Adam Amerika aşkına darbeye kalkışan teröristlerden... O bir FETÖ'cü... Firar etmiş, gitmiş İngiltere'de gazeteye demeç veriyor. "Eyvah Türkiye ağır silahlanma içine girdi." diye... İşi daha da büyütüyor;
"Türkiye Atom Bombası yapmayı planlıyor. Dikkat edin" diyor. Hani bu ülkeyi sevdikleri için darbe yapmışlardı ya... Şimdi aynı ülkeyi dünyaya gammazlıyorlar.
"Aman ha atom bombası yapmasınlar, tedbir alın" diye uyarıyorlar. Bu ülkede doğup, bu ülkede ekmek yiyip, bu ülkede acımasızca BATI aşkına insanları öldürenler, Türkiye'nin güçlenmemesi için tüm dünyaya haykırıyor. Adeta "Ben satılmışım, sizin köpeğinizim" diyor.
Adamın demeç verdiği ülkeden, çok sevdiği teröristbaşının yaşatıldığı Amerika'ya kadar önüne gelende tonlarca Atom bombası var. Onlar yapabilir... Bizim hainin umurunda değil. Ancak Türkiye yapamaz...
Söylediği bu... 100 yıl önce de bu ülkede egemen güçler Osmanlı'yı düşünmüyordu.
Ülkelerini, vatandaşlarını, bayraklarını, ezanlarını hiç düşünmüyordu. Varsa yoksa tek dertleri vardı. Kimi Almancıydı, kimi de Fransız ve İngilizci. Bugün değişen durum var mı? Fazlasıyla var... Evet şu dönemde de içimizde İngilizciler, Almancılar var...
Fransız hayranları şimdilik azınlığa düşmüş durumda. Ve tabii ki Amerikancılar ve İsrailseverler diye kalabalık bir güruh da ortaya çıktı. Ancak bugün en büyük değişim egemen güçlerde yaşanıyor. Artık bu ülkede vatanını, milletini, bayrağını, ezanını düşünenler ve bu uğurda canını verecek olanlar egemen GÜÇ durumuna geldi. İşte bu durum hem içeride hem de dışarıda birilerini delirtmeye yetiyor. 100 yıl önce Dolmabahçe savaşa girilmesini hiç istemedi. Ancak meclisteki Almancı ve İngilizciler, Londra veya Berlin'in yanında yer almak için adeta birbirlerine girdi. Ve kumpas kurarak koskoca imparatorluğu, kaybeden Almanlara yamayarak parçaladılar. O dönemde sosyal medya, televizyon yoktu. İnternet, Twitter hiç yoktu. İstanbul'da alınan kararlar ve ülkeye satılmışların içeriden yaptığı ihanetleri, ülke toprakları içinde yer alan Yemen, Bağdat, Mekke veya en ücra köşedeki vatandaş bilemiyordu. İnsanlar uzaklardan "Neler oluyor" diye bakıyorlardı sadece.
Sultan Vahdettin Han'ın televizyona çıkıp "Ulusa sesleniş" yapacak ve ihanetleri bir bir anlatacak şansı yoktu.
Bugün artık her şey şeffaf. Ülkenin iki uç sınırındaki her vatandaşa kadar herkes her şeyi görüyor, duyuyor ve biliyor. Bu ülkede artık EGEMEN GÜÇ milletin ta kendisi... Artık bu ülkeye dışarıdan kurulan kumpasları, yapılan tüm saldırıları, içerideki ihanetleri tüm çıplaklığı ile anında öğreniyorlar. Almanlar deliriyor mesela...
Türkiye'de halkın seçtiği Cumhurbaşkanını indirmek için devlet medyası ile dahi bize saldırıyor, tüm ajanlarını sahaya sürüyor. Alman ajanlar kalkışmacılara eğitim verirken yakalanıyor... Kimi Alman ajanı da Taksim'de otel odasından Milleti ayaklanma gazına getirmek için sokaklara bildiri atarken yakalanmaktan son anda kurtuluyor. Almanlar Türkiye'nin içişlerine karışmak, halkın oyları ile seçilen iktidarı devirmek için her naneyi yiyor. Sosyal medya, gazete, tv ne varsa bu tezgahları Allah'a şükür bugün tüm ülkeye duyuruyor.
