GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu : Tabipler Birliği hendek olaylarında ne dedi, gerçek ne çıktı?

Tarih
28 Ocak 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu
 Bazen olaylar öyle içiçe geçer ki.

Sıhhatli değerlendirme yapmak zorlaşır.

Hani cevaplaması zor bir soru vardır: “Tavuk mu yumurtadan çıkar? Yoksa yumurta mı tavuktan?”

Gelin de cevaplayın bu soruyu..

Sosyal hayatta da sık sık, bu tür içiçe geçen ve neyin sebep, neyin sonuç olduğunu tam tespit edemediğimiz olaylarla karşılaşırız..

Mesela..

PKK terör örgütü, Kürt vatandaşlarımız haksızlığa uğradıkları için mi kuruldu?

Yoksa, güneydoğu illerimizdeki ufak tefek, çözülecek türden hatalar, gizli amaçları olan derin yapılar tarafından istismar edilerek mi PKK kurduruldu? 

Olayların sıcaklığı içinde, cevap çok daha zordur..

Onun içindir ki, olayın sıcaklığını kaybetmesini beklemek ve sonrasında değerlendirme yapmak, daha isabetli olur..

Bu çerçevede..

Afrin’e yapılan operasyon için, biz “Haklıyız” deriz de..

“Bu bir savaş değil, tam aksine savaşı önleme, terörü önleme operasyonudur”deriz de..

Karşımızda da..

Olayın sıcaklığından kaynaklı kafa karışıklığı içinde, “Gereksiz yere Afrin’e gidip, kendimize iş çıkarıyoruz. Hatta ordaki insanlara haksızlık ediyoruz” diyenler var..

Kim haklı, şöyle bir test yapalım..

Afrin’e operasyona karşı çıkanların içinde en çok tartışılan, Türk Tabipler Birliğioldu..

Son olayı tartışmamızda, belki muhataplarımızın doğruyu görmeleri mümkün olmayabilir..

O zaman ne yapalım?

Aynı muhatap örgütün taraf olduğu, eski yıllardaki tartışmalardan örnek getirelim..

Mesela, Akit gazetesine dava açacak kadar, kendilerine güvendikleri, “Biz haklıyız. Akit yanlış yapıyor” dedikleri ve bu sebeple kendilerine saldırıldığını iddia ettikleri ve bunu ispatlayabileceklerini söyledikleri bir somut örnek üzerinden konuşalım..

Akit’in haber tarihi, 19 Aralık 2015.. 

Tam iki yıl olmuş..

Hendeklerin açıldığı, hemen her gün polis ve asker güvenlik güçlerimizin şehit haberlerinin geldiği..

Karşısında da teröristlerin çoğu defa ölü ele geçirildiği.. Bu arada sivillerden de ölümlerin olduğu günler..

O günlerde bizim tavrımız netti: PKK hendekçiliği bıraksın.. Güvenlik güçleri de zaten operasyonları sonlandırır.. Sokağa çıkma yasakları, zaten kendiliğinden kalkar..

Türk Tabipler Birliği ne diyordu, aynı olaylar için?

Onların hendekçilere bir çağrıları yoktu..

Adeta bıyık altından kıs kıs gülerek, “Kazın kazın.. Hendekleri kazın.. Güvenlik güçlerini mahallelerinize sokmayın..” derken..

Güvenlik güçlerine ise, “Çatışmaya son verin” diyorlardı..

Sanki güvenlik güçleri durup dururken, “Ne yapsak, ne yapsak? Kiminle çatışsak? Böyle boş boş, çatışmasız da durulmaz ki..” diyerek, PKK’lı teröristleri kendilerine hedef alıp, operasyon başlatmışlar gibi..

O olayların sıcaklığı içinde güvenlik güçleri mi haksız, yoksa hendekleri kazan mı?

Güvenlik güçlerine destek veren Akit mi haklı, yoksa hendekçilere destek veren Tabipler Birliği mi, çok net anlaşılamıyordu belki..

Onun için de..

Tabipler Birliği’nin o tarihte yaptığı “Sağlığa, barışa, insan haklarına sahip çıkıyoruz” başlıklı bildirisine karşı, Akit’in “Beşli çete kudurdu” manşetinde, belki tercihte bulunamayanlar oluyordu..

O olayların üzerinden iki yıl geçti..

Şimdi hendek mendek bir şey kalmadı..

