Milli futbolcumuz Kerem Aktürkoğlu sosyal medya hesabından Gazze soykırımına dair paylaşımlar yaptığında ya da Cuma mesajları yayınladığında son derece çirkin, edep dışı ve örgütlü saldırılara maruz kalıyor.
Gazze’de devam eden soykırımın İslami boyutu kadar insani boyutu da var; kalbi, yüreği, vicdanı, insafı olan herkes bu konuda sesini yükseltiyor, bütün dünya bu insanlık dışı kıyıma karşı sokaklara çıkıyor. Ancak Türkiye’de, bu meselede ses çıkarmak için vicdan ve insafın yanında maalesef cesaret de gerekiyor. İslam, Müslüman ve insanlık düşmanı bir güruh pusuda bekliyor ve ağzını açanı linçlemek için fırsat kolluyor. Kerem Aktürkoğlu’nu bu cesaretinden dolayı özellikle tebrik etmek boynumuzun borcu.
Sadece Kerem değil, spor, sanat ya da sosyal medya camiasından insanî duyarlılık sergileyen çok sayıda isim benzer şekilde saldırıya uğruyor. Son olaylarda gördük ki, konuşanlar kadar susanlar da linçten paylarını alıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kitleyi zaman zaman “sesi çok çıkan azgın azınlık” olarak nitelendiriyor. Sesi çok çıkan azgın azınlık: Son derece isabetli bir tanımlama. Toplumsal tabanı, etkili siyasi ya da ekonomik gücü, özgün düşüncesi, kökü olmayan klavye kahramanları. On yıllar boyunca vesayet sistemine asalak gibi tutunmuş, köşe başlarını tutmuş, fonlanan ve pohpohlanan kof kalabalık.
Edebi ve hiçbir insanî duyarlılığı olmayan böyle azgın bir kalabalıkla aynı dil, üslup ve yöntemlerle mücadele etmek elbette mümkün değil. Ancak şu soruya da samimi cevap vermemiz gerekiyor: Çamura bulaşmaktan mı çekiniyoruz, yoksa korkuyor muyuz?
Çamura bulaşma çekingenliği bir dereceye kadar anlaşılabilir ama korkunun, tedirginliğin mazereti olamaz.
Azgın azınlığın faşizan linçine maruz kalan herkesin, yalnız olmadığını hissetmesi gerekiyor ama bunu hissedemiyorlar.
Şöyle birkaç haftalık geriye dönüp, medyadaki, sosyal medyadaki açıklamaları bir tarayın: Suya sabuna dokunmayan mesajlar. Ülkede yer yerinden oynarken “istişarelerde bulunduk”, “katılım sağladık” türünden standart açıklamalar. “Boykot” ya da Özgür Özel’in “cunta” ithamı karşısında abartılı ve kopyala-yapıştır tepkiler.
Risk almak yok. Cumhurbaşkanı’ndan yük almak yok. Cesaret ve özgüven yok. Bir avuç dava adamı kendisini öne atıp yalana, iftiraya, dezenformasyona, edepsizliğe karşı mücadele ederken kıyısından köşesinden olsun destek vermek yok. Her kriz zamanındaki o sessizlik, o tepkisizlik, o “bekle-gör” taktiği, o güvenli alanda unutulma tekniği…
Hiç yorum yapılmamış
1936 kez izlendi
2095 kez izlendi
974 kez izlendi
1292 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.