Sesli Makale

26 Mart 2015

Çok garip şeyler oluyor! Dün klavyenin başına geçtiğimde ne yazacağımı bilmiyordum! Bu arada Emre odaya girip "Afrika'da son üç ayda karışıklık çıkmayan ülke yok neredeyse!" dedi! Haklıydı! Büyük paylaşım savaşı hatta görünmeyen ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI tüm hızıyla devam ediyordu! Ama biz bütün dikkatimizi içeriye vermeye bayılıyorduk! Özellikle birileri Bülent Arınç ile Melih Gökçek'in atışmasını dikkatle izliyor, manşetlerini önceden atıyor, Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ın arasında çatışma çıkmasını da büyük bir iştahla bekliyordu! Bunların kesinlikle haber değeri vardı! Yazılacak ve çizilecekti elbette! Ama birilerinin amacı bu değildi! Ve bizler AKTÖRLERİN rollerini bilmediğimiz için doğruyu geç görüyorduk!
Bana da dostlarımız sık sık "Neden isim vererek daha net yazmıyorsunuz?" diye soruyordu...
Galiba en büyük eksiğimiz karşımıza çıkanların BAĞLI oldukları koordinatları tespitte geri kalışımızdı!
Defalarca söyledim! Bu topraklarda hiçbir şey kendiliğinden olmaz!
Ben de "BAĞIMSIZ ve MİLLİ bir ülkeydik!" demeyi çok isterdim... Hiçbir şey bilmesem, görmesem ve bizi bize bırakmamak için çalışanları ıskalasam böyle söylerdim! Bu kervana katılırdım! Ama ne yazık ki böyle değil! Son 10 yılda yapılan büyük ve anlamlı mücadeleye rağmen içimizdekileri atabilmiş değiliz!
Durum böyleyken hem içeri bakmak hem de içerideki aktörlerin BAĞLI oldukları merkezleri yazmamak olmaz! Ama biz de oluyor! Yukarıda kavga isteyenler özellikle kendi adamlarının gizli yüzlerini saklıyor! Ben tek tek yazabilirim! Elimi tutan yok! Ama bunu yapmak yerine büyük fotoğrafa ve kuklacıya bakmak çok daha anlamlı...
Belki böyle sonucu değiştiririz!
Bakın! Aylardır İngiliz medyası Londra'dan yola çıkan genç kızları, genç delikanlıları, genç doktorları yazıyor da yazıyor! İngiliz devleti kendi havalimanlarını görmezden gelerek bizim gerekeni yapmadığımızı iddia ediyor ve suçluyor! THY Genel Müdürü'nü bile ayaklarına çağıracak kadar ileri gittikleri oldu! Havalimanlarımıza "İngiliz polisi!" önerildi! Yani İngiltere'de görevlerini yapmayanlar, gelip İstanbul'da destan yazacaktı! BÜYÜK OYUN SÜRÜYORDU! Medyayı öyle kullanıyorlardı ki gerçeği bulup çıkarmak çok zordu!
Dünya medyası ısrarla İngiliz gençlerinin ya da BİRLEŞİK KRALLIK topraklarından gelenlerin Türkiye üzerinden IŞİD'e katıldığını yazıyordu!
Kimse bu rüzgardan kaçamıyordu!
Herkes bu sürüye katılıyordu! Ama Kanada ve İngiltere'ye çalışan Muhammed El Raşit isimli AJAN yakalandığında susuyorlardı! NEDEN? Kraliçe ve adamları, kendi gönderdikleri adamların TÜRKİYE üzerinden IŞİD'e geçtiği algısını oturttu! Oysa ortada abuk bir durum vardı! Çünkü LONDRA-ŞAM arasında her gün UÇUŞ VARDI! Yani istediklerini, Esad'ın başkenti üzerinden gönderebilirlerdi! Zaten böyle de yapıyorlardı! Ama biz bilmiyorduk!
Kıbrıs'ta iki üsleri vardı! Rumlar da pek sözlerinden çıkamazdı! Oradan da deniz yoluyla istedikleri kadar insanı IŞİD'e aktarabilirlerdi!
Ürdün vardı! İsrail vardı! Suudi Arabistan vardı! VARDI, VARDI, VARDI! Ama ille de Türkiye vurgusu yapılıyordu!
Israrla ve sinsice bir planla "IŞİD'in arkasında ANKARA var!" kalıbını yerleştiriyorlardı!
