Laikçi jakoben anlayışlarını her fırsatta hayata geçirmeseler, adamların bu özelliklerini unutacağız.
Laiklik derler..
Kendi dini/dinsiz anlayışlarını karşısındakilere dayatırlar..
Cuma namazının farziyetine inanmazlar.. Veya şeklen inanır gibi görünüp, kendileri kılmazlar.
Konuyu kendi hayatları ile sınırlı tutmazlar, başkalarının da cuma namazı kılmaması için o yöndeki imkan sağlayan düzenlemeleri engellerler..
Hiçbir şey yapamıyorlarsa, işi alaya almaya kalkarlar. Kafa bulmaya çalışırlar..
Son somut örnek..
Büyükşehirlerin; “bereket sorunu” olan CHP’li adaylar tarafından yönetilmeye başlanması ile birlikte, 1989-1994 döneminde olduğu gibi.
Yine büyük illerimizde susuzluk başladı..
Henüz kısıtlamalar başlamadı ama..
Barajların seviyeleri ile ilgili açıklamalar, kısıtlamalar hakkında da bize bir ön bilgi veriyor..
Sonbaharı geçirdik..
Kışa geldik.
Nerede ise Aralık ayını ortalıyoruz..
Büyük illerimiz ciddi bir yağmur almamış..
Ankara Başkanı, İstanbul Başkanı’nın gözünün içine bakıyoruz, su konusunda ne açıklama yapacak diye..
Onların gündeminde henüz böyle bir sorun yok..
Kısıtlamalar başladığında verecekleri cevabı hazır ellerinde tutuyorlar çünkü: “Ne yani, İstanbul’un, Ankara’nın yıllara varan su sorununun hesabını 1.5 yıllık başkanlardan mı soracaksınız?”
Su sorununun; yağmur yağmasından başlayın, tasarruflu kullanıma, kaçağın asgariye indirilmesine kadar onlarca başlıkta toplayabileceğimiz veriler üzerindeki çalışmaları da içine alan devasa bir konu olduğu ortada iken..
Bu başlıkların hiçbirisi için tek çalışma yapmayan CHP kafası..
Siz inanırsınız, inanmazsınız..
İnanan insanların “yağmur duası”na da itiraza soyunuyorlar..
Kimisi “çağdışı kafa” diyor..
Kimisi “Duanın, meteorolojik tahminlerin yağışlı bir haftayı gösterdiği zamana denk düşmesi ise dikkat çekti” diyor..
Kimisi “Bu kafaya kaldıysak” diyor..
E, buyurun..
Siz bu kafaya kalmayın..
Ne yaptınız, söyleyin.
Başkanlık sizin elinizde.
25 yıldır İstanbul’u yöneten Milli Görüş çizgisinin başkanlarının hiçbirisinde yaşanmayan azlıkta su rezervi ile karşı karşıyayız..
Sol kafa ile birlikte, susuzluğun cezasını bizler de çekeceğimiz için yağmur duasına çıkılıyor..
Sanki adamların etlerinden et kopartmışsınız gibi, hemen ciyaklıyorlar..
Size, “Gelin yağmur duasına katılın. Yoksa dua kabul olmaz” diyen yok.
“Duaya katılmıyorsanız, yağacak yağmurdan su isteyemezsiniz” diyen yok..
“Duaya gelmediğinize göre, yerine şu aktiviteyi gerçekleştireceksin” diyen yok..
Oturduğunuz yerden, başkalarının çıktığı yağmur duası ile, suya kavuşacaksınız..
Buna bile itiraz ediyorlar..
En mantıklı(!) açıklamaları da, yağmur duasına çıkılma tarihi için, “Meteoroloji zaten yağış bilgisi vermiş”miş!
Sanırsınız ki..
Yaz aylarındayız.. Yağmur yağması pek muhtemel olmayan bir mevsimdeyiz.. Tam da yağmur duasına çıkılacağı günlerde, Meteorolojinin de önceden yaptığı açıklamada, yağış bilgisi verilmişmiş!
Kışın, meteorolojinin bilgisine ne gerek var ki?
Eylül geçti, Ekim geçti. Kasım geçti..
Doğru dürüst yağmur görmemişiz.
Yağmur duasına çıkıyoruz..
Gerçekten de yağmur da, yağıyor..
Hatta duaya çıkılacağı açıklandıktan sonra yavaştan yavaştan yağışlar başlıyor..
Laikçi jakobenler “Yok yok. Meteoroloji zaten önceden söylemişti” diyorlar.
Varsayalım öyle olsun..
Varsayalım, duamızla yağmadı yağmur..
Sorun yok..
Yağmur için kimseden para istemeyeceğiz ki.
Ama İstanbul, susuzlukta 1990’lı yılların başlarındaki CHP’li döneme geri döndüğünde, “Yalova’dan tankerle su getireceğiz” çözümü ile karşımıza çıkarsanız..
Bu millet yüzünüze tükürür, şimdiden söyleyelim..
Koltuğa oturalı 1,5 sene olmuş.
Dişe dokunur tek bir faaliyet, henüz hayata geçirilmemiş.
CHP’li dönemin daha ikinci kış mevsiminin başında su sorunu baş göstermiş..
YORUMLAR
1998 kez izlendi
952 kez izlendi
1202 kez izlendi
2312 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.