CHP sonunda kendinden bekleneni yaptı. Kükredi!
Cumhuriyet Gazetesi'ne, HDP'ye, üniversitelere, bir anlamda FETÖ'ye sahip çıktı.
Tabii bunları yaparken de AK PARTİ'ye saldırdı… CHP'nin çıkışının ne anlama geldiğini onlar anlamasa da yazacağız… Ama önce Türkiye nasıl bir ülke onu anlatmaya çabalayalım… Türkiye'nin kuşatılması için verilen kararda gönüllü olarak yer alan oyuncular vardır. Sokakta görsek tanımayacağımız isimler, bu senaryonun içindedir.
Bu KUŞATMA isteği yeni değildir! Ülkemiz 200 yıldır bu pranga ile yaşamaktadır! Ve şimdi de ayağa kalkıp koşmaktadır. Siz bakmayın FELAKET TELLALLARINA…
Uzaklara gidelim. Amerika'ya… Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı James Clapper, önemli bir isimdir. ABD devleti içinde etkili bir yeri vardır. Bu isim 15 TEMMUZ KALKIŞMASI'nda yer alan ve daha sonra tutuklanan 2 generalle ilgili olarak BEYAZ SARAY'a rapor sundu… Clapper'ın verdiği raporda KABİL-DUBAİ-WASHİNGTON rotasında kaybolmak isteyen iki TÜRK GENERALE yer veriliyordu. Bunlardan biri Tümgeneral Cahit Bakır diğeri ise Tuğgeneral Şener Topuç idi. Bu iki ismi DUBAİ'de MİT'in ısrarlı takibi yakalattı!
ABD'ye gidemeden!
ABD ULUSAL İSTİHBARAT DAİRESİ BAŞKANI NEDEN BU İKİ TÜRK GENERALLE İLGİLENİYORDU? Başka işleri mi yoktu? Ya da bizim bilmediğimiz bir takım özelliklere mi sahiptiler?
Afganistan'da görev yapan bu iki general tutuklandıktan sonra CIA hemen devreye girdi… Ancak Türk istihbaratı, iki ismi alıp Türkiye'ye götürmüştü bile… Ancak ABD ısrarlıydı. Bu iki ismin güvenliği ve sağlığı için çaba harcıyorlardı. Kendileri için çok önemli olduklarını da gizlemiyorlardı… Bakır ve Topuç, hem ABD hem NATO için önemliydi. Bu isimler için PAZARLIK kapısı sonuna kadar açıktı. Çünkü CIA bunları bir an önce alıp götürmek istiyordu. Burada kalmalarına razı değillerdi. CLAPPER'a göre BU İKİ TÜRK GENERALİ, DOĞRUDAN AMERİKAN İSTİHBARATINA ÇALIŞIYORDU!
James Clapper'ın sunduğu raporda, Bakır ve Topuç'un ABD için yaptıkları ve dahil oldukları planlardaki görevlerine, özellikle dikkat çekildi… Clapper'ın sunduğu bu DOSYALARDAN başka, OBAMA'nın önünde tam 11 kişiyle ilgili de bilgiler vardı! Hepsi de 15 Temmuz'dan sonra geldi! Ve BEYAZ SARAY yani Başkan Obama, önüne gelen bu dosyaların hiçbirine sırtını dönmedi. "GEREKEN NEYSE YAPIN" TALİMATI VERDİ!
Tümgeneral Cahit Bakır, Kayserili'ydi.
Sordum soruşturdum ORDUDA pek seveni yok. Detaya girmek istemem ama pek tutulmadığı ortada! Bakır'ın bir de erkek kardeşi var! O da doktor! Prof. Dr. İhsan Bakır… İstanbul Çekmece Kamu Hastaneleri Birliği eski Genel Sekreteri olarak görev yaptı. Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda verdiği HAPİS YATABİLİR RAPORLARIYLA ismi gündeme geldi. Mehmet Haberal'dan Ergin Saygun'a kadar pek çok kişiye "Hapis yatıp tedavi olmasında bir engel yoktur!" raporunu verenin o olduğu iddia edildi! Kendisi "Yok böyle bir şey" dese de o dedikodular hala sürmekteydi!
