"Bugün muhteşem bir uygarlık olan Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'in barbar ve bağnaz bir kabile tarafından işgalinin yıldönümü." Adam bunu diyordu. Bu ülke topraklarında yaşıyordu.
Üstelik o çocuklarımızı emanet ettiğimiz bir profesördü.
Ve dahası Türk vatandaşıydı. Barbar ve bağnaz kabile ilan ettiklerinin soyundan geliyordu, torunuydu. Neden bu noktaya geldiler, niçin Avrupa'nın 600 yıl saldırdığı "Barbar" argümanıyla kendi dedelerine saldırıyor? Bu sorunun cevabını ben bilmiyorum. Bildiğim başka bir konu var. Ona geçelim biz en iyisi.
MOSSAD kitabını yazdı. "Bize dünyada gelen istihbaratın yüzde 90'ı gönüllülerden bekliyor. Bedava, masrafsız" diyordu.
"Gönüllüler" diye övünüyor, onlarla gurur duyuyordu. Her ülkede çook GÖNÜLLÜLER vardı onlara çalışan.
ABD askeri istihbarat NSA ajanı Wayne Madsen Yaz-Boz'da "Washington'a en büyük yardımı, dünyanın her yerinden değişik ülke vatandaşları olan GÖNÜLLÜLER sağlıyor" diyordu.
Acaba Türkiye'de gönüllüler var mı?
Bilemiyorum. Kemal Kılıçdaroğlu Beyefendi de yabancı elçilere "Erdoğan hiç kimsenin Cumhurbaşkanı değil" demiş. Allah Allah neden yabancılara böyle bir açıklama yaptı acaba? Yabancı elçiler çok mu merak edip de sual ettiler "Erdoğan kimin Cumhurbaşkanı" diye? Meraktan çatlayıp ikiye mi bölünmüşlerdi? Kemal Bey neden yabancı elçilere gitmişti? Havada kalan soru çok. Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Gitmediğiniz yer sizin değildir" diyerek Afrika'ya çıkartma yapıyor.
Türkiye tarihinde de bir ilk gerçekleşti, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanının talimatıyla Libya'ya gitti. Tarihimizde ilk defa yeni hükümet kurulduktan sonra Azerbaycan veya KKTC yerine bir başka ülkeye ilk ziyaret yapıyoruz. Aslında o Libya bazılarının barbar-kabile ilan ettiği dedelerimizin, yani bizim vilayetimizdi bir zamanlar, gideceğiz tabi. Kimler delirirse delirsin Kimler kimlere GÖNÜLLÜ olursa olsun, biz GÖNÜL BAĞLARI ile bağlı olduğumuz her yere gideceğiz. Geçmişte Libya'yı ziyaret eden Türk Başbakanı çadırda ağırlandı diye darbeyle indirilir, korku salınırdı. Bir daha kimse gidemezdi bir zamanlar vilayetimiz olan yere.
İngiliz, Fransız Başbakanlar, Başkanlar da Libya'ya gider çadıra girer ama kimse onları indirmezdi. Çünkü bizim merkez medya gibi ortalığı ayağa kaldırıp, askeri kışkırtan özgür (!) medya Batı'da yoktu.
Zaten o zamanlar da ülkeyi IMF memuru Coterelli yönetirdi. Türkiye'ye verdiği borca ekonomi bakanımızın attığı imzayı yeterli bulmazdı Coterelli. "Olmaz" der Başbakan'dan da imza isterdi. Sonra "Bu da yetmez" deyip üç parti genel başkanından da imza alırdı. Afrika ülkelerine bu aşağılayıcı uygulamayı yapmazlardı. Ama bizimkilerin imzasını çok severlerdi nedense. Çünkü biz 1980'lerde montajlanmış Murat124'lere bindirilen bir ülkeydik. Rahmetli Özal, "Arabalara kemer takılsın, insanlar ölmesin" dediğinde ortalık ayağa katlı.
Bazıları "BOĞAZ"ını yırttı. Hazırlanan "Kemer takma zorunluluğu yasası"nı maliyeti artırır diye tam üç yıl engellediler bu ülkede. Biz böyle bir ülkeydik. Yapılan her köprüye karşı çıkan bir CHP ve ittihatçı kafalar vardı memleketimde.
Vatan Caddesi'ni yaptı diye rahmetli Menderes'in başına yıkacaklardı o caddeyi neredeyse. Yerli arabalara karşı çıkan CHPsever medya dimdik ayaktaydı her daim. O medyanın yetiştirdiği ve paraya boğduğu yazarlarımız, Boğaz'ın altına açılan tünellere karşı çıkacak "Marmaray'a binmem" diyecekti elbette. Onun için "YERLİ KUTLAMA mı olur bu memlekette" diyenler de çıkacaktı haliyle. İstanbul'a "Constantinopolis" diyecekti. Fethedenlere de "Barbar" ve "Kabile" diye saldıracaktı. "Aaah Doğu Roma İmparatorluğu ah" diye iç çekecekti. "Bizans" derse ayıp ve hata olurdu. Milletin kafasında "Bizans oyunları" diye kötü bir algı vardı. Doğu Roma çok şirindi. İmparatorluk diye de ekledin mi şirin ötesi bir duruma geçerdin. Akademisyen zekası formülü bulmuştu. Yaşasın İmparator Dördüncü Constantin'di. Cumhurbaşkanı Erdoğan neden onun Cumhurbaşkanı olsundu!
