GÜNCEL

Ergün Diler : Denge!

Tarih
26 Ekim 2023
İzlenme
Kişi
Yazar
Ergün Diler
İSRAİL-HAMAS savaşına nasıl bakılması gerektiği yönündeki görüşlerimi 7 Ekim'den bu yana yazıyorum. Dünya üzerinde var olan ve şimdilerde değişmesi istenen bir DENGE var.
Bundan bağımsız bölgeyi okumaya kalktığımızda işimiz kolay olmaz. Bölge fokur fokur kaynıyor. Zaten etrafta gerçek anlamda DEVLET tanımına uyan kim var? Türkiye'yi dışarıda tutun hangisi gelip konuya müdahil olacak ve çözüm gösterecek! SIFIR! Cetvelle sınırları belirlenen toprak parçalarının DEVLET olduğunu düşünmek zorunda değiliz. Bu bölge, öyle ya da böyle TÜRKİYE tarafından kontrol edilmeli. Aksi halde BARIŞ da HUZUR da mümkün değil... Bu olacak da ne zaman bakalım...
Konuya girelim.
Kopmadan ilerleyelim...
İsrail- HAMAS mücadelesine TEL AVİV'in katliamlarına kesinlikle ABDİNGİLİZ mücadelesi penceresinden baktım.
AVRUPA'nın tümüyle ABD'nin yanında olması kayıtsız şartsız İSRAİL'e destek vermesi de beni doğrulayan adımların başında gelmekteydi.
Devlet Bahçeli'den İsrail'e 24 saat mühlet. Gerilim sürerken önce Devlet Bey çıktı. GAZZE konusunda oldukça netti. MHP lideri bir önceki gün "24 saat içinde ateşkes sağlanmazsa, saldırılar durmazsa, Türkiye süratle devreye girmelidir.
Gazze'yi koruma ve kollama misyonunu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır" dedi.
Aradan iki gün geçti. Devlet Bey BEŞTEPE'ye giderek Başkan Erdoğan'la 45 dakika görüştü. Ve dün Başkan Erdoğan, İSRAİL kartını masa attı... DAVOS'tan sonra ilk kez bu kadar sertti. Netti.
Kararlıydı. Kesindi...
Başkan Erdoğan'ın sözlerini aktarmadan YORUMA geçme şansımız yoktu...
Erdoğan grup toplantısında herkese mesaj yolluyordu...
"...tüm Batı, HAMAS'ı bir terör örgütü olarak görüyor.
İsrail sen bir örgüt olabilirsin, çünkü bu Batı'nın sana borcu çok ama Türkiye'nin sana borcu yok. HAMAS bir terör örgütü değil toprağını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler grubudur" dedi.
Bu çok önemli bir çıkıştı. Dün de yazdığım gibi İsrail demek artık ABD-AB demekti. Tel Aviv'e eleştiri bu eksene küfür gibi geliyordu... Başkan Erdoğan da konuya buradan girip ilerliyordu...
Devam...
"Ey İsrail bu kafa ile bir yere gidemezsin. Yanına ister ABD'yi al, ister BATI'yı.
Amerika da kaybedecektir.
Bütün mesele adil bir dünyanın kurulmasından geçer. Anne babaların çocuklarının naaşına sarıldığı bir dünyada kimse huzur içinde uyuyamaz. Engel olmayan her ülke için de geçerlidir. Bu katliamlarla mukayese edilemeyecek eylemler üzerinden gerçeğe sırtını dönenlerin durumunu konuşma vakti geldi.
Erdoğan açıkladı: İsrail'e gitme projemiz vardı, iptal ettik gitmeyeceğiz - Egemen Gazetesi Gerçeklerin SesiSaldırılara bahane üretmek BATI'nın kanlı tarihinden devraldığı mirastır.
Biz tarihte ırkçılık yapmamış tek halkız.
Bunu en iyi Yahudiler bilir.
Üniversite öğrencilerini, akademisyenleri, tehditle susturmaya çalışanlar, bunlar değil mi? Sırf bu onurlu tavırlarından dolayı yaşadıkları ülkelerde sıkıntıya düşen öğrencilere ülkemizin kapılarının açık olduğunu belirtmek istiyorum. Daha dün Ukrayna'daki savaşta dünyayı ayağa kaldıranların Gazze'de duvar kesilmesi bu riyakarlığın en somut ifadesidir.
...hakikati haykırmaya, siyasi hatta gerekirse askeri önlemleri hayata sokmaya devam edeceğiz. Ne yapabiliyorsak yapacağız.
Filistin'e fayda getirmeyecek adımlara tevessül etmeyeceğiz. Gerisinde binlerce yıllık devlet aklı olan Türkiye Cumhuriyeti'yiz biz.
Gazze'de yaşanan katliamın gerisindeki failler İsrail'e sınırsız destek verenlerdir.
Gazze'de siviller öldükçe bölgemize gönderilen uçak, gemi barış getirmeyecektir..." Başkan Erdoğan konuşmasının sonlarına doğru da şu sözlerle mesajını veriyordu: Barışın egemen olduğu dünya istiyorsak haçlı hilal anlayışı bir kenara konmalı. Aksi halde insanlığa yazık olur...
İsrail-HAMAS mücadelesi sürerken Başkan Erdoğan'ın bu çıkışı çok ses getirecekti.
Bu net. Ben yine bu ÇIKIŞA herkesin baktığı gibi bakmak istemiyorum. Çünkü DENGEYİ gözeten çok önemli satırlar konuşmanın aralarında kendine yuva buluyordu. Mesela Netanyahu'yu sert bir şekilde eleştirirken İsrail Devleti'ne yüklenmiyordu. Haklı olarak. İkisini ayırıyordu.
Bu ayırım KÜRESEL ve yerel ölçekte de kendini gösteriyordu. Başkan ERDOĞAN Türkiye'ye olan ihtiyacı bildiği için hassas denge üzerinde konuşuyor ve yol alıyordu... Dün de yazdığım gibi tecrübe devreye giriyor ve Başkan Erdoğan İÇERİDE GLOBALİST
ADIMLARA yakın ekiple yol alırken, DIŞARIDA bu EKOL'ün açtığı yoldan uzak duruyordu. Eleştiriyordu.
Binlerce yıllık devlet aklıyla hareket ediliyordu. Bu iki FREKANSI Türkiye'den başka kullanabilecek bir başka ülke de sanırım yoktu.
Yani savaşın asıl tarafları olan ABD'ye de İNGİLTERE'ye de hem mesaj veriyor hem de ilişkiyi kesip atmıyordu... Mesela PARA POLİTİKASINDA seçtiği kadrolarla ABD'ye yakın dururken Biden rüzgarına engel olmazken, siyasi dengede Londra'ya sırtını dönmüyordu. İKİ GÜCE de yakın ancak gerektiğinde mesafe koyuyordu... Devlet Bey ise hiçbir denklemde ABD'yi istemezdi. Muhtemelen "ABD olacağına İngiltere olsun" şeklinde tercihini yapardı.
Başkan Erdoğan'ın, Devlet Bey'le görüştükten sonra böyle konuşması anlamlıydı.
ABD-AVRUPA-İSRAİL ittifakını karşısına almadan, karşıda tutuyordu! Londra dengesini de unutmadan gidiyor, onları da küstürmeden sarıp sarmalamadan yanında sabitliyordu...

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;