GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu : Ramazan fıkraları ile, siyasetçilerimizin hali!

Tarih
17 Haziran 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu

Biz bazı siyasetçilere eleştiri getiriyoruz ya..

“Seçimden seçime dini bir kisveye bürünüyorsunuz.. Seçim dışı dönemlerde, dini ibadetleri engelleyen bir tavır sergilerken.. Seçimler yaklaşınca, camiden çıkmıyorsunuz, anneniz başörtülü, babanız hatta kendiniz hacı oluveriyorsunuz.. Bu ne iş” diyoruz ya..

Ramazan Bayramı vesilesi ile..

Ramazan fıkrası ile örnekleyelim olayı.

Seçimden seçime Cuma’ya gelmeye başlayanların..

Seçimden seçime “hacı” olanların.. 

Sonrasında plajlarda içki yudumlayanların halini daha net ortaya koymuş olalım..

Temel, Ramazan ayında oruç tutmadığı halde, sahura kalkıp tıka basa karnını doyuruyormuş.

İlk günü atlattıktan sonra, Temel’in oruç tutmadığını gören eşi sormuş:

“Madem oruç tutmayacaksun, gece kalkup oruç tutanlarun rızkını yemesen olmaz mi?”

Temel cevap vermiş:

“Fadime, oruç tutmayisam günahkar olayirum. Sahurda kalkmayip da büsbütün gavur mu olayım da!”

Bilmiyorum, seçimden seçime Cuma’ya gelenler de..

Büsbütün gavur olmamak mı arzu ederler?

Eğer niyetleri Temel ile aynı değil ise..

Kendileri izah etseler de, öğrensek..

 •

Seçim öncesinde öğreniyoruz ki..

Kur’an kurslarının kapanmasını isteyen, okullarda din dersi öğretilmesine itiraz eden siyasetçilerimiz, aslında küçük yaşlarda Kuran kursuna gitmişler.. Hem de hocalarından büyük taltifler almışlar.. Ayetel Kürsi’yi öyle hızlı ezberlemişler ki, hocaları, dedelerinden istekte bulunmuş: “Sizin torunu hafız yapalım!”

Doğru mudur, yalan mıdır, bilmiyoruz..

Hocasını bulacak halimiz yok..

Babası rahmetli olduğuna göre, dedesi çoktan vefat etmiştir..

O zaman işi yine fıkraya bağlayalım:

“Olayları hayli abartan bir kişi olarak tanınan hattat İzzet Efendi bir komşusuna: 

‘Dün gece sabaha kadar oturdum, bir Kur’an’ı, 600 sayfasını tümü ile, tek hatası olmadan yazdım. Sabahın ışıkları ile birlikte yazma işlemini bitirdim’ demiş. 

Bir gecede Kur’an’ın 600 sayfasının, hem de hat yazısı ile yazılmasının imkansızlığını bilen komşusu, söylenilen yalanı yüzüne vurmak için, İzzet efendiye anlatmaya başlamış:

‘Geçen Ramazan’da Kandilli’ye, bir iftar yemeğine gidiyordum. Boğaziçi’nde öyle bir fırtına çıktı ki... Dalgalar bindiğim kayığı sahildeki minarelerin şerefelerine kadar çıkardı. Kayık dalgalar arasında sallanırken iftar oldu, toplar atıldı. Ben de sigaramı kandillerden yakıp orucumu bozdum.’

Mustafa İzzet Efendi bağırmış: 

‘Yalan!..’ 

Komşusu İzzet efendiye dersini vermiş:

‘Yalansa, senin dün bir gecede yazdığını iddia ettiğin 600 sayfalık Kur’an-ı Kerim çarpsın.’”

Seçim meydanlarında tülbent dağıtıp, kendi başına takmayı hiç düşünmeyen siyasetçilerimiz..

Bir hafta öncesinde sorsak, “Hangi camide cuma namazını kılmıştın” diye, cevap veremeyecek olan cumhurbaşkanı adaylarımız..

Riyakarlıkta sınır tanımıyorlar..

