların eli kanlı ve silahlı barbarlarına barışın ne denli kıymetli olduğunu söylemek aklının ucundan bile geçmez.

Mahsun Kırmızıgül, Zaza Abdullah Bazencir’in alt egosudur. 12 Şubat 1999’da “Kürt düşmanı” olarak tezahür eder, 29 Ocak 2016’da “PKK dostu” olarak.

Hepsi bu, ona kızmayalım.

Sanatçı ya da siyasetçi; tarihi korkaklar yazmıyor.

Türkiye
2 Şubat 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;