İşte benim anlamadığım nokta da tam burada başlıyor. CHP lideri Kemal Bey, iktidarın devrilmesi için her türlü kumpası kurup, ajanlarını sahaya süren, medyasıyla her gün bu konuda saldıran Alman medyasına güvence veriyor. "Biz indireceğiz, merak etmeyin" diyerek rahatlatıyor. Kemal Bey genel başkan olduğunda ilk Almanya'yı ziyaret etmişti.
Hadi bunu anlarım... Ancak Alman halkını ve devletini rahatlatma gereği neden duyuyor? Yaptığı açıklamalar çarpıtılmış güya... Almanlar da "Hayır biz röportaj metnini prensiplerimiz gereği önce gönderip teyit aldık sonra yayınladık" diyerek CHP'yi yalanladılar. Almanlar böyledir... Kullanırlar ve satarlar. Aslında tüm batının genlerinde bu vardır. Şimdi de PKKsever Almanların çok büyük destek verdiği Almansever HDP Kemal Bey'e gitmiş. "Beraber indirelim" diyor... Bu ziyarete en çok Berlin el ovuşturuyor. Türkiye'yi "Aman atom bombası yapıyor" diye dünyaya gammazlayan Pensilvanya, HDP-CHP ortak hareket çağrılarında sevinçten adeta havalara uçuyor. Ancak dedik ya... Artık telgraf direklerinin yeni yeni dikildiği 100 yıl öncesi durum yok... Artık rüzgar enerjisi için direklerin dikildiği Büyüyen Türkiye'de Egemen GÜÇ yüce Türk Milleti, her şeyi görüyor. Bizi artık kaybedenlerin saflarına sürükleyemeyecekler!
Takvim
12 Ağustos 2017
"Türkiye Atom Bombası yapmayı planlıyor. Dikkat edin" diyor. Hani bu ülkeyi sevdikleri için darbe yapmışlardı ya... Şimdi aynı ülkeyi dünyaya gammazlıyorlar.
"Aman ha atom bombası yapmasınlar, tedbir alın" diye uyarıyorlar. Bu ülkede doğup, bu ülkede ekmek yiyip, bu ülkede acımasızca BATI aşkına insanları öldürenler, Türkiye'nin güçlenmemesi için tüm dünyaya haykırıyor. Adeta "Ben satılmışım, sizin köpeğinizim" diyor.
Adamın demeç verdiği ülkeden, çok sevdiği teröristbaşının yaşatıldığı Amerika'ya kadar önüne gelende tonlarca Atom bombası var. Onlar yapabilir... Bizim hainin umurunda değil. Ancak Türkiye yapamaz...
Söylediği bu... 100 yıl önce de bu ülkede egemen güçler Osmanlı'yı düşünmüyordu.
Ülkelerini, vatandaşlarını, bayraklarını, ezanlarını hiç düşünmüyordu. Varsa yoksa tek dertleri vardı. Kimi Almancıydı, kimi de Fransız ve İngilizci. Bugün değişen durum var mı? Fazlasıyla var... Evet şu dönemde de içimizde İngilizciler, Almancılar var...