Doktor kardeşin eşi de AK Parti Kayseri eski Milletvekili ve aynı zamanda İTÜ rektörlük yarışında boy gösteren Pelin Gündeş Bakır'dı. Eşi yani DOKTOR BAKIR'a FETÖ gerekçesiyle görevinden el çektirildi. Döndü mü bilmiyorum. Ama soruşturmada ismi geçiyordu… Hiç tanımadığımız bir aile!
İki kardeş. Ve ne tesadüftür ki ikisi de FETÖ'nün içinde. GENERAL olan için CIA çırpınıyor. Clapper özel dosya olarak BEYAZ SARAY'a sunuyor. Bir el kurtarılması için gerekenin yapılacağını açıklıyor… Bir TÜRK askeri için CIA ya da BEYAZ SARAY neden devreye girer ki?
Bu sorunu cevabını vermek istemiyorum… Çünkü böyledir bu işler!
Biz yabancıları 200 yıldır göremiyoruz.
BUNLARLA İŞBİRLİĞİ yapanları ne zaman biri çıkıp işaret etse hemen KOMPLOCU damgasıyla karşı karşıya kalır! EN azından dün böyleydi!
İŞBİRLİĞİ yapanlar bu ittifakı gizlemek için akla gelmeyecek metodlarla yürürler… Bu milletin aklını küçümsemek için ellerinden geleni yaparlar. Biz de 200 yıldır karşımızda sarışın mavi gözlü yabancılar ararız… Ama gerçekte karşımızdakiler BİZDEN değildir ve hiç olmamışlardır… HDP'ye ve Cumhuriyet Gazetesi'ne geri dönelim… Bir gazetecinin ya da bir siyasetçinin tutuklanmasını isteyecek insanlar değiliz.
Bir gazeteci olarak asla ve kat'a böyle bir şeye destek vermem! Veremem!
Ama ATATÜRK ismiyle LAİKLİKLE insanların duygularını kaşıyıp perde gerisinde FETÖ ile ortak proje yapılmasına da karşıyım… Cumhuriyet Gazetesi'nden ATATÜRKÇÜ çok isim gönderildi. Ama birkaç milyon dolar kazanarak çektiği FİLM-BELGESEL'de MUSTAFA KEMAL'i karanlıkta uyuyamayan biri olarak gösteren kişi de o gazeteye GENEL YAYIN YÖNETMENİ yapıldı… Cepheden cepheye koşan insanlara KORKAK demek aklın alacağı iş değildi! Ama iktidarda MÜSLÜMAN kimliği ile öne çıkanlar olunca kimse yapılan bu kötülüğü görmüyordu! Ve hiç konuşulmuyordu… Bu arkadaşların FETÖ ile bağlantısı ne kadar geriye gider bilemem! Ama olduğu ortada açık ve net!
Cumhuriyet Gazetesi'nin manşetlerine ve kullandığı DİLE baktım. ZAMAN GAZETESİ'nin kullanamayacağı pek çok haber ya manşet ya sürmanşet!
Yazılanlara çizilenlere girmek istemiyorum. Ama aynı çizgide pozisyon aldıklarını anlamak zor değil… Hatta FETÖ ile ortaklık yaparken PEYGAMBERİMİZE HAKARET EDEN KARİKATÜRLER BİLE burada yer alıyordu… Charlie Hebdo'nun yaptığını, Cumhuriyet Gazetesi de yapıyordu! Peki Cumhuriyet'e en büyük destek nereden geliyordu?
Evet, bildiniz ZAMAN GAZETESİ'nden… HDP olayına girersek inanın günlerce yazmak zorunda kalırız! FETÖ'nün prenslerinin DİYARBAKIR'a gidişleri, otoparktan belediyeye girişleri hala hafızalarda canlı ve taze..
Cumhuriyet'in Genel Yayın yönetmeni olan kişi de bunlara hiç mi hiç uzak değildi. MİT TIR'ları ile başlayan rüzgarda pek çok yere imza atmıştı!
Hatırlayın!
Hükümet sivilleri öldürüyor diyen ve Kandil'de teröristlerle yan yana mutluluk pozu veren Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink, şimdi KAÇAK olan yayın yönetmeni ile birlikte gülümseyerek poz veriyordu! Peki şimdi kaçak olan yayın yönetmeni, sadece bu poz ile yetiniyor muydu?
Elbette HAYIR!
