DÜNYA

Bekir Hazar : İçimizdeki Sir Martinler

Tarih
10 Kasım 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Bekir Hazar
İşletme veya İktisat Fakültesi'nde okuyanlar bilir. Büyüme sanayileşmekten, istihdamdan, çalışan fabrikaların çokluğundan geçer. O derslerde hep şu anlatılır; "Eğer bir yerde alt yapı, otobanlar, ulaşım varsa orada sanayileşme başlar, fabrikalar ot gibi biter." Türkiye son yıllarda dünyada alt yapı yatırımlarına en çok para harcayan ülkelerden biri...

Bunun semeresini önümüzdeki on yıllarda katlayarak alacağız. Yani daha da büyüyeceğiz. Şu andaki yatırımlar ve göstergeler, 2050'de Türkiye'yi 2 trilyon doları geçen ve dünyada ilk ona girecekler arasında gösteren veriler arasında yer alıyor. Bunu ben söylemiyorum. Dünya finans merkezlerinden biri olan Londra'dan geliyor bu açıklama. Büyüyen ve daha ileri gitmesi kaçınılmaz gözüken Türkiye'yi durdurmanın birkaç yolu var. Terör ve buna alet olan maşaları sonuna kadar kullanmak. Darbelerle ülke yönetimini ele geçirip "Yes Sir" diyerek topuk selamı verecekleri iktidarlara taşımak.
Ve dahası ellerindeki medya gücü ile sınırsız bir şekilde Ankara'ya saldırmak. Madem son olarak medya dedik, hadi gelin bir yolculuğa çıkalım. Martin Stuart Sorrell... Yahudi bir ailenin oğlu olarak 1945 yılında Londra'da doğdu... Zeki ve sosyal biriydi. Dünya Para İmparatorluğu tahtında oturan Rothschild ailesi tarafından keşfedildi. Para yağdırdılar Martin'e...
Cambridge ve Harvard Üniversitesi'nden Baronlardan Hanedan'dan gelen bursla mezun olan Martin Stuart Sorrell için artık iş bulmak çocuk oyuncağıydı. Çünkü arkasında koskoca bir PARA İMPARATORLUĞU vardı. "Yürü Martin" dediler, o koştu. Son olarak Rothschild ailesinin şirketi WPP'nin CEO'su oldu. Ogilvy, Grey, JWT, Y&R, reyting araştırma şirketi Kantar Media, Hill&Knowlton Strategies gibi şirketleri çatısı altına alan ve 3 bin ofisi, 180 bin çalışanı olan Londra merkezli WPP'nin dünyada büyümesini sağladı. Kantar Media, yıllarca bizde de AGB adı altında reyting ölçümü yapan şirketti. AGB gitti, TNS geldi... O da Kantar'ın bir diğer topuzuydu.
Ve dahası hem CHP hem de HDP'nin seçim kampanyalarını yürüten Benenson da aynı şirketin bir alt koluydu. Bunların hepsinde en tepeye oturup CEO olan ve kendisine "SİR" ünvanı verilen o Martin Stuart Sorrell "En büyük güç medyadır" diyor... Ve geçtiğimiz hafta Londra'da medyanın temsilcileri ile yaptığı toplantıda o gücü tarif ederken bakın hangi örneği veriyor; "İstanbul'un 2020 olimpiyatlarını alamaması büyük bir trajedidir. Bunda BBC'nin Gezi olaylarında yaptığı canlı yayınlar etkili oldu. Polis ve vatandaşlar arasındaki çatışmayı abarttı. Aynı şekilde CNN de benzer bir yayın politikasında bulundu. Bu da İstanbul ve Türkiye'ye pahalıya mal oldu, en basitiyle olimpiyat oyunlarını almada devre dışı kaldılar." Daily Mail dahil çok sayıda yayın organına yansıyan bu açıklamanın sahibi Sir Martin'in "MEDYA GÜCÜ"nü anlatırken verdiği en güzel örneğe bakar mısınız? Gezi, 17 Aralık, 15 Temmuz ve daha nice saldırı... Sonrasında Türkiye'nin kaybettiği sadece olimpiyatlar değil. Dışarıda pişirilen o haberlere bu ülkede de çanak tutanlar, "Ağaç" diye yola çıkıp köprülere, havaalanlarına karşı çıkanlar yok muydu? Geçtiğimiz haftalarda Yazboz'da işadamı Asil Nadir ile röportaj yapmıştık.
"Türkiye'de medyaya girdiğim yıllarda Türkiye'nin çıkarlarını düşünen, MİLL İ olan yayın kuruluşları yoktu" diye boşuna söylemiyor. Bugün bile Londra-New York- Berlin hattında üretilen yalan ve iftiralarla dolu Türkiye aleyhindeki haberler, bizde de manşetlere, köşelere taşınmıyor mu? SİR Martinlere toplantılarda "Ankara'yı nasıl zarara soktuk" diye hava attırmıyor mu?
Avrupa başkentlerinden gelen büyükelçiler dün terörist Kandil'den emir alan HDP grup toplantısında sıralara oturdular. 243 vatandaşımız öldürülüp, binlercesi yaralanırken, DEMOKRASİ'nin temsil yeri Meclisimiz Savaş Uçakları ile bombalanırken hiçbiri ortada yoktu. 15 Temmuz'dan bugüne 115 gün geçti, darbeci katillere karşı bir kez bile bir araya gelmeyen SAHTE Demokrasi havarileri olarak dün poz verdiler. O pozlarda ikiyüzlülüğün ne anlama geldiğini Türk Halkı'nın bildiğinin farkındalar. Onlar o pozu, SİR MARTİNLERİN övdüğü ANKARA düşmanı BATI medyası için verdiler.
Kapalı kapılar arkasında toplantılar yapıyorlar ve hala "Nereden saldıralım" diye kafa patlatıyorlar. Yeni planlar, tezgahlar peşindeler ve yine gelecekler. Önemli olan bizim ne yapacağımız... 15 Temmuz demokrasi RUHUNU taşıdığımız sürece hep kaybedecekler. .

Takvim
9 Kasım 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;