GÜNCEL
Ali Karahasanoğlu : “Sokağa çıkın” diyenler, ne istiyorlar?
1 Kasım 2014...
Ermenek’te 18 işçimize, 5. günde de ulaşılamadı.
Dün tek bir trafik kazasında, 17 işçimiz daha can verdi..
Hiçbir şey durduramadı PKK kafalı HDP’lileri..
Ve bugün sokaklara çıkacaklar!
Tabii ki temenni etmiyorum ama.
Çağrıya kulak verilirse..
Büyük ihtimalle provokasyonlar yaşanacak ve yine gariban insanlar, can verecekler..
•
Masa başında birileri oturup, ferman yazıyor..
“Kanun değişse de, biz kanunu dolanmasını biliriz. Yemek için madenden dışarı çıkmalarına gerek yok. Kanundaki azami mesai saatini azaltan değişikliği böyle telafi ederiz” diyor..
Yetmiyor..
Yandaki “kapanan ocağa yaklaşılmaması” kuralını delip, “Bir şeycik olmaz” diyerek, katliama davetiye çıkartıyor..
Sonuç vahim: 18 işçi günlerdir suyun altında..
•
Masa başında ferman yazanlardan bir diğeri..
“İki araca ne gerek var. Doldur minibüse 45 kişiyi” diyor..
Kâr edecek aklı sıra..
Adı kaza ama..
Tam 17 işçi ölüyor..
Sorumluları kim?
“Trafik denetimin yapmayan, minibüsün güzergahındaki tüm ilçe emniyetlerinin trafik polisleri” mi?
Hayır.
“Minibüsün kalkış noktasından, varacağı noktaya kadarki (büyük ihtimalle önceki günlerde de benzer sayıda yolcu ile aynı seferi yapmıştır) ilçelerin kaymakamları mı?”
Değil!
Ya?
Hükümet..
Hatta hükümet de değil..
Sorumlusu direkt Cumhurbaşkanı.. Tayyip Erdoğan!
•
Bırakın kazaları..
Göstere göstere yaşanılan, yaşatılan ölümlerin bile sorumlusu, direkt Tayyip Erdoğan..
Günlerdir yazıyoruz, hatırlatıyoruz..
“Sokağa çıkmakla, hiçbir sorun çözülmez..” diyoruz.. “Kürt vatandaşlarımız, düne göre daha iyi durumda.. Yarın daha iyi durumda olacak. Ama sokağa çıkılırsa.. Çözüm süreci sekteye uğrarsa. Sorumlusu; sokağa davetiye çıkartanlar olur” diyoruz..
Dinletemiyoruz.
İnadına inadına..
Masa başındaki “efendi”lerden birisi de, fermanı şöyle yazmış:
“Sokağa çıkılacak.. Gösteri yapılacak”
Peki sokağa çıkıldığında ne olacak?
Bir “temel hak ve özgürlük” hayata mı geçmiş olacak?
Hayır..
Bir zulüm, bir haksızlık son mu bulacak?
Hayır..
Tam aksine..
Ölümler olacak..
HDP’nin insanları sokağa davet ettiği unutulup, sokakta ölen vatandaşlarımızın anısına, yeni gösteriler yapılacak..
Bir kısır döngüdür, tekrar tekrar yinelenecek..
Sonra, aynı söylemi tekrarlayacaklar: “Ölümlerin sorumlusu, hükümet.. Ölümlerin sorumlusu Erdoğan!”
•
Yazık değil mi, bu gariban insanlara..
18 madenciye.. 17 tarım işçisine.. Bugün (Allah korusun) ölecek gençlere, masum insanlara..
Tüm bu olaylardan dolayı hükümeti ve Tayyip Erdoğan’ı sorumlu göstererek, ne kazanacaksınız ki?
Bu hükümet gidince, bu kazalar kendiliğinden sona mı erecek?
İşte bugünkü sokak gösterilerine çıkarılan davetiyelelere bakın..
Bir kesim Tayyip Erdoğan’ı suçlayarak diyor ki, “Ülkeyi PKK’ya sattın..”
Ülkenin satıldığı ileri sürülen terör örgütünün yanında duranlar ise diyor ki: “Erdoğan bizi kandırıyor. Yıllardır hiçbir sorunumuz çözülmedi!”
Ve bu kaos içinde..
Yine ölümler.
Yine garibanların çocuklarının mağduriyetleri..
Oysa şu eksende buluşsak..
Tüm bu sorunlarda, “dün nerde idik, bugün nerdeyiz?..”
18 madencimize 5 gündür ulaşamıyoruz ama.. Dün böyle bir olayda, üç bakanın 5 gün boyunca olay mahallinde yatıp kalktığını hiç görüyor muydunuz?
Dün hangi teknik cihazlarla, arama çalışmaları yapılıyordu? Hangi imkanlar seferber edilebiliyordu?
Bugün ise neler yapılıyor!
17 tarım işçimiz trafik kazasında öldü ama.. Dün bu kazaların çok daha vahimleri yaşanmıyor muydu?
Bugün Güneydoğu insanının her istediği olmuyor ama..
Düne göre, faili meçhuller bitmedi mi? Kürtçe televizyon hayata geçmedi mi? Kürtçe seçimlik ders olmadı mı? Kürtçe dersaneler, hatta özel okullar açılmadı mı?
Daha ne istiyoruz?
Bir dakikada; tüm sorunların, “Alaaddin’in sihirli lambası” ile ortadan kalkmasını mı?
YeniAkit
Ermenek’te 18 işçimize, 5. günde de ulaşılamadı.
