Sesli Makale

13 Ağustos 2015

ELBETTE 90'lar'a dönmedik ama yine de tansiyon yüksek! Şehit haberleri, bombalı saldırılar, sıkılan kurşunlar, kurulan tuzaklar, yetim kalan bebekler, gözü yaşlı analar, eşler, hatırlamak istemediğimiz DEVLET TÖRENLERİ, şehidine selam duran askerler, polisler... Neler oluyordu?
İngiliz gazetelerine bakın! Hep bir ağızdan "TÜRKİYE'DE İÇ SAVAŞ KAPIDA!" çığlığı atıyorlar!
Olan biteni KAOS olarak gösterip yine Erdoğan'ı işaret ediyorlar!
Neler neler...
Osmanlı'yı tasfiye eden ve yerine istedikleri formatta devleti kurduran İngilizler'di! Elimiz mahkumdu! Günün şartlarında herkes en iyisini yaptı. Kürt meselesi de burada ayrı bir parantezde ele alınmıştı.
Türkler'in günün birinde toparlanma ihtimaline karşı kullanılacak bir silaha ihtiyaçları vardı! Bu da Kürtler'di!
Osmanlı'nın yıkılmasıyla başlayan yeni dönemde ANADOLU'da herkes TÜRK'tü ve hiç KÜRT yoktu! Temele bu ideoloji konulunca, sonuç alınması imkansızdı. Türkiye 70 yıl "KÜRT'e Kürt" diyemedi! Diyemediği için de oyunu kurgulayanlar bunu istedikleri gibi kullandı. Kürtler'i değil ama dağa çıkan çocuklarını seviyorlardı.
Bakın Öcalan, Suriye'den çıkmadan önce "Artık silahlı eylem olmayacak. Siyasetle çözüm arayacağız!" dedi. Şam'ı terk etti. Yunanistan, Hollanda, Danimarka, Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere gibi AVRUPA ülkeleri hiç OTURMA izni vermedi. "buyur gel" demedi. Çünkü PKK ONLARIN HESAPLARINA göre silahı asla ve kat'a bırakamazdı! Bindiği uçak kaç ülke dolaştı hatırlamıyorum ama en son KENYA'da yakalandı ve Türkiye'ye verildi!
Veren ABD'ydi! Demek ki Öcalan'ı hem "PKK içinden rakip biri çıkmasın" diye korumak istiyorlar hem de Türkiye'ye bu sorunu çözmek için başka bir yol öneriyorlardı!
Ama daha öncesi vardı!
Hatırlayalım... Özellikle 1993... DARBE YILI... Türkiye'nin en karanlık ve en kanlı senesi! Turgut Özal öldürüldü. Eşref Bitlis'in uçağı düşürüldü. Bingöl'de PKK 33 eri kurşuna dizdi. Madımak ateşe verildi, 37 insan yanarak can verdi. Uğur Mumcu katledildi. Cem Ersever öldürüldü!
Rahmetli Turgut Özal gidişatı beğenmeyip aşağı inecekti. Partisi de hazırdı! İnip iyi bildiği KÜRT sorunu ÇÖZECEKTİ. Ama bir güç bu hamle için erken olduğunu düşündü ve etkisiz hale getirildi.
Eşref Bitlis ve Cem Ersever de Saddam'la konuşan iki askerdi!
Saddam güneyden Türk askeri de kuzeyden gelip PKK'yı yok edecekti! Ama ABD'nin Irak'a iki kez KÜRTLER'i korumak için girdiğini unutuyorduk! Washington, dünya planını Ortadoğu üzerine kuruyor ve merkeze de KÜRTLER'i alıyordu. Uğur Mumcu da Öcalan'ı itibarsızlaştıracak bir takım belgeleri açıklayacağı için ortadan kaldırılıyordu.
CIA eski Başkanı David Petraeus geçenlerde ABD'de "Kürtler'in tek dostu dağda değil" diyordu... Özal aşağı inip Doğru Yol Partisi'nin önünü kesmek istiyordu! Ama Çiller ile Doğan Güreş Paşa gerekliydi. Köylerin yakılması göçün tavan yapması bu dönemde oldu! Şiddet aldı başını gitti. KORUCULUK sistemi iyice oturdu! Devletin koruyamadığı yerleri KORUCULARA vererek aslında oradaki AĞA'ları yani ekonomik adaletsizliği körüklüyorduk. Para ve adalet gitmeyince, silahlar patlıyordu!
Adnan Kahveci de bunu gidermek istiyordu. Kürt sorununu çözmek için kim AKIL ürettiyse gitti! Örnek çok!
Bir güç, Öcalan'ı korumaya alıyor bir başka güç de silah, mühimmat, akıl, strateji, adam ve para vererek terörü destekliyordu! İkisi de KÜRTLER'in iyiliği içindi! Söylenen buydu! Biz devlet olarak o yıllarda kendi modelimizi geliştiremedik. İDEOLOJİLERE sarıldık. 1923'ten bakarak 2000'li yılları kapsamaya çalıştık. İçinde matematik olmayan hiçbir şey yaşamazdı. Hesap yanlıştı. ABD ile AVRUPA oyun kurup plan yaptı.
Biz de ne yazık ki Avrupalı güçlerin tuzağına düştük. Sorunu silahla çözmek istedik. Bunun olmayacağı 30 yılda anlaşıldı. Kürtler'in de ayrı bir devlet kuramayacağı aynı zaman diliminde görüldü!
