YILLARCA DIŞ MÜDAHALEYİ, DIŞ BASINCI, DIŞ GÜÇLERİ anlatmayaçalıştım. Çünküinsanlarımızbilmiyordu!
Hala da anlayamayan önemli bir kesim bulunmakta. Bunun partisi, ideolojisi falan olmaz!
Ama tarihimiz bu YABANCI MÜDAHALELERLE doludur.
Bizler olayları sonuçlarıyla değerlendirmeyi ıskaladık. NEDEN-SONUÇ ilişkisinde çok kez sınıfta kaldık. Şahsen hiçbir ülkeye hiçbir kişiye husumetim düşmanlığım yok.
Olamaz da. Ancak kimsenin ülkeme de müdahale hakkı olmamalı. SOL da SAĞ da yıllardır dışarıdan gelen rüzgarların etkisinde kaldı.
İsimlere girsem SAVAŞ çıkar!
Ama böyledir.
Çok kişi, kimin gerçekte KİM olduğunu bilmez! Masal devam eder... Mesela SOL'un simge isimlerinden biri eline geçen DEVLETBELGELERİNİ (MİT veDIŞİŞLERİ)TERCÜME eder ve Londra'ya yollardı. SAĞ'da da buna benzer çok ama çok olay vardı. Masum temiz inançlı kişiler suiistimal edilirdi. Bunu önleyen önüne geçen çıkmıyordu... Zordu!
Sermaye yapısı bilimsel metotlarla incelendiğinde ilginç bir tomografi ortaya çıkacaktı!
Ülkenin yazılı olmayan GİZLİ KOD'ları vardı. Kimse konuşmuyordu. Yazan çizen de yalnız kalırdı. Göz önünde olan çok kişi DIŞARIDA birine bir kuruma bir devlete tutunuyordu. Elbette herkes değil. Ancak ilişkilere de sırtımızı dönemezdik. Çok kez kullanılanlar kullanıldıklarını bilmiyordu. Acı olan da buydu...
Neyse...
CHP lideri son dönemde tempoyu artırdı. Açık ve net.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyadan 18 EKİM vurgusu yaptı. "18 Ekim Pazartesi itibariyle bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır.
'Emir almıştım' diyerek bu kirli işlerden sıyrılamazsınız. Size kanun dışı her ne yaptırılıyorsa, Pazartesi itibariyle durun..." dedi. Kabaca sözleri bu kapsamdaydı... Kemal Bey bir de MERKEZ BANKASI'nı ziyaret ediyor hiç yapmadığı bir işe imza atıyordu. Dün de grup toplantısı vardı.
Konu yine MERKEZ BANKASI'na geldi. "MerkezBankası kararlarını doğrudankendisi belirleyemiyor, saraymüdahale ediyor. Gittik MerkezBankası'na 'Bankanıza sahipçıkın' dedik. Çok iyi yetişmişkadroları bankanın dışına itipdışardan eleman getirmekdoğru bir yaklaşım değildir..."çıkışı yaptı.
Kemal Bey'in hamleleri peş peşe gelirken YUNANİSTAN'ın etkili gazetelerinden Estia, İngiltere'nin ATİNALEFKOŞA ve ANKARA Büyükelçilerinin Yunan siyaset ve medya temsilcilerini toplayıp "Erdoğan'ın günleri sayılı. Kansız bir geçişe gidiyoruz..." dediğini yazdı. Detaylarda olası bir DARBEDEN de söz edilmekteydi... İngiltere tarafından herhangi bir yalanlama geldi mi bilmiyorum.
Geldiyse ben atlamışım... Ama önemliydi!
İngiltere, Yunan gazetesi üzerinden tartışılırken önceki akşam başka bir şey oldu. DIŞARIDAN bir sinyal geldi!
ABD, Almanya ve Fransa'nın da aralarında olduğu 10 ülkenin Ankara büyükelçilikleri ortak bir açıklama yayımlayarak, Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısında bulundu. Osman Kavala'nın tutukluluğunun dördüncü yılı nedeniyle yayımlanan ve ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda'nın imzaladığı ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Bugün, Osman Kavala'nın tutukluluğunun 4. yıl dönümü. Daha önce verilen beraat kararının ardından farklı davaların birleştirilmesi ve yeni davaların açılması yoluyla davasında süregelen gecikmeler, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve Türk yargı sisteminin şeffaflığına gölge düşürüyor..." 10 ülkenin BÜYÜKELÇİSİ davanın daha adil ve hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını istiyordu...
Çağrıda bulunuyorlardı...
10 ülkenin büyükelçileri açıklama sonrası Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.
Büyükelçiler uyarıldı, bakanlıktan yapılan açıklamada, "Hadsiz açıklama kabul edilemez" denildi. Bu da doğaldı... Olması gerekendi... Bu DIŞIRADAN gelen BASINÇ içeride de artarak devam ediyordu. Bu gerilimle YARIN MERKEZ BANKASI PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANACAK. FAİZLERLE İLGİLİ YENİ KARAR ALACAK. Kemal Bey bankayı ziyaret etmeden önce BAŞKANI İHANETLE suçluyordu! Ziyaretten sonra ise "BANKANIZA SİHİPÇIKIN dedik" diye açıklama yapıyordu. Bu iklimde MERKEZ yarın FAİZLERİ AYNI bile tutsa "KEMALBEY yaptı" olacaktı! FAİZLER düşürülür ve döviz çıkarsa da "BİZİ DİNLEMEDİLER" denilecekti. Yani her iki olasılıkta da Kemal Bey önde olacaktı! İngiltere Erdoğan'sız dönemi işaret ederken, ABD başta olmak üzere 10 büyük ülke YARGI üzerinden ANKARA'ya parmak sallıyordu.
MHP lideri Devlet Bahçeli de dün Kemal Bey'in 18EKİM vurgusuna atıf yaparak "Süre doldu, üstelik bir gün de geçti. Sayın Kılıçdaroğlu, ne oldu, heyben doldu mu? Attığın taş yerini buldu mu? Başın göğe erdi mi?" diyordu.
Tam da bu saatlerde TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Merkez Bankası bağımsızlığına ilişkin konuşuyordu. Özilhan, "Düşen sadece TürkLirası'nın değeri değil,su rezervlerimiz,birbirimize güvenimiz,ihracatımızda yüksekteknolojili ürünlerinpayı, mutluluğumuz vehuzurumuz da geriliyor..."diyerek MERKEZ'in rahatbırakılmasını söylüyordu. Tuncay Bey de Kemal Bey gibi düşünmekteydi... Bütün bunların arasında geçtiğimiz haftanın konusu olan FAHİŞ FİYAT ARTIŞI tekrar alevleniyor ve BİM YÖNETİCİSİ Galip Aykaç "Bizler üzerinden yapılanhaksız kamuoyu algısınıkabul etmiyoruz..." mesajınıpaylaşıyordu...
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.