Dün tek bir trafik kazasında, 17 işçimiz daha can verdi..
Hiçbir şey durduramadı PKK kafalı HDP’lileri..
Ve bugün sokaklara çıkacaklar!
Tabii ki temenni etmiyorum ama.
Çağrıya kulak verilirse..
Büyük ihtimalle provokasyonlar yaşanacak ve yine gariban insanlar, can verecekler..
•
Masa başında birileri oturup, ferman yazıyor..
“Kanun değişse de, biz kanunu dolanmasını biliriz. Yemek için madenden dışarı çıkmalarına gerek yok. Kanundaki azami mesai saatini azaltan değişikliği böyle telafi ederiz” diyor..
Yetmiyor..
Yandaki “kapanan ocağa yaklaşılmaması” kuralını delip, “Bir şeycik olmaz” diyerek, katliama davetiye çıkartıyor..
Sonuç vahim: 18 işçi günlerdir suyun altında..
•
Masa başında ferman yazanlardan bir diğeri..
“İki araca ne gerek var. Doldur minibüse 45 kişiyi” diyor..
Kâr edecek aklı sıra..
Adı kaza ama..
Tam 17 işçi ölüyor..
Sorumluları kim?
“Trafik denetimin yapmayan, minibüsün güzergahındaki tüm ilçe emniyetlerinin trafik polisleri” mi?
Hayır.
“Minibüsün kalkış noktasından, varacağı noktaya kadarki (büyük ihtimalle önceki günlerde de benzer sayıda yolcu ile aynı seferi yapmıştır) ilçelerin kaymakamları mı?”
Değil!
Ya?
Hükümet..
Hatta hükümet de değil..
Sorumlusu direkt Cumhurbaşkanı.. Tayyip Erdoğan!
•
Bırakın kazaları..
Göstere göstere yaşanılan, yaşatılan ölümlerin bile sorumlusu, direkt Tayyip Erdoğan..
Günlerdir yazıyoruz, hatırlatıyoruz..
“Sokağa çıkmakla, hiçbir sorun çözülmez..” diyoruz.. “Kürt vatandaşlarımız, düne göre daha iyi durumda.. Yarın daha iyi durumda olacak. Ama sokağa çıkılırsa.. Çözüm süreci sekteye uğrarsa. Sorumlusu; sokağa davetiye çıkartanlar olur” diyoruz..
Dinletemiyoruz.
İnadına inadına..
Masa başındaki “efendi”lerden birisi de, fermanı şöyle yazmış:
“Sokağa çıkılacak.. Gösteri yapılacak”
Peki sokağa çıkıldığında ne olacak?
Bir “temel hak ve özgürlük” hayata mı geçmiş olacak?
Hayır..
Bir zulüm, bir haksızlık son mu bulacak?
Hayır..
Tam aksine..
Ölümler olacak..
HDP’nin insanları sokağa davet ettiği unutulup, sokakta ölen vatandaşlarımızın anısına, yeni gösteriler yapılacak..
Bir kısır döngüdür, tekrar tekrar yinelenecek..
Sonra, aynı söylemi tekrarlayacaklar: “Ölümlerin sorumlusu, hükümet.. Ölümlerin sorumlusu Erdoğan!”
•
Yazık değil mi, bu gariban insanlara..
18 madenciye.. 17 tarım işçisine.. Bugün (Allah korusun) ölecek gençlere, masum insanlara..
Tüm bu olaylardan dolayı hükümeti ve Tayyip Erdoğan’ı sorumlu göstererek, ne kazanacaksınız ki?
Bu hükümet gidince, bu kazalar kendiliğinden sona mı erecek?
İşte bugünkü sokak gösterilerine çıkarılan davetiyelelere bakın..
Bir kesim Tayyip Erdoğan’ı suçlayarak diyor ki, “Ülkeyi PKK’ya sattın..”
Ülkenin satıldığı ileri sürülen terör örgütünün yanında duranlar ise diyor ki: “Erdoğan bizi kandırıyor. Yıllardır hiçbir sorunumuz çözülmedi!”
Ve bu kaos içinde..
Yine ölümler.
Yine garibanların çocuklarının mağduriyetleri..
Oysa şu eksende buluşsak..
Tüm bu sorunlarda, “dün nerde idik, bugün nerdeyiz?..”
18 madencimize 5 gündür ulaşamıyoruz ama.. Dün böyle bir olayda, üç bakanın 5 gün boyunca olay mahallinde yatıp kalktığını hiç görüyor muydunuz?
Dün hangi teknik cihazlarla, arama çalışmaları yapılıyordu? Hangi imkanlar seferber edilebiliyordu?
Bugün ise neler yapılıyor!
17 tarım işçimiz trafik kazasında öldü ama.. Dün bu kazaların çok daha vahimleri yaşanmıyor muydu?
Bugün Güneydoğu insanının her istediği olmuyor ama..
Düne göre, faili meçhuller bitmedi mi? Kürtçe televizyon hayata geçmedi mi? Kürtçe seçimlik ders olmadı mı? Kürtçe dersaneler, hatta özel okullar açılmadı mı?
Daha ne istiyoruz?
Bir dakikada; tüm sorunların, “Alaaddin’in sihirli lambası” ile ortadan kalkmasını mı?
YeniAkit
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Nedim Şener : Marketlerde gıdada fahiş fiyata yasal önl...
414 kez izlendi
Ergün Diler : Şah-mat
473 kez izlendi
Ergün Diler : Kurgu war
1505 kez izlendi
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
631 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.