Sesli Makale

O gecenin , 'Kahramanlık' tablolarına her gün yeni bir resim, bilgi, belge ekleniyor. 15 Temmuz Türkiye tarihinde gerçekten bir milat, bir Allahın lütfü 15 Temmuz 2016 Cuma:Saat:21.30-22.00.
O gece Çankaya Köşküne, ellerinde tabancayla koşan Bakanlarımıza helal olsun.
Çalışma Bakanı Süleyman Soylu (elinde tabancasıyla), Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş(avucunun içinde tuttuğu baba yadigarı tabancasıyla), AK Parti E.Gen. Başk. Yard. Selçuk Özdağ,Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkçi, Aile Bakanı Fatma Betül Sayan, Gn. Başk. Yar. Yasin Aktay, AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül, TBMM Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Milletvekili Emrullah İşler ilk gelenlerdi.
O gece, özellikle 3 yer Cumhurbaşkanlığı Küllüyesi, TBMM ve Çankaya Köşkü(Başbakanlık) son derece önemli ve hayati sahnelere konu oldu. Bu üç devletmilletin stratejik merkezleri,anaların ak sütü gibi korundu. Teslim olmadı.
Çankaya Köşküne ilk gelen Akparti Manisa Milletvekili- E.Genel Başk.Yard. Selçuk Özdağ, o geceyi, Takvim'e anlattı.
''12 Eylül 1980 darbesini ve 28 Şubat post modern darbesini iliklerime kadar yaşayan bir siyasetçiyim.15 Temmuz gecesi saat 21.30 sularında darbe girişimini haber aldım. Hemen, Başbakanımız Binalı Yıldırım'ı aradım. Kendisi İstanbul'daydı, "Sayın Başbakanım, Çankaya'da köşkte toplanalım " dedim. Hemen,Çankaya köşküne çıktım.
Köşkte, Başbakanım Yıldırım'ın talimatıyla Kriz masası kurduk'' Özdağ darbe girişiminin analizini yaptı:
''Türkiye karanlık bir gece geçirdi. Bir darbeden çok intihar saldırısını andıran bir kalkışmaya tanık oldu. Sonunda TSK'nin direnci, vatandaşın sağduyusu ile kritik bir eşikten dönüldü.
Bizim kuşak darbelerle yetişmiş, darbelerin nasıl yapıldığına dair az çok fikir sahibi olan bir kuşak. Bu bir intihar saldırısıydı. Ortaya çıkan görüntüler çok korkunçtur.
Bazı devlet kurumlarına atılan bombalar, çevrilen silahlar unutulmayacak,maşeri vicdanda buna neden olanları ebediyen cezalandırırken, gelecek muhakkak teminat altına alınacaktır.
Kalkışmalar nereden gelirse gelsin asla müsamaha ile karşılanamaz. Millete silah çeken milletin tokatına müstahak olur'' Selçuk Özdağ, önemli parametreler sıraladı:
''Herkes hepimiz bu kalkışmadan dersler çıkarmak durumundayız.
1) Meşru darbe yoktur.
2) Darbeye karşı olmak bir partinin yanında olmak demek değil, bir partiye muhalif olmak da darbecilerin yanında olmak değildir. amasız, mamasız karşı çıkmak Milli olmaktır.
3) Demokrasiyi korumak, siyaset yapmak isteyen herkese demokratik kanalları sonuna kadar açık tutmak görevimizdir.
4) Toplumun birikmiş öfkesi, gerilimi mutlaka boşaltılmalı, barışçı, teskin edici bir dil kullanılmalıdır.
5) Kim suçlu ise gereği yapılmalı, kanun dışına çıkanlara kanun dışı yollar denenmemeli, devletin kendini hukukla koruması gerektiği akıldan çıkarılmamalıdır.
6) Türkiye ciddi bir dış ve iç kuşatma altındadır. Bu kuşatma ancak bütünleşmiş, gaye ve amaç birliği etmiş bir toplumla aşılabilir. Kenetlenmiş Türk Milletini kimse tutamaz.
7) Darbeye karşı olmak bir partiyle beraber olmak değil, milletle beraber olmaktır. Söz konusu demokrasi ise milletle beraber olunmalıdır.
8)Darbecilerle elbette en şiddetli şekilde mücadele edilmeli. Askerine, polisine, halkına silahını çevirenin affı olamaz. Ama ne fikren ne fiilen bu işe asla müsamaha göstermeyecek olanların da çeşitli sebeplerle aynı kefeye konulması gittikçe bu toplumsal desteğin zayıflamasına bu bayram havasının tersine dönmesine vesile olur.
9) Türkiye yeni bir yörüngeye girdi.
Karanlık bir gece atlatıldı, ancak tesirleri yıllar sürecek bir dönem açıldı. İnşallah, Milli lider Cumhurreisimiz Tayyip Erdoğan'la yeni dönem ülkemizi barışa saadete ve refaha götürmenin şafağındadır.

SONUÇ: BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİ KİMSE DURDURAMAZ. TARİH OLMAYACAĞIZ TARİH YAZACAĞIZ. NE MUTLU 21. YÜZYILA MEYDAN OKUYAN BÜYÜK MİLLETİN FERDİ OLANLARA..

Takvim
14 Ağustos 2016