Terörist yuvası haline gelen Brüksel'de Kati Piri ve Selahattin Demirtaş'la güçlü bir ittifak halinde olduklarını gösteren fotoğrafları yayınlıyorlardı! Zaten yayın politikasına bakıldığında haftada bir yapılan RÖPORTAJLARDAN her gün yazanlara kadar her satırın içinde HDP-FETÖ vardı!
Tabii bu halka sadece Cumhuriyet'le sınırlı değildi. Hürriyet de işin tam içindeydi. Saz ÇALMA seanslarının yapıldığı CNN TÜRK de operasyonlarıyla ortadaydı! Unutulacak gibi değildi. Peki Hürriyet'in ortağı kimdi?
Evet! AXEL SPRINGER… Peki Almanya'nın en büyük desteği verdiği siyasi oluşum ya da siyasetçi kimdi?
Zorlanmayın! CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu Bey… Kemal Bey de Almanya'yı, Almanya da Kemal Bey'i pek beğenirdi!
Ortada itina ile izi sürülmesi gereken bir HAT vardı! Kötü oldukları için söylemiyorum bunları! Sadece ANALİZ yapabilmek için! Elbette herkes geleceği farklı güçlerin ittifakında görebilir.
Uluslararası ilişkilerde bu sık görülen bir durumdur! Kimseye bir suçlama getirecek değilim… Ama kafama takılan neden bunu GİZLEYEREK YAPIYORLAR!
İşte yukarıdaki GENERALİ gördünüz!
CLAPPER sahip çıkıyor!
Ben tüm askerlerimize, gazetecilerimize, siyasetçilerimize bu MİLLETİN SAHİP ÇIKACAĞI günü bekliyorum!
Ama içeride filizlenen AŞKENAZİLERLE Almanya'ya, Avrupa'ya oradan da Amerika'ya kadar uzanan bir HAT ile karşı karşıyayız… Bilelim istedim… Kandırılmayalım… CHP'nin tepkisi mi?
Cevap ortada değil mi!
Takvim
8 Kasım 2016
Cumhuriyet Gazetesi'ne, HDP'ye, üniversitelere, bir anlamda FETÖ'ye sahip çıktı.
Tabii bunları yaparken de AK PARTİ'ye saldırdı… CHP'nin çıkışının ne anlama geldiğini onlar anlamasa da yazacağız… Ama önce Türkiye nasıl bir ülke onu anlatmaya çabalayalım… Türkiye'nin kuşatılması için verilen kararda gönüllü olarak yer alan oyuncular vardır. Sokakta görsek tanımayacağımız isimler, bu senaryonun içindedir.
Bu KUŞATMA isteği yeni değildir! Ülkemiz 200 yıldır bu pranga ile yaşamaktadır! Ve şimdi de ayağa kalkıp koşmaktadır. Siz bakmayın FELAKET TELLALLARINA…
Uzaklara gidelim. Amerika'ya… Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı James Clapper, önemli bir isimdir. ABD devleti içinde etkili bir yeri vardır. Bu isim 15 TEMMUZ KALKIŞMASI'nda yer alan ve daha sonra tutuklanan 2 generalle ilgili olarak BEYAZ SARAY'a rapor sundu… Clapper'ın verdiği raporda KABİL-DUBAİ-WASHİNGTON rotasında kaybolmak isteyen iki TÜRK GENERALE yer veriliyordu. Bunlardan biri Tümgeneral Cahit Bakır diğeri ise Tuğgeneral Şener Topuç idi. Bu iki ismi DUBAİ'de MİT'in ısrarlı takibi yakalattı!
ABD'ye gidemeden!
ABD ULUSAL İSTİHBARAT DAİRESİ BAŞKANI NEDEN BU İKİ TÜRK GENERALLE İLGİLENİYORDU? Başka işleri mi yoktu? Ya da bizim bilmediğimiz bir takım özelliklere mi sahiptiler?
