GÜNCEL

Ergün Diler : 2. Cumhuriyet!

Tarih
09 Mart 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Ergün Diler

9 Mart 2015

Türkiye,
eğer benim gibi bakıyorsanız muazzam bir ülke!
Günde 1 değil, 3 yazı yazsam yetmez! Her taşın altında, her köşe başında, her soba başında AYR INTI! Yok yok, anlayacağınız!
Ama benim gördüklerim, gözüme takılanlar asla ve kat'a ortaya çıkıp renklerini ve amaçlarını belli etmezdi! Karşı taraftaki organizasyon yapısı çok güçlüydü! Yurt içi ve dışı bağlantılar çok üst düzeydi!
Çoğunu bizim gibi sıradan insanlar bilmezdi! Ankara da çoğunu ıskalardı! Başımıza gelenlerin bir kısmı da "İYİ ÇOCUK" tanımlamasını eksik yapmaktandı...
Yakın zamanda Erdoğan için büyük operasyon yapmaya niyetlendikleri artık ortada! Birkaç kulvarda eller birleştirildi!
Yüklenecekler! Sonuç ne olacak bilemiyorlar, ama geleceklerdi! Yıkmak, en kötü ihtimalle SINIRLAMAK için saldıracaklardı! Bu operasyonda değişik detaylar olacaktı! Erdoğan'a yaklaşmış, yakınına girip çıkmış, güvenini kazanmış, bir yerlere gelmiş ve gitmiş olanlar da yer alacaktı! Ama açık ama gizli! Yakından hançeri saplamaya çalışacaklardı! Sanat dünyası, TWITTER ve sosyal medya hiç olmadığı kadar kullanılacaktı! DEŞİFRE MERKEZİ "KUŞ" olacaktı! Akıl karıştıran her yol denenecekti!
Laik, Cumhuriyetçi, muhafazakar, vesayetçi, radikal, sağ, sol, ülkücü alevi, sünni gibi mahallelerde bazı eller Erdoğan'a karşı birleşecekti! İstanbul sermayesi işin ÜST AKLI'ydı!
Hiç ortada yoklardı! Ama her taşın altında onlar vardı! Londra bağlantılı BÜYÜK PLANIN uygulaması için start verildi! Küçük küçük adımlarla geliyorlar! Ben asla zafere ulaşacaklarını düşünmedim! Ama geldiklerini de görmezden gelmedim!
Beni bilirsiniz! İsimlerle uğraşmam!
Hele hele meslektaşlarımın adının geçtiği konulara girmemeye özen gösteririm! MODEL üzerine kafa yorduğum için hangi modelle gelip, hangi modelle ülkemizi ele geçirdiklerini anlamaya zaman ayırırım! Bizim anlamadığımız ve ıskaladığımız da bu! Biz hep isimlere ve onların beyanlarına bakarız! Oysa sözler hiçbir değer taşımaz! Önemli olan karşımızdakinin ne yaptığıdır! AKSİY ONUDUR! İşte bizim en büyük hatamız bu! Ama şimdi saldırı için gelenler ise SÖZE hiç değer vermez!
Bizim bilmediğimiz ama onların güçlerini aldığı KAMPTAN olmasına bakarlar! Bu kampın ana kumanda merkezi LONDRA'dır! Bazı Avrupalı başkentlerdir! New York'tur!
Türkiye'de son dönemde çok ilginç gelişmeler yaşandı!
Bizler göremedik! Bunlardan en önemlisi AYDIN DOĞAN BEY 'in resmen savaşa girmek istemesiydi!
Aydın Bey karşı cephedeki önemli bir figür olmasa ismini zikretmezdim! Ama oyun kuruculardan biri! Ya da aldığı emirleri eksiksiz yerine getiren bir medya patronu! Bilemiyorum!
Aydın Bey, dün DEĞİŞİMİNİ tamamlayan CUMHURİYE T'e çok önceleri el attı! SOL olan İlhan Selçuk'un CUMHURİYE T'i ışık hızıyla kulvar değiştirdi! Kimse ne olduğunu anlamadı!
Ama Aydın Bey hız kesmiyordu! Çok önceden bildiğim ama yazma gereği duymadığım notları bugün paylaşmanın "tam yeri!" diye düşündüm!
Cumhuriyet SOL'du... Değerleri vardı!
Uğur Mumcu'su vardı! İlhan Selçuk bu ruhun amiraliydi! Ergenekon'la birlikte gözaltına alındı! Alanlar, şimdi gazeteyi ele geçirenlerdi! Silivri'de 5 yıl yatan yazarları vardı! Onu da alanlar şimdi yazı işlerindeydi! Dün düşman olanlar şimdi sütun kardeşiydi! Akıl almaz işler oluyordu! Sahiplik yapısı değişiyor ama gerçek fotoğraf görünmüyordu!
Meslekte yıllarını geçirenler için her şey ortadaydı! Küçük bir adım atıldığında olanları anlamak benim için hiç de zor değildi! İki gazetede son zamanlarda hareketlilik vardı! Meslektaşlarım için bir şey söylemiyorum! Herkes ekmek parasının derdinde! Ama Aydın Bey için olanlar heyecanlıydı! Çünkü kendisi, kendi bünyesinde çalışmış olan pek çok gazeteciyi Cumhuriyet ve SÖZCÜ'ye gönderiyordu! İkmal yapıyordu! Hazırlığı vardı! Mevzi kazıyordu! Erdoğan'ı DEVİR MEK için gözünü hırs bürümüştü! Muhalefet gazeteciliğini, Erdoğan'a saldırmak ve küfretmek olarak değerlendiriyordu!