Sokağa çıkma yasakları bitti.

Sivillerin ölüm olayları sonlandı..

Bölgedeki teröristler ya kaçtılar, ya yakalandılar ya da hadlerini bilip, köşelerine çekildiler..

Dolayısı ile, bölgede terörist ölümü de, o güne kıyasla, azaldı..

Bunların doğal ve zorunlu sonucu olarak..

Güvenlik güçlerimiz operasyon yapmayı bıraktı.. Ve artık güvenlik güçlerimizden şehit olan veya yaralananlar da olmuyor..

Şimdi 2 yılın sonrasında, o olaylarda sebep ne imiş, sonuç ne imiş, daha sıhhatli değerlendiriyoruz, değil mi?

Teröristler hendek kazarsa..

Güvenlik güçleri de operasyon yaparmış, değil mi?

Bu durumda da, hendek kazıldığı için, hem teröristler, hem de bölgedeki sivillerden ölenler olurmuş, değil mi?

Bu olaya kimsenin, “Sağlığa barışa, insan haklarına sahip çıkıyoruz” diye yaklaşması, haklı olamazmış değil mi?

Biz de.. Sivil toplum kuruluşları da.. İnsan haklarını savunduklarını iddia edenler de..

Hep birlikte.. 

“Hendek kazma yanlıştır” diyecektik..

Olay bitecekti..

Tabipler Birliği, o tarihte bunu yapmadı.

Ya ne yaptı?

“Günümüz Türkiye’sinde insan hakları savunuculuğu ne yazık ki sıklıkla tehdit, zorbalık, ölümle karşılık bulmaktadır” açıklaması yaptı..

“Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde yaşanmadığı kadar uzun ve hukuka aykırı sokağa çıkma yasakları, on binlerin yaşadığı ilçeleri, mahalleleri zırhlı araçlarla kuşatma, sivil vatandaşlara yönelik baskı ve tehditler yaşanmakta/uygulanmakta” bildirisi yayınlandı..

“Sokağa çıkma yasaklarına elektrik, su, gıda, sağlık hizmeti, telefon, internet gibi en temel insani ihtiyaçlardan yoksun bırakmalar da eklenmektedir. Temiz suya, ekmeğe, çocuk maması gibi temel gıdalara bile ulaşımı engellemek bir ceza yöntemi halini almaktadır. Bölgede yaşayan çocukların sağlıklı yaşam hakları, eğitim hakları ellerinden alınmıştır” dendi..

Ve hatırlayın, o tarihlerde, “Ayşe öğretmen”ler canlı yayına çıkarılıp, “Ben çocuklar ölmesin istiyorum” dedirtildi..

Buyrun bugün, bu cümleleri tek tek irdeleyin..

Kastedilen bölgede, “insan hakları savunuculuğu”, ölümle mi karşılık buluyor?

“Sokağa çıkma yasakları” var mı?

“Zırhlı araçlarla çevrili mahalleler” var mı?

Kimse, elektrik, su, sağlık hizmeti ve sair ihtiyaçlarından yoksun bırakılıyor mu? Temiz suya ulaşılamıyor mu? Çocuk maması engelleniyor mu? Bölgedeki çocukların eğitim hakları engelleniyor mu?

2 yıl önceki Tabipler Birliği’nin açıklamasında ne kadar iddia var ise..

Bugün hepsi gündemden düşmüş..

Çünkü hendekler doldurulmuş, PKK tehdidi ortadan kaldırılmış..

Amacın bölge insanına zulüm etmek olmadığı, amacın PKK terörünü sonlandırmak olduğu ispatlanmış..

Bu noktada, biz beklerdik ki, Tabipler Birliği bir açıklama yapsın: “Biz yanlış teşhis yapmışız. Özür dileriz.. O bölgedeki yanlışların sebebi, PKK’nın hendek kazması imiş. O günkü insan ihtiyaçlarını karşılamadaki eksiklikler bugün devam etmiyorsa, ki etmiyor; olayların müsebbibi devlet değil, terör örgütü imiş!”

Bunu yapmadıkları gibi..

Afrin’i bahane edip, “Nerde kalmıştık” diyerek. Yine kafayı çıkardılar..

Ama artık halk, bu terör yandaşı kafaları biliyor.. Onlara fırsat vermiyor!

Akit
28 Ocak 2018

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;