Pazar günü olan oldu.
Bir şehit cenazesine katılan Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırıldı.
Basit bir saldırı değil, tam bir linç girişimiydi ve planlı, programlı olduğu da çok belliydi.
Bildiğiniz konu, anlatmaya gerek yok.
Duyar duymaz telefona sarıldım.
Sonunda Basın Danışmanı Okan Konuralp’e ulaşabildim.
Telefonu açtığında ağlıyordu.
Öfkeden, çaresizlikten, gerginlikten. “Duygu patlaması” olarak tarif etti.
Kemal Bey iyiydi, o diğerlerine moral vermeye çalışıyordu o sırada.
Peki sizce bu saldırı “beklenmeyen ve şaşırtıcı” bir olay mıydı?
Bana sorarsanız hayır.
Ben böyle bir şeyi aylardır “Eli kulağında, ha bugün ha yarın” olarak bekliyordum.
Açık söylemek gerekirse “Daha vahimini” bile bekliyordum.
“Bundan daha vahim ne olabilir” demeyin sakın. Tarihimiz çok vahim olaylarla dolu ve son aylarda oluşturulan, oluşturulmaya çalışılan siyasi iklim, buna çok müsait.
Böyle bir şeyi kaleme almaya bile çekindiğim, akla karpuz kabuğu düşürmek gibi gördüğüm için asla yazmadım ama konuştuğum pek çok kişiye, “Bu iklim iyi değil. Öyle bir iklim yaratılıyor ki, komşunun komşuyu kesecek hale gelmesi 1 gecelik iştir. Bunu görmeleri lazım” diyordum.
Gençler bilmez ama biz bunları yaşadık. Bazen bir maç bahane oldu, bazen bahaneye bile gerek kalmadan bir ilimiz kan gölüne dönüverdi.
Şimdi “Bu bir provokasyondur” diyecektir pek çok yetkili ve etkili kişi.
Doğrudur.
Bu muhtemelen bir provokasyondur. Provoke edilenin bile provoke edildiğini fark etmediği bir provokasyon.
Ama zaten öyledir her zaman.
Yabancı gizli servislerin işi de olabilir, içerden birilerinin de, fark etmez!
Önemli olan provokasyona müsait iklimi yaratmamaktır.
Yarattın mı, provoke eden çıkar bir yerden.
Bu nedenle Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı, ucuz atlatılmış bir işaret fişeğidir.
Neye işaret ettiği dikkate alınmalıdır.
***
Oy ve seyahat
Olay sonrası Hulusi Akar’ın talihsiz konuşması var.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne en üst rütbede komutanlık yapmış birinin asla söylemeyeceği cümleler çıktı ağzından.
“Mesajınızı verdiniz, tamam” diyerek.
Böyle mesaj verilir mi, böyle bir söz edilir mi?
Aklım almıyor.
Devlet Bahçeli ise “Hassasiyetler belli, yüzde 9 oy aldığın bir yere niye gidiyorsun” diyerek Kılıçdaroğlu’nun o cenazeye katılmaması gerektiği söylüyor.
İyi de, siyasetçiler bir yere gitmek için orada yüzde kaç oy alacaklar acaba?
Yapmayın, lütfen.
Bari siz yapmayın!
***
Eşeğin ipini çözmek
Ülkenin içine sürüklendiği durumu anlatan güzel bir hikayeyi, yeri geldiği zaman paylaşmak lazım.
Hadi birlikte okuyalım:
“Eşek ağaca bağlıydı.
Şeytan geldi, ipini çözdü. “Rahatça otlasın diye” dedi niye çözdüğünü soranlara.
Serbest kalan eşek hemen komşunun tarlasına daldı ve filiz vermiş ekinleri yemeye başladı.
Tarla sahibinin karısı tarladaydı, eşeğin ekinlere daldığını görünce kovalamak istedi ama eşek gitmedi. Kadın bunun üzerine domuzlara karşı yanında bulundurduğu çifteyi çıkarttı, eşeği vurup öldürdü.
Eşeğin sahibi tüfek sesini işitti, baktı ki eşek öldürülmüş ve elinde tüfekle bir kadın ona doğru geliyor. O da elindeki tüfeği kadının üzerine boşalttı.
Çiftçi kahveden döndüğünde karısını ölmüş buldu.
O da tüfeği alıp eşeğin sahibini öldürdü.
Eşeğin sahibinin oğlu eve geldiğinde babasını ölmüş bulunca, gitti tarla sahibini öldürdü.
Tarla sahibinin oğlu eve geldi. Bir de baktı ki anası ve babası öldürülmüş.
O da tüfeği kapıp eşeğin sahibinin oğlunu ve anasını öldürdü.
Haber ailelere ulaştı.
yazının devamı
YORUMLAR
1877 kez izlendi
920 kez izlendi
1072 kez izlendi
2293 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.