SİYASET

Ali Karahasanoğlu : Saadet söylemi ve İsrail’den Herzog’un ziyareti!

Tarih
10 Mart 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu

Her ne kadar Saadet Partisi, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tek kelime edemese de..

İttifak yaptığı CHP’li yetkililerin birinin açıklamasının mürekkebi kurumadan, diğerinin “İstanbul Sözleşmesi’ni iktidara geldiğimizin ilk haftasında yeniden yürürlüğe sokacağız” demesine itirazda bulunamasa da..

Saadet’li kardeşlerimiz, abilerimiz; haklı olarak, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Türkiye ziyaretine itiraz ettiler..

“İsrail’in Filistinlilere zulmü devam ederken, bu ziyaret de neyin nesi” dediler..

Haklıydılar..

Ama böyle bir dünya düzenindeyiz..

Mısır’ın iyi ilişkiler kurduğu..

Suudi Arabistan’ın aleyhinde konuşmayı yasakladığı..

BAE’nin ve diğer Arap ülkelerinin işbirliğine giriştiği İsrail’in cumhurbaşkanı, Türkiye’ye gelmek istediğinde..

Hele hele..

Saadet Partisi’nin de dahil olduğu muhalefet partilerinin sabahtan akşama kadar “Herkesle kavgalıyız. Bir tane dostumuz yok.. Dış politikada herkesle kavgalı olmak doğru değildir” söylemini geliştirdiği bir süreçte..

Ayağınıza gelmek isteyen bu Cumhurbaşkanı’na “Hayır gelme” nasıl diyebilirdiniz ki?

Denilemedi zaten.. Ama..

Yaptıkları yanlışlar, yüzüne karşı söylenebilirdi..

“Şunları şunları yapmayınız” hatırlatması yapılabilirdi..

“Bakın şu hususlarda çok hassasız” uyarısı aktarılabilirdi..

Bunlar yapıldı mı?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Herzog arasındaki görüşme sonrasında kamuoyuna yapılan açıklamaya bakalım..

İçi boş bir görüşme mi?

Yoksa, gerekli uyarıların yapıldığı bir görüşme mi, takdiri sizi bırakalım..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yanıbaşında İsrail Cumhurbaşkanı Herzog var iken, açıklıyor:

“Görüşmemizin temel unsurlarından biri tabiatıyla Filistin meselesiydi; konuya dair yaklaşımımızı ve hassasiyetimizi paylaştık!”

Kavgalı olduğunuz birisi ile buluştuğunuzda, tekrar bir tartışma çıkmasın diye, “Çicek-böcek muhabbeti” yaparsınız ya..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan..

Tam da Saadet Partili kardeşlerimizin istediği gibi, direkt Filistin’den giriyor konuya..

“İsrail’i ilk tanıyan Türkiye” diye şirinlik kokan bir giriş yapmıyor..

“O eskidendi.. Şimdi biz varız” tavrını sergiliyor..

“Bizimle görüşüyorsanız, Filistin’deki tavrımızdan vazgeçmemizi istemeyin” duruşundan taviz vermiyor..

Kemal Kılıçdaroğlu bu ülkenin başındaki isim olsa idi, İsrail Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde, Filistin’in F’sini bile ağzına alamazdı..

Ama Kemal Bey’le ittifak kuran Saadet Partisi, söze başlarken bile “Filistin” diyen Tayyip Erdoğan’a itiraz ediyor, “Niye İsrail ile görüşüyorsun” diyor.

CHP’nin 8 yıl, 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl, 50 yıl önceki zulümlerini hatırlattığımızda, “Kemal Bey ‘Helalleşelim’ diyor. bu önemli. Uzatılan eli geri çeviremeyiz” diyen Saadet Partisi yönetimi, İsrail’e sıra gelince, “Görüşmeye bile hayır” itirazlarından taviz vermiyorlar. 

Devam ediyor Sayın Erdoğan:

“Bölgede gerginliğin azaltılmasına, iki devletli çözüm vizyonuna verdiğimiz önemi ifade ettik. Mescid-i Aksa’nın dini kimliğine, kutsiyetine atfettiğimiz önemin altını çizdik.”

Bana soracak olursanız, Cumhurbaşkanımızın “Gazze’ye abluka”da son durumu da dillendirmesini isterdim.. Ama gelin görün ki..

Arap devletlerin bile dile getirmedikleri bu konuyu hatırlattığınız an, ilk karşınıza çıkacakların SP’nin ittifak ortakları CHP ile İP olmayacağını kim garanti edebilir?

CHP ve İP’li siyasetçilerin “Araplar yüzünden İsrail ile niye tartışıyoruz” demeyeceklerinin garantisini, kim verebilir ki?

Misafir Herzog neler söylemiş, bir de ona bakalım:

“Ne yazık ki ülkelerimiz arasındaki ilişkiler son yıllarda bir darlık döneminden geçmiştir. İnanıyorum ki ülkeler arasındaki ilişkiler karşılıklı saygı ruhunu yansıtan eylemlerle incelenecek ve hepimizin paylaştığı bölgesel ve küresel zorluklarla daha iyi başa çıkmamızı sağlayacaktır. İsrail ve Türkiye birçok alanda hepimizin ev olarak adlandırdığı bu bölgeyi çarpıcı biçimde etkileyecek bir iş birliği yapabilir ve yapmalıdır.”

Devam ediyor Herzog:

“Hepimiz, tüm dinlerin mensupları Müslüman, Yahudi ve Hristiyanlar yan yana, barış içinde yaşayabiliriz ve yaşamalıyız.”

Şu sözler de, bugüne kadar yaptıkları aykırı hareketler için de, bugünden sonra yapacakları insan hakkı ihlalleri için de, önlerine konulacak sözler:

“Hükümetimiz de her zaman inanç hürriyetini koruyan bir hükümettir. Son haftalarda bir kez daha savaşların ne kadar kötü olduğunu, buna karşılık istikrarlı bir dünya düzenin, ülkeler ve halklar arasında köprüler kurmanın önemli olduğunu gördük.”

Tabii ki Kudüs’ün statüsünün, daha net olarak konuşulmasını..

Mavi Marmara gemisi ile amaçlanan hedefin gerçekleştirilmesi yolunda, neler yapıldığı ve nelerin eksik kaldığını daha açık şekilde ortaya konulmasını..

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;