Afganistan'da görev yapan bu iki general tutuklandıktan sonra CIA hemen devreye girdi… Ancak Türk istihbaratı, iki ismi alıp Türkiye'ye götürmüştü bile… Ancak ABD ısrarlıydı. Bu iki ismin güvenliği ve sağlığı için çaba harcıyorlardı. Kendileri için çok önemli olduklarını da gizlemiyorlardı… Bakır ve Topuç, hem ABD hem NATO için önemliydi. Bu isimler için PAZARLIK kapısı sonuna kadar açıktı. Çünkü CIA bunları bir an önce alıp götürmek istiyordu. Burada kalmalarına razı değillerdi. CLAPPER'a göre BU İKİ TÜRK GENERALİ, DOĞRUDAN AMERİKAN İSTİHBARATINA ÇALIŞIYORDU!
James Clapper'ın sunduğu raporda, Bakır ve Topuç'un ABD için yaptıkları ve dahil oldukları planlardaki görevlerine, özellikle dikkat çekildi… Clapper'ın sunduğu bu DOSYALARDAN başka, OBAMA'nın önünde tam 11 kişiyle ilgili de bilgiler vardı! Hepsi de 15 Temmuz'dan sonra geldi! Ve BEYAZ SARAY yani Başkan Obama, önüne gelen bu dosyaların hiçbirine sırtını dönmedi. "GEREKEN NEYSE YAPIN" TALİMATI VERDİ!
Tümgeneral Cahit Bakır, Kayserili'ydi.
Sordum soruşturdum ORDUDA pek seveni yok. Detaya girmek istemem ama pek tutulmadığı ortada! Bakır'ın bir de erkek kardeşi var! O da doktor! Prof. Dr. İhsan Bakır… İstanbul Çekmece Kamu Hastaneleri Birliği eski Genel Sekreteri olarak görev yaptı. Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda verdiği HAPİS YATABİLİR RAPORLARIYLA ismi gündeme geldi. Mehmet Haberal'dan Ergin Saygun'a kadar pek çok kişiye "Hapis yatıp tedavi olmasında bir engel yoktur!" raporunu verenin o olduğu iddia edildi! Kendisi "Yok böyle bir şey" dese de o dedikodular hala sürmekteydi!
Doktor kardeşin eşi de AK Parti Kayseri eski Milletvekili ve aynı zamanda İTÜ rektörlük yarışında boy gösteren Pelin Gündeş Bakır'dı. Eşi yani DOKTOR BAKIR'a FETÖ gerekçesiyle görevinden el çektirildi. Döndü mü bilmiyorum. Ama soruşturmada ismi geçiyordu… Hiç tanımadığımız bir aile!
İki kardeş. Ve ne tesadüftür ki ikisi de FETÖ'nün içinde. GENERAL olan için CIA çırpınıyor. Clapper özel dosya olarak BEYAZ SARAY'a sunuyor. Bir el kurtarılması için gerekenin yapılacağını açıklıyor… Bir TÜRK askeri için CIA ya da BEYAZ SARAY neden devreye girer ki?
Bu sorunu cevabını vermek istemiyorum… Çünkü böyledir bu işler!
Biz yabancıları 200 yıldır göremiyoruz.
BUNLARLA İŞBİRLİĞİ yapanları ne zaman biri çıkıp işaret etse hemen KOMPLOCU damgasıyla karşı karşıya kalır! EN azından dün böyleydi!
İŞBİRLİĞİ yapanlar bu ittifakı gizlemek için akla gelmeyecek metodlarla yürürler… Bu milletin aklını küçümsemek için ellerinden geleni yaparlar. Biz de 200 yıldır karşımızda sarışın mavi gözlü yabancılar ararız… Ama gerçekte karşımızdakiler BİZDEN değildir ve hiç olmamışlardır… HDP'ye ve Cumhuriyet Gazetesi'ne geri dönelim… Bir gazetecinin ya da bir siyasetçinin tutuklanmasını isteyecek insanlar değiliz.
Bir gazeteci olarak asla ve kat'a böyle bir şeye destek vermem! Veremem!
Ama ATATÜRK ismiyle LAİKLİKLE insanların duygularını kaşıyıp perde gerisinde FETÖ ile ortak proje yapılmasına da karşıyım… Cumhuriyet Gazetesi'nden ATATÜRKÇÜ çok isim gönderildi. Ama birkaç milyon dolar kazanarak çektiği FİLM-BELGESEL'de MUSTAFA KEMAL'i karanlıkta uyuyamayan biri olarak gösteren kişi de o gazeteye GENEL YAYIN YÖNETMENİ yapıldı… Cepheden cepheye koşan insanlara KORKAK demek aklın alacağı iş değildi! Ama iktidarda MÜSLÜMAN kimliği ile öne çıkanlar olunca kimse yapılan bu kötülüğü görmüyordu! Ve hiç konuşulmuyordu… Bu arkadaşların FETÖ ile bağlantısı ne kadar geriye gider bilemem! Ama olduğu ortada açık ve net!
