GÜNCEL

Bekir Hazar : Anlayacaklar!

Tarih
01 Mart 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Bekir Hazar

Kore savaşında ilginç olaylar yaşandı. Kuzey Kore tarafından alınan esirlerden bazıları Çin'e götürülüyor, "BEYİN YIKAMA" yöntemine tabi tutuluyordu. Amerikalı ve İngiliz esirlerin bir bölümü o beyin yıkama seanslarından sonra komünist olup, ajan olarak ülkelerine dönüyordu. Çin adına casusluk yapıyorlardı. Bir bölümü de ülkelerine dönmeyip Çin'de komünist olarak yaşamlarını sürdürüyordu. Neurologist Dr. Mehmet Yavuz, bu deneyleri araştıran Amerikalı uzmanların verdiği bilgileri "Doktor Beyin" adlı kitabında anlatıyor ve ekliyor; "Beyin yıkama operasyonunda hiç etkilenmeyen ve taviz vermeyenler sadece Türk esirlerdi. Çinliler bu teslim olmayışı Türklerdeki İnançlara olan bağlılıkla açıkladılar." Osmanlı'yı yıkmak için yüzyıllarca uğraştılar. Silahla geldiler, Haçlı seferleri düzenlediler, olmadı. Çünkü karşılarında muazzam bir şekilde kenetlenmiş İnanç ORDUSU vardı. 1906 yılında ilk büyük Dünya Protestan Misyonerler Kongresi'nin başkanı Yahudi asıllı Papaz Samuel Zwemer'di. İşte o Papaz Samuel Whemer kongrede şunları söylüyordu; "Bir Müslümana dinini bırak dersen, asla bırakmaz. Nitekim 25 yılda ancak 25 Müslümanı Hristiyan yapabildik. Onlar buna karşılık hergün 25 Hıristiyanı Müslüman yapıyorlar. Biz Müslümanlara 'Sizin dininiz olan İslamiyet, mücevher yüklü çok kıymetli bir gemiye benziyor. Ama bu geminin yükü çok ağır. Karşıya batmadan geçebilmesi için bu geminin yüklerinin bazılarını denize atmanız gerekir' demeliyiz. Böylece mubahlardan, müstehaplardan, sünnetlerden başlayarak, vaciplere farzlara gelinceye kadar onlara geminin bütün yüklerini boşalttırmalıyız. Böylece gemi karşıya geçse de boş geçmeli". Kılıçla, silahla yapamadıklarını işte bu yöntemi kullanarak başardılar. Osmanlı'nın sürgüne gönderdiği sapık din adamlarına İngilizler sahip çıkıyor, "Müftü, Halife" diye sahaya sürüyordu. Ruslar bile Kur'an-ı Kerim bastırıp 200 ayet üzerinde tahribat yaparak İstanbul'da yaymaya çalıştı. Sultan Abdülhamid zamanında o Rus matbaasına baskın yapılarak tahribat engellendi. Bir yıl önce Macaristan'a gittiğimde bana Macarca bir Kur'an-ı Kerim verdiler. O Kur'an-ı Kerim'i binlerce bastıran kişi Yahudi idi. Osmanlı'nın hakim olduğu topraklarda, İnanç gemisindeki yükleri boşalttırdılar önce. Sapkınlıkları artırarak, mezhepler, tarikatlar kurdular. Bugün bölgede Müslüman Müslümanı öldürüyorsa, bunda 100 yılı aşkın süredir uygulanan GEMİ BOŞALTMA OPERASYONU bir numaralı etkendir. Gemiyi kurtaracak tek merkez ise bugün Ankara'dır. Türkiye onun için Katar'da Üs kuruyor. Afganistan'a asker gönderiyor. Yeni kurulan 200 bin kişilik İslam Ordusu ile dün başlayan "Teröre karşı ortak hareket" Tatbikatının MİMARI oluyor. Somali'de üs kurmaya hazırlanıyor. Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Caşin bakın ne diyor; "Ülkelerin güvenlikleri, sınırlarında başlamaz. Kim derse ki 'Önce kendi sınırların içinde terörle mücadele et', o bu konuda hiçbir şey bilmiyor, cahil demektir. Uluslararası terör, beşinci devresine girdi ve şekil değiştirdi. Artık modern ulus devletleri, kendi halkının yaşam hakkını almak için gerekirse sınırlarının ötesinde teröre karşı tedbir almak zorunda" Le Monde gazetesi, Fransız Özel Kuvvetlerinin Libya'da gizli operasyonlara başladığını duyurdu. Operasyonlar Nijer'deki Fransız Üssü'nden gerçekleştiriliyor. Ruslar, Amerikalılar, İngilizler, Almanlar herkes Suriye'de ve Ortadoğu'da... Her yerden, okyanus ötelerinden çıkarlar�� için burnumuzun dibine geliyorlar. Ve hem bölgeye hem de Türkiye'ye terör ihraç ediyorlar. Böylesine bir tabloda tüm gerçekler ortadayken içimizden birileri çıkıyor; "Ne işimiz var sınırlarımız dışında" diyerek Ankara'ya saldırıyor. Ulusal Güvenliğimizi tehdit eden BATI ve onun bölgedeki maşalarını göremeyecek kadar gözler kararıyor. Bizim Kader ve İnanç Birliğimizi bozmak için birileri içeridekileri eğitmek uğuruna milyonlarca dolar saçıyor. Kim ne yaparsa yapsın İnanç birliğimizi bozamayacaklar. Çünkü Ankara ve bu MİLLET artık tüm oyunların farkında... Bakın ABD Dışişleri Bakanlığı Güney Avrupa İşleri Direktörü Philip Kosnett önceki gün ne diyor; "Türkiye 1980'li yıllardan bu yana çok büyük gelişim kaydetti. Önemli bir bölgesel aktör ve giderek küresel bir aktör haline geldi." İçerideki devşirilen ve beyni yıkanan taşeronlar kiminle uğraştıklarının farkında değil... Bunu kaybettikleri gün anlayacaklar!

Takvim
1 Mart 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;