Aslında hem Türkler hem Kürtler kandırılıyordu! Ama biz oyunu görüp KARDEŞLİĞİMİZİ haykıracağımıza kavga ediyorduk. BATI için bu bulunmaz fırsattı! İsrail'i ARAPLAR'ın başına bela eden akıl, PKK'yı da ANADOLU'nun gücünü emmesi için icat edivermişti! Kürtler Avrupa için Araplar'a ulaşma yolunda sıçrama tahtası bizim için ise sınır kapısıydı.
PKK başlangıçta SOL bir hareketti ve AĞA'lara saldırıyordu. İstanbul'daki eski SOL'cular gazeteci, reklamcı ve BARONLARA sığınırken onlar gerçekten OLİGARŞİ ile mücadele ediyordu. Tam bu noktada SOL'un SOL olmayan eli devreye girdi ve PKK Avrupalı'laştı! SOL olan PKK devletiyle savaşıyordu! Örgüt ele geçirilmiş artık ipin ucu kaçmıştı... Öcalan Şam'da yaşıyor ama PKK Hakkari'de, Tunceli'de, Şırnak'ta, Bingöl'de, Mardin'de, Lice'de saldırıyordu! Bütün emirleri Öcalan mı veriyordu? Ya da Öcalan neden örgütün merkezi olan KANDİL'de bir mağarada yaşamıyordu!
Daha önce Öcalan'a rakip çıkarılan isim suikastla ortadan kaldırılırken aynı güçler şimdi SİYASETLE bu işi yapıyordu! HDP aslında buydu! BARONLARI, AĞALARI koruduğu için çatışmaya ve PKK'ya ihtiyaç duyuyordu! Bu nedenle de asla PKK'ya "terör örgütü" diyemiyordu.
Diyemezdi. Biz ta başında koruculukla, "KÜRT'ün KÜRT'le imtihanını" başlatıp sonrasında DEVLET olarak müdahale ediyorduk. SIFIR noktasında sorunu anlasak 30 yıl kazanacaktık. Ama dağılan SSCB'nin uzantılarıyla birleşmememiz için içeride dağınık olmak durumundaydık. Bunu da PKK ile bir güzel başardılar. Kendi içimizde debelenirken dünyayı ve bölgeyi kimsenin görecek hali yoktu.
PKK ile siyasi sonuç alınıyor ve biz içeride dışarıda kısırlaştırılıyorduk.
Dünya genelinde saygınlığı olmayan İsrail burada saygı görürken, sevgiyle karşılanırken biz kardeşlerimiz olan KÜRTLER'e o eli uzatamıyorduk.
Sorun çıkınca da silahla bitirmenin yollarını arıyorduk. 30 yıl ne dendi? KÜRTLER AYRI DEVLET KURACAKLAR VE ÜLKEYİ BÖLECEKLER! Kimle nasıl ve ne şekilde bunu yapacaklardı? Türkiye bir muz cumhuriyeti miydi? Hiç mi kendimize güvenmiyorduk! Kurup ta ne elde edeceklerdi? Devlet kurarlar ama ekmeği tuzu buradan almak zorunda kalırlardı. İçecek su bulmakta zorluk çekerlerdi. Ve o devlet hangi parayla ekonomi ile ayakta kalacaktı? Yaz mevsimini beklerler, ÇUKUROVA'ya çalışmaya gelmek için gün sayarlardı!
Bunlar gerçeklerdi! Para yoksa üretim yoksa devlet te olmazdı!
Düşünmeden karar alıyor ve uyguluyorduk! Kürtler de kendilerini bağırlarına basacak tek gücün Türkiye olduğunu unutuyordu! En azından bir bölümü! İsim vermek istemiyorum! Kürtler adına siyaset yapanların bazıları, BARONLARA çalışıyor. Kürtler adına eline silah aldığını söyleyenlere inanmayın! Bakın Ferguson'a! Siyahlar ortalığı karıştırdı, gözaltına alınanların büyük çoğunluğu Fransız ve İngiliz çıktı.
Irak'ta Kürtler'in bir oluşumu gerçekleşti. Ve Ankara buna "KÜRT" dedi. Ve Kürt kardeşleri elindeki tek hazine olan petrolü Türk kardeşleri üzerinden satıp parasını kasasına koyuyordu! Gerçekte Kürt meselesi bitmişti. Yakında da tamamen ortadan kalkacaktı. Bunlar masada Türkiye'den PAY alma çabalarıydı. Dönün en başa! İngiliz gazetelerine... İÇ SAVAŞ ÇIKACAKMIŞ! Hayalleri bu! Ne istiyorlardı? Türk ve Kürt'ü ayırıp parçalamak!
Peki bizler İngilizler'in, Almanlar'ın, Fransızlar'ın oyununa gelecek miyiz?
Şam'dan çıkan Öcalan'ı bir türlü almayan Avrupalı devletler, neden her kasabasında PKK'ya ofis açtırıyordu?
Neden her türlü desteği veriyordu?
Bunu da Kürt kardeşlerimiz düşünsün! OYUN BASİT! Düşmezsek, çok büyük adımlar atacağız! Takılırsak bir 30 yıl daha kaybederiz! Ama tarih bizden akışa müdahale bekliyor! Evde oturup izleyecek miyiz, yoksa yumruğumuzu masaya birlikte vuracak mıyız?
Karar bizim!

Takvim