Takvim
3 Haziran 2016
Üstelik o çocuklarımızı emanet ettiğimiz bir profesördü.
Ve dahası Türk vatandaşıydı. Barbar ve bağnaz kabile ilan ettiklerinin soyundan geliyordu, torunuydu. Neden bu noktaya geldiler, niçin Avrupa'nın 600 yıl saldırdığı "Barbar" argümanıyla kendi dedelerine saldırıyor? Bu sorunun cevabını ben bilmiyorum. Bildiğim başka bir konu var. Ona geçelim biz en iyisi.
MOSSAD kitabını yazdı. "Bize dünyada gelen istihbaratın yüzde 90'ı gönüllülerden bekliyor. Bedava, masrafsız" diyordu.
"Gönüllüler" diye övünüyor, onlarla gurur duyuyordu. Her ülkede çook GÖNÜLLÜLER vardı onlara çalışan.
ABD askeri istihbarat NSA ajanı Wayne Madsen Yaz-Boz'da "Washington'a en büyük yardımı, dünyanın her yerinden değişik ülke vatandaşları olan GÖNÜLLÜLER sağlıyor" diyordu.
Acaba Türkiye'de gönüllüler var mı?
Bilemiyorum. Kemal Kılıçdaroğlu Beyefendi de yabancı elçilere "Erdoğan hiç kimsenin Cumhurbaşkanı değil" demiş. Allah Allah neden yabancılara böyle bir açıklama yaptı acaba? Yabancı elçiler çok mu merak edip de sual ettiler "Erdoğan kimin Cumhurbaşkanı" diye? Meraktan çatlayıp ikiye mi bölünmüşlerdi? Kemal Bey neden yabancı elçilere gitmişti? Havada kalan soru çok. Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Gitmediğiniz yer sizin değildir" diyerek Afrika'ya çıkartma yapıyor.
Türkiye tarihinde de bir ilk gerçekleşti, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanının talimatıyla Libya'ya gitti. Tarihimizde ilk defa yeni hükümet kurulduktan sonra Azerbaycan veya KKTC yerine bir başka ülkeye ilk ziyaret yapıyoruz. Aslında o Libya bazılarının barbar-kabile ilan ettiği dedelerimizin, yani bizim vilayetimizdi bir zamanlar, gideceğiz tabi. Kimler delirirse delirsin Kimler kimlere GÖNÜLLÜ olursa olsun, biz GÖNÜL BAĞLARI ile bağlı olduğumuz her yere gideceğiz. Geçmişte Libya'yı ziyaret eden Türk Başbakanı çadırda ağırlandı diye darbeyle indirilir, korku salınırdı. Bir daha kimse gidemezdi bir zamanlar vilayetimiz olan yere.
İngiliz, Fransız Başbakanlar, Başkanlar da Libya'ya gider çadıra girer ama kimse onları indirmezdi. Çünkü bizim merkez medya gibi ortalığı ayağa kaldırıp, askeri kışkırtan özgür (!) medya Batı'da yoktu.
Zaten o zamanlar da ülkeyi IMF memuru Coterelli yönetirdi. Türkiye'ye verdiği borca ekonomi bakanımızın attığı imzayı yeterli bulmazdı Coterelli. "Olmaz" der Başbakan'dan da imza isterdi. Sonra "Bu da yetmez" deyip üç parti genel başkanından da imza alırdı. Afrika ülkelerine bu aşağılayıcı uygulamayı yapmazlardı. Ama bizimkilerin imzasını çok severlerdi nedense. Çünkü biz 1980'lerde montajlanmış Murat124'lere bindirilen bir ülkeydik. Rahmetli Özal, "Arabalara kemer takılsın, insanlar ölmesin" dediğinde ortalık ayağa katlı.
Bazıları "BOĞAZ"ını yırttı. Hazırlanan "Kemer takma zorunluluğu yasası"nı maliyeti artırır diye tam üç yıl engellediler bu ülkede. Biz böyle bir ülkeydik. Yapılan her köprüye karşı çıkan bir CHP ve ittihatçı kafalar vardı memleketimde.
Vatan Caddesi'ni yaptı diye rahmetli Menderes'in başına yıkacaklardı o caddeyi neredeyse. Yerli arabalara karşı çıkan CHPsever medya dimdik ayaktaydı her daim. O medyanın yetiştirdiği ve paraya boğduğu yazarlarımız, Boğaz'ın altına açılan tünellere karşı çıkacak "Marmaray'a binmem" diyecekti elbette. Onun için "YERLİ KUTLAMA mı olur bu memlekette" diyenler de çıkacaktı haliyle. İstanbul'a "Constantinopolis" diyecekti. Fethedenlere de "Barbar" ve "Kabile" diye saldıracaktı. "Aaah Doğu Roma İmparatorluğu ah" diye iç çekecekti. "Bizans" derse ayıp ve hata olurdu. Milletin kafasında "Bizans oyunları" diye kötü bir algı vardı. Doğu Roma çok şirindi. İmparatorluk diye de ekledin mi şirin ötesi bir duruma geçerdin. Akademisyen zekası formülü bulmuştu. Yaşasın İmparator Dördüncü Constantin'di. Cumhurbaşkanı Erdoğan neden onun Cumhurbaşkanı olsundu!
Takvim
3 Haziran 2016
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Nedim Şener : Marketlerde gıdada fahiş fiyata yasal önl...
397 kez izlendi
Ergün Diler : Şah-mat
452 kez izlendi
Ergün Diler : Kurgu war
1500 kez izlendi
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
630 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.