Sesli Makale

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, PKK’nın uzantısı konumundaki HDP ile ittifak görüşmesi yapıp, ardından PKK’lı teröristlerin şehid ettiği asker cenazesine katılmasını, unutmayalım, unutturmayalım.

Yine Özgür Özel’in, PKK’nın kınandığı TBMM’deki grubu bulunan partilerin imzalayacağı bildiriye, HDP ile birlikte imza atmamasını unutmayalım, unutturmayalım.

Kadir Has Üniversitesi’nde, hendekçi bir öğretim üyesinin, mescidin halısına ayakkabı ile basıp, bir de utanmadan, “Seccadeye basmıyorum” demesini ve Kadir Has Üniversitesi’nin bu kadını Hendek bildirisine imza atmasından sonra üniversiteden atmadığı gibi, şimdi de ayak sürttüğünü, oyalamalarda bulunduğunu unutmayalım, unutturmayalım..

Fatih Altaylı’nın, “Kahrolsun PKK” sloganı atılan ve Gazze’ye destek verilen mitinge katılanlar için “Şehidler için de yürüyüş yapsanıza şerefsizler” diyerek, bilerek yalan söylemekten utanmadığını, unutmayalım, unutturmayalım..

Şehid babasının, sadece ve sadece “Demirtaş’a selam yollayanlara hakkımı helal etmiyorum” dediği için, 27 Mayıs darbecisi Mucip Ataklı’nın yeğeni Can Ataklı tarafından “Kimsin sen lan” diye hakarete muhatap edilmesini, unutmayalım, unutturmayalım..

PKK’nın başındaki adamın heykelini dikme sözü veren eşbaşkana sahip HDP ile ittifak yapan CHP’nin şehid cenazesindeki çelengini yere atan bir vatandaşa, “it” diyerek hakaret eden İşbir Yönetim Kurulu üyesi Bülent Gürsoy’u unutmayalım, unutturmayalım..

Dindar insanlarla, tarikatlerle alay eden, onları tahkir eden bir senaryoya sahip olan Kızıl Goncalar dizisi için, ecdadın vakıf eserlerini film setine çeviren Vakıflar yetkililerini unutmayalım, unutturmayalım..

Tayyip Erdoğan düşmanı diye sahip çıkılan Emrah Serbes’in, uyuşturucu ve alkolü birlikte alıp, direksiyona geçip, önündeki araca 140 km hızla çarpıp, üç kişinin ölümüne sebep olduğu olaydan 3.5 yılda salıverilmesine itiraz etmeyip, sırf Türkiye ile ilişkilerin bozulması için Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun, arkadan çarptığı için asli kusurlu olduğu trafik kazasında, motosikletini aniden yavaşlatan ve yanda seyreden aracın önüne geçerek tali kusurlu olduğu rapora bağlanan motokuryenin ölümüne sebebiyet verdiği için, 24 saat tekrar tekrar haber adı altında algı operasyonu yapanları unutmadık, unutturmayacağız..

HÜDAPAR’ın her dediğinin on katını HDP/DEM hem söyleyip, hem parti programına yazıp, hem de bu yolda terörist eylemlerde bulunan PKK’yı açıktan desteklediği halde.. HÜDAPAR için manşetlerden saldırıp, HDP’ye ise toz kondurmayan İsviçreli bir şirketin Sözcü’sünü ve PKK’lılar için, “sigara izmaritlerini yere atmıyorlar” güzellemesi yapan Cumhuriyet gazetesini unutmayalım, unutturmayalım..

K. Irak’ta şehid olan askerlerimizden birisinin babasının kerpiç evinin fotoğrafını yayınlayıp, gerçeğe aykırı şekilde “Suriyelilere ev veriliyor” algısı yapıp, ardından da “şehidin babasının evi ise kerpiçten“ şeklinde istismara kalkışanların, şehid evlerinden birisine asılan “Siz DEM’lenirken, biz şehid veriyoruz” afişini görmezden gelmelerini, o fotoğrafı gazetelerine basamamalarını, televizyonlarında gösterememelerini unutmadık, unutturmayacağız..

Namaz kıldığını fişledikleri teğmenin odasının kapısına Atatürk fotoğrafı yapıştırıp, sonra “Çıkartırlarsa saldırıyoruz” paylaşımı yapan ve dedikleri gibi de, hiçbir kapıda olmayan Atatürk fotoğrafını kapısından çıkarttığı için dindarlıkla suçladıkları teğmen arkadaşlarını dövmeye kalkan Kemalist cuntacı teğmenleri unutmadık, unutmayacağız.

Komplocu teğmenlerin, oda kapısına yapıştırdıkları Atatürk fotoğrafını çıkartan teğmen için, “Atatürk posterini duvardan indiren tarikatçı” iftirası atan Sözcü’nün Aytunç Erkin’ini unutmadık, unutmayacağız..

Said Nursi üzerinden Milli Eğitim Bakanı hemen her gün suçlanıp, “Nurcularla sözleşme yapıp, okullarda etkinlik düzenleniyor. Ögrencilere Said-i Nursi kıyafeti giydiriliyor” gerekçesi ile istifası istendiği halde, bu hakaretleri yapan Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri hakkında küçücük bir haber yapmayan, ama Said Nursi’nin her gün bir sözünü logo kenarına koyup bize nurculuk taslayan Yeni Asya gazetesini, o gazetenin yayın kurulunu unutmadık, unutmayacağız..

TBMM’de yaptığı konuşmada, “12 şehidimiz toprağa verilirken, ortak kader bilincimiz, ortak acı bilincimiz, ortak demokratik bilincimiz aynı anda darbe yedi. Gönül isterdi ki; 5 değil, 6 partinin de imza attığı bir metinle “bu ülkenin çocukları kardeştir ve bu ülkenin birliği için toprağa düşen herkes aziz şehitlerimiz mukaddestir ve onların davasına sahip çıkarız” diyebilseydik. Maalesef ortak bir metinde dahi buluşulamamış olması milletimizi derinden yaralamıştır” sözleri ile, CHP’nin terörü kınayan bildiriye imza atmamasını eleştiren Ahmet Davutoğlu’nun, aynı konuşmasında, o bildiriye imza atmaktan kaçınan Özgür Özel’in, katıldığı şehid cenazesinde protesto edilmesini, sanki protestocular haksızmış gibi, “Eğer cenaze varsa her şey unutulur. Kan davası unutulur, borçlar unutulur, küslükler unutulur, her şey unutulur ve cenaze makamında sadece tekbir getirilir” ifadeleri ile kınamasını unutmadık, unutturmayacağız.