SİYASET

Aslı Aydıntaşbaş : Aday adaylarına tavsiyeler

Tarih
26 Şubat 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Aslı Aydıntaşbaş

26 Şubat 2015

Meslektaş-larımızdan bir bölümü, medya kurumlarında ifa ettikleri görevi parlamento çatısı altında sürdürmek için siyasete atılma kararı aldılar.
Haklılar da. Hükümete yakın bir
dizi yazar için, gazetecilik artık tek bir misyona indirgenmişti: Hükümeti eleştirenlere saldırmak. Gezi’den bu yana, Ak Parti’nin politikalarını ya da liderlik modelini savunmakta zorlandıkları her noktada, bu ”kullanışlı” bir modele yönelip, sabah-öğlen-akşam Ak Parti muhaliflerini iş edindiler kendilerine.

Kâh Türkiye’deki demokratik açığı vurgulayan bir uluslararası kuruluş, kâh göze batan bir muhalefet temsilcisi ya da gazeteci... “Saldır, saldır, saldır Kanarya” misali, zaman zaman resmi kurumların da arşiv desteğiyle, ”muhalefete muhalefet etme” üzerine kurulu yeni bir gazetecilik ekolü yarattılar. (Kastettiğim, ilk 3 günde adaylık başvurusunu yapan samimi Ak Partililer değil.)  
İşin ilginci, bu arkadaşlardan göğsünü gere gere yazılmış bir ”İç güvenlik tasarısı çok iyidir” ya da ”Cumhurbaşkanı Erdoğan tam yetkili başkan olmalıdır” yazısını da bulamazsın. Yazmazlar. Nedense açıktan Ak Parti’yi savunmakta isteksizler. Onun yerine çeşitli vesilelerle Ak Parti muhaliflerine karakter suikastı düzenliyorlar.
Geçmişte paralelci polislerin de en değer verdiği, en iyi kullandığı kalemler oldukları için, KCK tutuklamalarını, Balyoz’daki sahteliklerini, o mahkemeleri, devlet eliyle sindirme amaçlı yapılan telefon dinlemelerini aynı formülle savunup onlarca kişinin cezaevine gitmesini sağladıkları için, kullandıkları bu metodoloji aslında kimseye yabancı değil. O zaman da yapılan, bu berbat uygulamaları doğrudan savunmak yerine, bunları eleştirenleri karalamaktı. Herkesin bir işlevi var; onlar da kendilerine böyle bir misyon biçmişler...
Ama ben yine de bu meslektaşlarıma paldır küldür siyasete atılmak yerine bu güzel mesleğe bir şans daha vermelerini tavsiye ederim. Samimi olarak söylüyorum. Gazetecilik, hiçbir şeye benzemez. İnsana tanıdığı özgürlük alanı, günbegün açtığı yeni ufuklar açısından bütün mesleklerden üstündür. İktidar gelip geçici ama gazetecilik kalıcıdır. Çok sevdiğiniz hobiyi yapmak için maaş almanız gibi bir durum. Sürekli okumak, sürekli araştırmak, konuşmak, yazmak... daha keyifli ne olabilir hayatta!
Siyaset ise insanı yorar. Hele de bizim Meclis, en pırıltılı isimlerin bile ferini söndürür. İncelikli imalara, dolaylı salvolara pek pabuç bırakmaz. Öyle köşemden ona buna sallayayım, iktidarın hoşuna gitsin ama başka kimse de fark etmesin diye bir imkânınız kalmaz. Pat diye cevap verir, sinirinizi bozarlar. Kendinizi sürekli bakanlık hayali kururken bulur, diğer vekilleri tehdit gibi görmeye başlarsınız. Liderin gözüne girmek için o saçma yarışa sürüklenir, o taklaları mecburen atar hale gelirsiniz. Üstelik zamanla bu acımasız medya sizinle ilgilenmez, dinlemez hale gelir. Meclis kürsüsünden konuşma yapar, sesinizi duyuramazsınız. İnanın televizyonda program yaptığınız o eski günleri özlersiniz.
Seçim sizin tabii. Ama ben bir daha düşünün derim. Güzel meslek bu. Her şeye rağmen yazmanın, nüanslı kalabilmenin bir değeri var. Ayrı bir klası var.
Vekillik ise bambaşka bir
oyun. Ama karar sizin tabii.

 
Milliyet

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;