Cumhuriyet Gazetesi'nin manşetlerine ve kullandığı DİLE baktım. ZAMAN GAZETESİ'nin kullanamayacağı pek çok haber ya manşet ya sürmanşet!
Yazılanlara çizilenlere girmek istemiyorum. Ama aynı çizgide pozisyon aldıklarını anlamak zor değil… Hatta FETÖ ile ortaklık yaparken PEYGAMBERİMİZE HAKARET EDEN KARİKATÜRLER BİLE burada yer alıyordu… Charlie Hebdo'nun yaptığını, Cumhuriyet Gazetesi de yapıyordu! Peki Cumhuriyet'e en büyük destek nereden geliyordu?
Evet, bildiniz ZAMAN GAZETESİ'nden… HDP olayına girersek inanın günlerce yazmak zorunda kalırız! FETÖ'nün prenslerinin DİYARBAKIR'a gidişleri, otoparktan belediyeye girişleri hala hafızalarda canlı ve taze..
Cumhuriyet'in Genel Yayın yönetmeni olan kişi de bunlara hiç mi hiç uzak değildi. MİT TIR'ları ile başlayan rüzgarda pek çok yere imza atmıştı!
Hatırlayın!
Hükümet sivilleri öldürüyor diyen ve Kandil'de teröristlerle yan yana mutluluk pozu veren Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink, şimdi KAÇAK olan yayın yönetmeni ile birlikte gülümseyerek poz veriyordu! Peki şimdi kaçak olan yayın yönetmeni, sadece bu poz ile yetiniyor muydu?
Elbette HAYIR!
Terörist yuvası haline gelen Brüksel'de Kati Piri ve Selahattin Demirtaş'la güçlü bir ittifak halinde olduklarını gösteren fotoğrafları yayınlıyorlardı! Zaten yayın politikasına bakıldığında haftada bir yapılan RÖPORTAJLARDAN her gün yazanlara kadar her satırın içinde HDP-FETÖ vardı!
Tabii bu halka sadece Cumhuriyet'le sınırlı değildi. Hürriyet de işin tam içindeydi. Saz ÇALMA seanslarının yapıldığı CNN TÜRK de operasyonlarıyla ortadaydı! Unutulacak gibi değildi. Peki Hürriyet'in ortağı kimdi?
Evet! AXEL SPRINGER… Peki Almanya'nın en büyük desteği verdiği siyasi oluşum ya da siyasetçi kimdi?
Zorlanmayın! CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu Bey… Kemal Bey de Almanya'yı, Almanya da Kemal Bey'i pek beğenirdi!
Ortada itina ile izi sürülmesi gereken bir HAT vardı! Kötü oldukları için söylemiyorum bunları! Sadece ANALİZ yapabilmek için! Elbette herkes geleceği farklı güçlerin ittifakında görebilir.
Uluslararası ilişkilerde bu sık görülen bir durumdur! Kimseye bir suçlama getirecek değilim… Ama kafama takılan neden bunu GİZLEYEREK YAPIYORLAR!
İşte yukarıdaki GENERALİ gördünüz!
CLAPPER sahip çıkıyor!
Ben tüm askerlerimize, gazetecilerimize, siyasetçilerimize bu MİLLETİN SAHİP ÇIKACAĞI günü bekliyorum!
Ama içeride filizlenen AŞKENAZİLERLE Almanya'ya, Avrupa'ya oradan da Amerika'ya kadar uzanan bir HAT ile karşı karşıyayız… Bilelim istedim… Kandırılmayalım… CHP'nin tepkisi mi?
Cevap ortada değil mi!
Takvim
8 Kasım 2016
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
584 kez izlendi
Salih Tuna : Bıyık da yetmiyor
566 kez izlendi
Ergün Diler : Adidas
1479 kez izlendi
Zafer Şahin : AYM’de kimin dediği oldu?
2186 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.