Yine bir fıkra..

“İki kişi sohbet ediyorlarmış. Biri diğerine tüm Ramazan boyunca hasta olduğundan yakınmış ve bu nedenle sadece bir gün niyetlenebildiğini, diğer günler ne yazık ki hastalığından ötürü oruç tutamadığını söylemiş. 

Bektaşi de aralarında, onları dinliyormuş..

Dinleyici konumundaki, pek oruç ile arası olmayan üçüncü kişiye dönüp sormuşlar:

‘Arkadaş, sen kaç gün oruç tuttun?’

Oruç ile arası olmadığı bilinen üçüncü şahıs, dürüstlüğüne toz kondurmadan cevabı vermiş:

‘Ben de rahatsızdım, arkadaştan bir gün eksik tutabildim ancak...’”

Seçim yaklaşıyor..

Rakamlara dayalı vaadler, havada uçuşuyor..

Meral Akşener, vatandaşın 100 TL’ye kadar olan borçlarını sileceğini vaad ediyor..

Benim buna itirazım olmaz da.. Bankaların kasasından, alacak silmeyi nasıl yapacak izah etmiyor..

Sonra kendisine hatırlatılmış olmalı ki, “Alacakları satın alacağız” diyor..

“Zaten bu alacaklar, % 10’una varlık fonları tarafından satın alınıyor. Biz de öyle yapacağız” diyor.. 

Yani sileceği borç 10 lira.. 100 lira silecekmiş gibi takdimde bulunuyor..

Bir başka siyasetçi Kemal Kılıçdaroğlu, işadamının “Asgari ücret 2.200 TL olduğunda, işverenin cebinden çıkacak fazladan 600 TL’yi devlet verecek mi?”sorusunu cevaplarken, “2.200 TL asgari ücrette vergi yok” diyerek, sigorta primine izahat getirmeden, vergiyi de işveren değil, işçinin ödediğini bilmedengaf üstüne gaf kırıyor..

Hesap kitap bilmeyen bu siyasetçilerin gaflarını unutmamak için bir fıkra daha:

“Nasreddin Hoca, Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar. 

Hoca’nın oğlu da muzip mi muzip.. Farkettirmeden, çömleğin içine bir avuç taş dolduruyor. Maksat, hesabı karıştırmak..

Birkaç gün geçtikten sonra, komşusu Hoca’ya sorar: 

‘Hocam bugün Ramazan’ın kaçı?’

Hoca da, çömleğe taş atarak, Ramazan’ın günlerini sayıyor ya..

‘Şimdi sayıp geleyim, söyleyeyim’ der..

Çömleği boşaltır; bir sayar, iki sayar, üç sayar... 

Şaşırır, hayret eder.. Bir anlam veremez..

Çünkü çömlekten, 120 tane taş çıkmıştır..

Şaşkın bir halde döner komşusunun yanına..

‘Komşu, bugün, Ramazan’ın kırkı imiş’ der.

Komşusu, Hoca’nın bu cevabına güler ve ‘Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan’ın kırkı olur mu?’ diye itiraz eder.

Hoca, çömlekten 120 tane taş çıkmasının şaşkınlığını üzerinden atamamış halde, biraz da sinirlenerek cevap verir:

“Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan’ın yüz yirmisi!’ der.”

Bizim siyasilerin tutarsız hesapları da..

Nasreddin Hoca’nın, çömlek hesabına benzemiyor mu?

yazının kaynağı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • HAK DAVA

    19 Haziran 2018 18:03
    0 0
    O FIKRADAKİ KAHRAMANLARIN KAFASI YİNE ÇALIŞIYORMUŞ BİZDEKİ MUHALEFETTE BEYİN BİLE YOK DÜŞÜNE BİLİYORMUSUNUZ KAFA VAR AMA BEYNİ YOK
  • Mustafa

    17 Haziran 2018 16:39
    1 0
    Allah razı olsun..Dillerinize gönüllerinize, kaleminize sağlık. Allah uzun ömürler versin.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;