GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu : Türbe naklinin failleri MİT’in TIR’larını durduran hainlerdir!

Tarih
23 Şubat 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu

23 Şubat 2015

Musul Başkonsolosluğu
’muzdaki 49 personelimiz rehin alınmıştı.

Ne kıyametler koptu.

“IŞİD’in yaklaştığı, iki gün öncesinden ihbar edildi. Buna rağmen niye tedbir alınmadı? Personelin tahliyesi niye sağlanmadı! Ucuz kahramanlık yapıldı!”

Musul’da yaşananlar için  “Niçin baskın bilgisi gelir gelmez tahliye yapılmadı? Elçilik binası niye boşaltılmadı? Personelimizin canı niçin tehlikeye atıldı?”  diyenler..

Şimdi SüleymanŞah Türbesi’nin yerinin değiştirilmesinde ne diyorlar?

“Niye boşalttınız? Niye terkettiniz orayı? Toprağımızdan niye çıktınız?.”

Ne yapılsaydı?

Oradaki askerlerimiz rehin edilip, aylarca kurtarılmaları için çaba mı sarfedilseydi?

O arada da, yerli ihanet şebekelerinin, “Küçücük bir toprağa sahip çıkamadınız” şeklindeki salya-sümük saldırıları, seyir mi edilseydi? 

Musul’da rehin alınan personelimiz kurtarıldığında, ne deniliyordu: “Pışşııık.. Kurtarmışlarmış. Siz bizim külahımıza anlatın bu masalınızı. MİT, IŞİD’le zaten birlikte hareket ediyor. Bu danışıklı dövüştür. Kaçırın denildi kaçırdılar. Bırakın denildi, bıraktılar..”

 Dün, Musul olayında IŞİD ile Türk hükümetinin danışıklı dövüş içinde olduğunu iddia edenler.

Şimdi ne diyorlar?

“Üç tane IŞİD bozuntusuna eyvallah ettiler. Toprağımızı terkedip, geri çekildiler. Yazıklar olsun!”

Hangisi doğru? 

Veya, ikisi de yanlış değil mi?

MİT organizesinde Suriye’ye doğru TIR’lar giderken..

“MİT, komşu Suriye’den elini çeksin. Ne işiniz var, komşu ülkeye silah yolluyorsunuz?” dediler.

TIR’larda silah yoktu ama.. Velev ki vardı. Dünkü operasyona, “Vatan toprağını terkettik” yorumu yapanlara bakarsak.. Oraya silah yollamamız doğru değildi.. Oradaki direnişçilere yardım etmemeliydik..

CHP istemiyordu; silah gönderilmemeliydi..

MHP istemiyordu; erzak gönderilmemeliydi..

Esad istemiyordu; yaralılar tedavi edilmemeliydi..

Affedersiniz ama!... “Onu yapma, bunu yapma” ile... Süleyman Şah Türbesi’ni bugüne kadar nasıl koruyacaktınız siz?

Ben “okuyup-üfleme”nin gücüne inanırım da.. Önce deveyi sağlam kazığa bağlamak gerekir.

Siz “okuyup-üflemeye” de inanmazsınız.. 

Öyle ise, MİT’in TIR’ları olmadan, nasıl koruyacaktınız, Süleyman Şah Türbesi’ni?

En kızdığım şey, yanar-dönerliktir.

Münafıklık yani.

Bir yandan “PKK, Güneydoğu’yu ele geçirdi” deyip. Ardından da, “AK Parti kazanmasın, BDP’lilere oy verin” demektir.

Süleyman Şah’ta da aynısı yapıldı.

Orası hedef haline getirildi.

“IŞİD ele geçirdi, geçiriyor” denildi.

Adeta IŞİD’e hedef gösterildi.

Kimbilir, belki de o türbenin güvenliği için gönderilen silahlarla dolu (onlar silah dolu diyorlar ya.. Velev ki öyle olsun) TIR’lara, “Yakaladık yakaladık. Suriye’ye silah gönderiyorlar” diyerek engel olduk. Dünyaya kendimizi ihbar ettik!

Şimdi de utanmadan, “Hah hah haa.. Güçlü devlete bak.. Toprağımızı terkettik!” diyorlar..

Münafıklık değil de, nedir bu?

Akl-ı selimle hareket etmek gerekir..

Dün Musul için şuna bakmamız lazımdı: “Musul’da, başka hangi ülkelerin elçiliği var? Birçok devletin elçiliği var da, sadece bizimkinde mi böyle bir rehin alma olayı yaşandı?”

Hayır, diğer ülkelerin Musul’da elçiliği falan yok. Biz; diğer ülkelere nispetle, fazladan elçilik açmışız.

O halde?..

Musul’daki personelimizin rehine alınması, Türkiye açısından bir eksiklik olarak nasıl görülebilir?

Diğer ülkelerin personeli yok ki, rehin alınsın.

Rehin alınan personelimiz de, sonradan kurtarıldı zaten..

Aynı şekilde..

Başka hangi ülkenin, her gün toplu ölümler yaşanan bir coğrafyada, dört bir tarafı başka güçlerle (tek devletin gücü olsa, belki onla oturur anlaşırsınız. Süleyman Şah’ta, kiminle oturup anlaşacaksınız?) çevrili küçük bir mekânda, böyle askeri birliği var?

İkinci bir örnek, üçüncü bir örnek varsa.

“Onlar, çatışma bölgesi de olsa.. Başka ülkedeki askeri birliğini koruyabiliyorlar da, biz niye koruyamıyoruz?” diyelim..

Ama.. O coğrafyada, başka örnek yoksa!..

Oturduğumuz yerden ahkâm kesmeyelim.. Süper devletlerin bile yapamadığını, Türkiye’nin yapmasını istemeyelim..

Sanki onlarca devletin, başka ülke toprakları içinde.. Küçük alanlarda askeri birlikleri var da...

Kimse onlara dokunmaya cesaret edemiyor da. 

Biz şamar oğlanına dönmüşüz gibi..

Maval okumayalım..

Bugün o toprağın terkedilmesinin sebebi..

Yüzlerce/binlerce ölü verdikleri halde, hesap verecekleri bir tabanları olmadığı için, militanlarının ölümlerini hiç takmayanlara karşı..

Bir tek askerinin kılına zarar gelse.

Hem vicdanı sızlayacak, hem de hesap verecek olan bir hükümetimiz olmasındandır.

O türbe, önceki gün olduğu yerde olsa ne olur? Dün taşındığı yerde olsa ne olur?..

İkisi de, Süleyman Şah’ın, gerçekten vefat ettiği yer değil.. Gerçek türbesi, orası değil.. Daha önce 2 defa taşınmış zaten..

Bu durumda, onlarca askerimizin canını tehlikeye atmak mı?  Komşu devletin toprakları içindeki, çatışma alanında kalan sembolik bir alanı korumak mı?

Türbeyi nakletmek mi daha akılcı?

Sınırımıza yakın bir yere türbeyi nakletmek..

Hatta bana sorarsanız, kendi ülke sınırlarımız içine nakletmek, daha akılcı idi..

Ama esas işte, o zaman. Fitnecilerin neler diyeceğini, tahmin edebiliyorum..  

Tahmin ediyorum, o kirli propagandayı önlemek için, türbe yine sınır dışına nakledildi!

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;