Yakalatmak istedikleri ajanlarını, Türkiye topraklarında görevlendirip harcıyorlar ama bir taşla iki kuş vuruyorlardı! Hem İstanbul otogarı ile Şanlıurfa arasındaki HATTI ortaya çıkarıyorlar hem de geçiş noktasının ANADOLU olduğunu dünyaya ilan ediyorlardı! Tabii biz de bu geçişi destekleyen taraf oluyorduk! OYUN BUYDU!
IŞİD'in yani Irak Şam İngiliz Devleti'nin amacı güney sınırımızın aşağısında SÜNNİ görünümlü bir DEVLET oluşturmak ve kullanmaktı!
Öncelikle hedefleri KÜRTLER'di!
Ankara'yı, IŞİD'e destek verir pozisyona getirmek istiyorlardı! Böylece aslında KÜRTLER'e saldıran IŞİD değil, ANKARA olacaktı! Ve sonuçta namlular ANADOLU'ya dönecekti!
Durum böyle olunca da ne kardeşlik, ne açılım, ne gelecek, ne de Büyük Türkiye hedefi kalacaktı!
Yine bir taşla 3-5 kuş vuracaklardı!
Bu plan tüm hızıyla devam ediyordu!
Ama bu kadar da değildi!
14 Ekim 2014'te Filistin'in devlet olarak tanınması Avam Kamarası'nda kabul edildi. Böylece milletvekilleri 'İsrail'in yanı sıra bir Filistin devletini de tanıdıklarını' göstermiş oldu. 274 milletvekili evet oyu verirken, 12 milletvekili hayır oyu verdi.
24 Mart 2015'te, İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkesinin Ortadoğu sorununda iki devletli çözümün kalıcı barış için en iyi yol olduğunu söyledi.
24 Mart 2015'te, ABD'nin Wall Street Journal gazetesinde yer alan bir haberde, İsrail'in casusluk yaparak İran'la yapılan nükleer müzakereleri dinlediği ve elde ettiği bilgileri ABD Kongresi üyeleriyle paylaştığı iddia edildi.
Ve daha önemlisi 3 Ocak 2015'te, Yahudi medya baronu Murdoch'ın şirketi HarperCollins, yeni Ortadoğu haritasında İsrail'i yok saydı. Bu, Murdoch'ın, İsrail yönetimine bir mesajı olarak yorumlandı...
İsrail'i kuran İNGİLTERE, şimdi IŞİD'i kuruyor ve Filistin'e sahip çıkıyordu! Londra-Tel Aviv-New York hattındaki BARONLAR bambaşka bir oyun oynuyordu! Ortadoğu'da yeni İSLAM KARTIYLA yeni düzen getirmek istiyorlardı! KÜRTLER ve IŞİD burada önemli rol oynayacaktı!
Bizim, I. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan sistemi bozmamıza izin vermeyeceklerdi! Amaçları buydu!
Yine İngilizler'i görmeden mücadele edecektik! Gitmeyi amaçladığımız yerlerde onlar vardı! Ulaşmamız engellenmek istenecekti!
Bunun için de hem Ankara'dan, hem AK Parti'den, hem muhalefetten, hem patronlardan, hem medyadan, hem Kürtlerden hem de çevreden yararlanacaklardı! Çullanmak ve Ankara'nın kurduğu oyunu bozmak için on koldan geleceklerdi! Zaten kaç zamandır hazırlanıyorlardı! Satranç oynayıp bizi MAT etmek istiyorlardı!
Bölgeye Müslümanlar'la çatışmak için kurdukları İSRAİL'in yerine şimdi kimin yönettiği ve kime saldıracağı belli olmayan IŞİD'i getirip koyuyorlardı! Bu iş nereye gider! Karışık! İngilizler'in efsane iktisatçısı John Maynard Keynes ne diyordu: "Uzun vade kavramı, olaylara bakışımızı yanlış yönlendirir. Çünkü uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız..."
Türkiye'de kimsenin dışına çıkamadığı model de KEYNES'e aitti! Adamlar 100 yıllık plan yaparken bizim günlük kavgalarla oyalanmamızı istiyordu! Güzel değil mi!
EN büyük engel beynimizin kıvrımlarına yerleşmiş olan eski fikirler!
Birbirimizi dinlemekten bile kaçındığımız şu dönemde bu zor biliyorum! Ama başka da çaremiz yok! Hiçbirimizin gideceği başka yer yok!

Takvim