Sesli Makale

3 Mart 2015

Türkiye büyük ve farklı bir ülke!
Bambaşka bir devlet! Bu büyüklüğe yakışır bir şekilde Ankara şimdi bizden hiç beklenmeyen adımları birbir atıyordu! PKK konusu neredeyse herkesin gizli gündemi! Çatışma ortamı ortadan kalktığı için sessiz manşetlerle kendi aramızda konuşuyoruz!
Aslında herkes gidişattan son derece memnun! Ama bir kesim bütün bu gelişmelerin altında "ERDOĞAN İMZASI" var diye mutsuz! Bu da sadece Türkiye'de görülecek bir durum! Bir ülke en büyük DERDİNDEN, en büyük YÜKÜNDEN, en büyük ACISINDAN kurtuluyor ama birileri hala mutsuz! Neden? Çünkü Erdoğan çözdü! İşte bu bakış açısı bizi içeri mahkum etti! Bu bizi, birbirimizle kavga ettirdi. Bu bizi KÜÇÜK düşünmeye itti!
Kürt meselesi hakkında aslında yazacağım çok şey var! Birçok karakolumuza PKK kılığında saldıran YABANCI İSTİHBARAT örgütlerinden, Ankara'dan kripto bilgileri sınır dışına gönderenlere kadar...
Bunları yazmak ve konuşmak artık kimseye bir fayda getirmez! Geleceğe koşmak şart! Bunun için de akıllı, sabırlı ve kararlı olmalıyız!
Çinliler BAMBU ağacına bayılır...
Ancak bambuyu elde etmek öyle kolay değildir! Tohumu elinize alıp toprakla buluşturduktan sonra bir yıl boyunca ne suyunu ne de gübresini eksik edemezsiniz! Bütün uğraşlara rağmen yılın sonunda BAMBU uç vermez!
Ancak Çinliler aralıksız devam eder!
İkinci yıl da tıpkı birinci yıl gibi özenle sevgiyle yürür! Ne su ne de gübrede bir azalma olur! Aynı bakım şekli ikinci yıl da itinayla sürer gider!
Sonra üçüncü yıl gelir!
Umutların bittiği, sabrın tükendiği yerdir! Ama Çinli yılmaz! Gülümseyen bakışıyla toprağın altına gönderdiği sevgisiyle yürür! Etrafa kulaklarını tıkar!
Su ve gübre ile ilişkisini kesmeden sevgisini de azaltmadan zamanı tüketir! Koca bir üç yıl geçtiği halde BAMBU tohumundan bir haber gelmez!
Normalde arkanızı dönmeniz ve çekip gitmeniz gerekir! Ama Çinli bunu yapmaz!
Dördüncü yıl da aynı bakım ve inatla işine koyulur! Toprağın altında göremediği bir CAN'la iletişimini kesmez! Bir 365 gün de böyle akıp gider!
Sabır taşının çatladığı yerde Çinli durmaz!
Hedefi vardır! Ama finali görüp göremeyeceğinden emin değildir! Ama asılır! Beşinci yıl hepsinden acıdır!
Tükendiğiniz noktanın çoktan üzerine çıkılmıştır! Ama durulmaz! Beşinci yılın sonunda o merakla beklenen "Acaba gelecek mi?" diye yolu gözlenen tohum uç verir! UÇ verdikten sonra kendisini hiç bırakmayan Çinli'ye teşekkür etmek istercesine 6 haftada 27 metreye ulaşır! 5 yıllık emek bir anda karşılık bulur! Aslında 27 metrelik BAMBUNUN geçmişinde 5 yıl vardır!
Onca emek ve sabır vardır! Karşılık verip vermeyeceği belli olmayan bir tohuma sevgi dolu bir yatırım vardır! Ama sabır kazanır! Israr kilidi kırar! İnanç başarıyı getirir!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1800'lerin başından beri, İNGİLİZ EGEMENLİĞİ para olarak kendini hissettirdiği günden beri, bir pranganın içindeydi! Neler gördü neler! Çekilmedik acı kalmadı! Ama bu millet, bu devlet hiç geri adım atmadı! Kavga ettik, tökezledik, paralarımız çalındı, bankalarımıza girildi, nüfus planlaması yapıldı, tersanelerimiz alındı, silahlarımız işaretlendi, uçaklarımız kontrol edildi, koalisyonlara kapı aralandı, medyamız olmadı, ülke için konuşanlar yaşatılmadı, ambargo yedi, gençlere ulaşılamadı...