Böyle kazanamazdı! Ama bildiği yol buydu! SÖZCÜ'ye Londra'da YAŞAYAN Haldun Simavi ile birlikte el veriyordu!
Simavi, belli günlerde kendi ULAK'ını Londra'ya yanına çağırıp yayın politikası hakkında bilgi veriyordu! Nasıl saldırılması gerektiğini anlatıyordu! Onlar da elinden geleni yapıyordu! Finansal kısımda ise Aydın Bey ile Aydın Bey'in saygıdan ceketini tuttuğu o isim vardı!
O grup vardı! Bunların da KABESİ Londra'ydı! Biz bilmezdik! Konuşulmazdı!
Bu HEYE T, Cumhuriyet'in de değişmesi gerektiğine çok önceleri karar verdi! Dedim ya yazmaya fırsat bulamadım! Aslında pek sevmezdim medya yazmayı! Üzerine kalem oynatılacak çok adam yoktu neticede...
Neyse... Charlie Hebdo kriziyle yayın yönetmeni istifa etti! Etmek zorunda kaldı! Yapacak da çok bir şeyi yoktu!
Çünkü bu kriz olmasa bile başka bir türbülansta ya da yapay sorunda gönderilecekti! Karar böyleydi!
Önceden alınmıştı! Gelecek isim belliydi! Ve o koltukta şimdi o vardı!
Aydın Bey, Charlie Hebdo ile giden yayın yönetmeninden önceki yayın yönetmenini de pek sevmezdi! Hatta bir gün Cumhuriyet Vakfı'nda 12 Kİ ŞİLİK ÖZEL TOPLANTIDA "Neden sert muhalefet yapamıyorsun! Elinden tutan mı var!" diye çıkışmıştı! O dönemki yayın yönetmeni ise en olmadık cevabı vererek sonunu hazırlamıştı: Aydın Bey sizin de gazeteleriniz var! Siz niye gereğini yapmıyorsunuz! Elinizden tutan mı var!
Kavga edecekseniz yeterince yayınınız var! Bize neden ihtiyaç duyuyorsunuz ki...
Oradaki 12 kişiden biri benim iyi dostumdu!
Kaç zaman önce bunları aktarmıştı!
Günü gelince yazacağımı bildiğim için diğerleriyle birlikte uykuya yatırmıştım!
Aydın Bey Ankara'ya başka, kendi çevresine farklı davranarak, otomobil yedek parçacısı gibi kalmaya devam ediyordu! Uyanık esnaf gibi davranıyordu!
Söylediklerinin bize kadar geleceğini hesap edemiyordu! Oysa bir medya patronu tedbiri elden bırakmamalıydı!
Ya kendine ya da el altından para yağdırdığı adamlarına çok güveniyordu!
İkisi de yanlıştı ama o bilmiyordu!
Aydın Bey kendi yazarlarını dağıttığı gibi kendi editörlerine de SEFER GÖRE V EMRİ çıkartıyordu! Gerekli pozisyonlar için gerekli kan değişimleri yapılıyordu! Yazı işleri kadroları zaten bunu açıkça ortaya koyuyordu!
Dediğim gibi gazeteci arkadaşlarımızın yapacağı çok bir şey yoktu! Aydın Bey ve onun üst aklı böyle istiyordu! Hiç bir araya gelemeyecek insanlar aynı çatı altında oluveriyordu! İçinde ne ararsan vardı! Solcu da, sağcı da, ülkücü de, muhafazakar da...
Oyun böyle kuruluyordu! MEDYANIN gücüyle ülkenin kontrolünü tekrar ele geçirmek istiyorlardı! Aslında bunda benim için yadırganacak bir şey de yoktu! Bu, Aydın Bey ve ekibinin MODELİY Dİ! Sevmesek de anlamalıydık! Öyle bir MODELDİ ki bu AK Parti'den başlayıp CHP, MHP ve HDP'ye kadar uzanıyordu! Üzerinde çalışılmıştı! Ve içinde daha ortaya çıkmamış DEVLET GÖRE VLİLERİ vardı! "Uzun zamandır emek harcanan MODELİN omurgası ortaya çıktı!" diye anlatıyorum bunları!
Tek katılmadığım ve onaylamadığım Aydın Bey'in sıkıştığında "Ne yapayım gazeteci milleti ile başedilmiyor!
Söz dinlemiyorlar!"
masalıydı!
Her şeyi kendi yapıyordu! Rolleri o dağıtıyordu! Başı derde girdiğinde "Ben değil onlar yaptı!" diyerek çalışanlarını suçluyordu!
Bu savunma kendisine hiç yakışmıyordu! Gazetecileri etrafına toplayıp Erdoğan'a meydan okuyan Aydın Bey'in aynı samimiyeti kendi gazetelerinde de göstermesi gerekiyordu! Ama bunu yapmıyor GAZETECİLER LE SATRANÇ oynamayı tercih ediyordu!
Aydın Bey'in PALTOSUNU tuttuğu zat-ı muhterem de böyle istiyordu! Bunu en iyi Aydın Bey bilirdi! Bilirdi ama söylemezdi!
Ama biri çıkıp söylüyor işte...
Bu daha ne ki! Değil mi Aydın Bey!
Şimdilik bu kadar!

NOT: Aydın Bey ve onun ÜST AKLI'nın ne yapmak istediğini en iyi bilenlerdenim! İsimlerle işim yok!
Ama rüzgara bakınca korkuyorum!
İnşallah kendi kurallarımı çiğneyip isimlere girmem!

Takvim

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;