EKONOMİ

Erdal Tanas Karagöl : Kurlar neden hareketli?

Tarih
17 Nisan 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Erdal Tanas Karagöl

Son dönemlerde ekonominin en önemli gündem maddesini şüphesiz ki kurlarda yaşanan hareketlilik oluşturuyor. Çünkü kurlardaki artış üreticiden tüketiciye kadar toplumun tüm kesimlerini etkiliyor.

Peki kurlarda geçen hafta ortaya çıkan bu hareketlilik Türkiye ekonomisinin mevcut göstergeleriyle açıklanabilir mi?

Ya da Dolar ve Euro’da gerçekleşen rekor seviye hangi veri ve göstergeyle açıklanabilir?

 

PEKİ KURLARDAKİ HAREKETLİLİĞİN NEDENİ NEDİR?

Geçen hafta ABD’nin Suriye’ye müdahale edeceği konusunda ABD Başkanı Trump tarafından atılan tweetler, Doğu Akdeniz’de yeni bir gerginliğin hatta 3. Dünya savaşının çıkacağı konusunda yapılan açıklamalar her ne kadar piyasalarda bir gerginlik oluşturduysa da, ABD’nin Suriye’yi vurmasından sonra kurların aşağı yönlü bir trende girmesi bu hareketliliğin temel nedeninin konjonktürel olduğunu gösteriyor.

İşin ilginç yanı ise bir yandan Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yüzde 7.4 büyüdüğü diğer yandan ekonomi için riskler oluşturan cari açığın azaltılması konusunda Proje Bazlı Teşviklerin açıklandığı ve yatırımların önünde en büyük engel olan faizlerin düşürülmesi konusunda adımların atıldığı bu dönemde böyle bir hareketliliğin oluşması akıllara ekonomi dışında başka faktörlerin mi devrede olduğu sorusunu getiriyor.

Yani ABD’nin Suriye’ye müdahalesi öncesi kurlarda başlayan ya da başlatılan bu konjonktürel hareketliliğin ekonomik beklentiler konusunda soru işaretleri oluşturma amacı taşıdığı açık.

Bugün Türkiye’de izlenen başarılı ekonomi politikalarına hakkını vermek lazım. Türkiye artık ekonominin sorunlu alanlarına yönelik uzun vadeli ve daha somut mikro politikalar üreterek çözüm arayışları geliştiren bir ülke.

Atılan her somut adım ve ortaya konulan politikalar, başta da kur şoklarına karşı ekonominin daha dirençli bir yapıya kavuşması için sorunların kaynağına inilerek çözümler geliştirildiğini gösteriyor.

Bu amaçla, bir taraftan geçmişte kurlarda hareketliliğe neden olacak alanlardan olan ithalatın azaltılmasına ve yatırımların önünde engellerin kaldırılması için yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik kararlar hayata geçirilirken, diğer taraftan da hem tasarrufların artırılması hem de enerjide dışarıya olan bağımlılığın azaltılması için her yıl 50-60 milyar dolar olan enerji faturasını düşürmeye yönelik Milli Enerji ve Maden Politikası gibi ciddi politikalar uygulamaya konuluyor.

Bu adımlar dışarıda ya da içerde oluşabilecek şokların etkisini azaltacak ve bunları bertaraf edebilecek önemli hamleler olacaktır.

MERKEZ BANKASI VE FAİZ KARARI

Kurlardaki hareketliliğin Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu’nun 25 Nisan tarihinde yapacağı toplantı öncesine denk gelmesi tesadüfi değil. Bu tür çabalar geçmişte çok oldu ve maalesef olmaya devam ediyor.

Çünkü şunu biliyoruz ki kurlardaki artış, hem kısa dönemde faiz artırımı gerektirdiği algısını oluşturmak hem de sonraki aylarda kur artışının enflasyonu beslemesi için önemli bir araç. Enflasyon, Merkez Bankası’nın faiz kararı için baz alındığından dolayısıyla yüksek enflasyon da olası faiz artış kararı için bir gerekçe oluşturacaktır.

Bu nedenle, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun 25 Nisan tarihinde yapılacak toplantısı için faiz artırımı baskısı oluşturmak son dönemlerdeki kur hareketliliğinin ana zeminini oluşturmaktadır.

İşin püf noktası da budur açıkçası.

Zaten yüksek olan faizlerin, Merkez Bankası tarafından alınacak olası faiz artış kararı ile, başta da yüksek ekonomik büyüme platosuna oturan Türkiye ekonomisinin büyüme beklentilerini olumsuz etkileyeceği açıktır.

Yenişafak
17 Nisan 2018

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;