Ve bize ait olmayan bir YAŞAM ŞEKLİNE inandırıldı! İçeriden çürümemizi hızlandırmak için yapılan en büyük operasyonlardan biri aslında buydu! Her yandan gelindi! Bazen gelen YABANCI bazen de YABANCIYA çalışan yerliydi! Bu kadar örselenen başka devlet yoktu! Ama bu topraklar Çinli ve bambu arasındaki ilişkiden daha güçlü sevdaları kalbinde taşıyan insanlar yetiştiriyordu!
Belki sayıları azdı ama yine de çıkıyordu! Kürt meselesi de bu nedenle yanlış kararlara rağmen sonuca doğru hızla gidiyordu! Asıl hikaye bundan sonraydı... Defalarca yazdım!
Kürt sorunu çözüldüğü anda Türkiye ORTADOĞU'da parlayan tek yıldız olacaktı! İngilizler'in Fransızlar'la kurduğu sistem çökecekti! OSMANLI'NIN torunları bölgeye inecekti! Sınırlar kalkacak, etrafımızdaki bütün savaşlar son bulacaktı! Bölgenin ehliyeti bizde olacak, imparatorluk kurulacaktı! O zaman geldiğinde hayatta olanlar bunların bir anda gerçekleştiğini sanacak ve gurur duyacaktı! Oysa arkada acı ve zorluklarla dolu yıllar vardı! Gözyaşı vardı.
Bambunun tohumu yarıp göklere yükselmesi gibi... Büyük emekten sonra yükselen DEVLET! Ayaklarını büyük bir güçle yere basan MİLLET!
ASALA'yı gönderdiler, PKK'yı kurdular, cuntalarla, darbelerle geldiler, finansal operasyonlarla kalbimizden vurdular, bize benzeyen örtülü SİYASİ SUİK AST TİMLERİNİ yolladılar ama olmadı!
Yıkamadılar!
Çünkü Türk Devleti de BAMBU gibi büyümeye ve fırlayıp gitmeye kararlıydı!
Bir hocam "Doğa'da her şeyin sırrı vardır! İyi oku, atlama sakın!" demişti!
Bunca darbeye rağmen yıkılmayan devletimizin, milletimizin tarihi tekrar yazacağına bu nedenle çok inandım!
Amerikalı gibi görünse de Anglo-
Sakson-Yahudi ittifakının burada uzun süre kalamayacağını gördüm!
Hiç bir şey hayatın tersine akamazdı! 150 yıldır bu su tersine aktı! Şimdi o hesap bitti!
Artık GÜNLÜK düşünmeyen, büyük hesaplar peşinde koşan bir Türkiye var!
Bunu bizden eğitim sistemini ele geçirip almışlardı! Türk için de Kürt için de tek bir VATAN vardı; o da Türkiye idi...
Büyük devlet kafatası ölçüsü almaya kalkmazdı! Çanakkale'de, Galiçya'da hep birlikteydik! Arap da, Boşnak da, Arnavut da, Çerkes de, Pomak da yani bizi biz yapan ne varsa oradaydı! TÜRKLÜĞÜ kafatasına indirme olayı, "TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR " mottosu gibi bizi KÜÇÜLTME operasyonuydu! Türklüğümüzle nedense hep içeride GURUR duymayı öğretiyorlardı! Sınır dışına bakmayı aklımızdan bile geçirmemize fırsat vermiyorlardı!
Bizans'ın, Roma'nın, Birleşik Krallık'ın, Osmanlı'nın ve ABD'nin yapmadığını bize yaptırıyorlardı!
Bölgede ve İSLAM DÜNYASINDA başka GÜÇ istenmediği için! Ama buraya kadar! Türkiye dönüyor! Biz göremeyiz belki ama gençler çok büyük ülkenin güçlü ve onurlu insanları olacaktı! İlk kez DEVLETİN nasıl büyüyeceğini düşünenler görevdeydi!
Oyun bitti!
Bambu Çin'de UZUN ÖMRÜN, Hindistan'da DOSTLUĞUN, Filipinler'de ŞANSIN, Japonya'da ise DÜRÜSTLÜĞÜN simgesiydi!
Tıpkı yeni Türk Devleti gibi...
Yıkamadıkları TÜRK DEVLETİNİN ayaklarının dibinde kalacaklar!
Sadece bunu erken söylüyorum!

Takvim