Fransız hayranları şimdilik azınlığa düşmüş durumda. Ve tabii ki Amerikancılar ve İsrailseverler diye kalabalık bir güruh da ortaya çıktı. Ancak bugün en büyük değişim egemen güçlerde yaşanıyor. Artık bu ülkede vatanını, milletini, bayrağını, ezanını düşünenler ve bu uğurda canını verecek olanlar egemen GÜÇ durumuna geldi. İşte bu durum hem içeride hem de dışarıda birilerini delirtmeye yetiyor. 100 yıl önce Dolmabahçe savaşa girilmesini hiç istemedi. Ancak meclisteki Almancı ve İngilizciler, Londra veya Berlin'in yanında yer almak için adeta birbirlerine girdi. Ve kumpas kurarak koskoca imparatorluğu, kaybeden Almanlara yamayarak parçaladılar. O dönemde sosyal medya, televizyon yoktu. İnternet, Twitter hiç yoktu. İstanbul'da alınan kararlar ve ülkeye satılmışların içeriden yaptığı ihanetleri, ülke toprakları içinde yer alan Yemen, Bağdat, Mekke veya en ücra köşedeki vatandaş bilemiyordu. İnsanlar uzaklardan "Neler oluyor" diye bakıyorlardı sadece.
Sultan Vahdettin Han'ın televizyona çıkıp "Ulusa sesleniş" yapacak ve ihanetleri bir bir anlatacak şansı yoktu.
Bugün artık her şey şeffaf. Ülkenin iki uç sınırındaki her vatandaşa kadar herkes her şeyi görüyor, duyuyor ve biliyor. Bu ülkede artık EGEMEN GÜÇ milletin ta kendisi... Artık bu ülkeye dışarıdan kurulan kumpasları, yapılan tüm saldırıları, içerideki ihanetleri tüm çıplaklığı ile anında öğreniyorlar. Almanlar deliriyor mesela...
Türkiye'de halkın seçtiği Cumhurbaşkanını indirmek için devlet medyası ile dahi bize saldırıyor, tüm ajanlarını sahaya sürüyor. Alman ajanlar kalkışmacılara eğitim verirken yakalanıyor... Kimi Alman ajanı da Taksim'de otel odasından Milleti ayaklanma gazına getirmek için sokaklara bildiri atarken yakalanmaktan son anda kurtuluyor. Almanlar Türkiye'nin içişlerine karışmak, halkın oyları ile seçilen iktidarı devirmek için her naneyi yiyor. Sosyal medya, gazete, tv ne varsa bu tezgahları Allah'a şükür bugün tüm ülkeye duyuruyor.
İşte benim anlamadığım nokta da tam burada başlıyor. CHP lideri Kemal Bey, iktidarın devrilmesi için her türlü kumpası kurup, ajanlarını sahaya süren, medyasıyla her gün bu konuda saldıran Alman medyasına güvence veriyor. "Biz indireceğiz, merak etmeyin" diyerek rahatlatıyor. Kemal Bey genel başkan olduğunda ilk Almanya'yı ziyaret etmişti.
Hadi bunu anlarım... Ancak Alman halkını ve devletini rahatlatma gereği neden duyuyor? Yaptığı açıklamalar çarpıtılmış güya... Almanlar da "Hayır biz röportaj metnini prensiplerimiz gereği önce gönderip teyit aldık sonra yayınladık" diyerek CHP'yi yalanladılar. Almanlar böyledir... Kullanırlar ve satarlar. Aslında tüm batının genlerinde bu vardır. Şimdi de PKKsever Almanların çok büyük destek verdiği Almansever HDP Kemal Bey'e gitmiş. "Beraber indirelim" diyor... Bu ziyarete en çok Berlin el ovuşturuyor. Türkiye'yi "Aman atom bombası yapıyor" diye dünyaya gammazlayan Pensilvanya, HDP-CHP ortak hareket çağrılarında sevinçten adeta havalara uçuyor. Ancak dedik ya... Artık telgraf direklerinin yeni yeni dikildiği 100 yıl öncesi durum yok... Artık rüzgar enerjisi için direklerin dikildiği Büyüyen Türkiye'de Egemen GÜÇ yüce Türk Milleti, her şeyi görüyor. Bizi artık kaybedenlerin saflarına sürükleyemeyecekler!
Takvim
12 Ağustos 2017
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
568 kez izlendi
Salih Tuna : Bıyık da yetmiyor
558 kez izlendi
Ergün Diler : Adidas
1477 kez izlendi
Zafer Şahin : AYM’de kimin dediği oldu?
2186 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.