Sesli Makale

6 Aralık 2014

Berkin Elvan konusu tekrar gündeme geldiği ilk gün, bir mail gelmişti..

Mailde yazılanları köşeme taşıyayım, taşımayayım diye.. 

Kendi vicdanımda çok tartıştım.

Sonunda, “Gerek yok, onlar istedikleri kadar saldırsınlar.. Ölümleri bile istismar etsinler.. Çocukları bile istismar etsinler.. Sağlık olsun..” dedim.

Es geçtim..

Ama biz es geçtikçe..

Birileri soytarılıklarını sürdürüyorlar..

İstismara devam ediyorlar.

Berkin Elvan’ın cenaze töreni bahane edilip; iki insanın daha öldüğü gerçeğini unutturmak istiyorlar.

Gözlerin “kan, kan” diye döndüğü unutturulmak isteniyor.

Yavuz Bingöl’ü tanımam, sempatim de yoktur..

Alternatifi konumunda muhafazakar sanatçılar var iken, haksız rekabet oluşturulacak şekilde, “Bizim sanatçılara gerek yok, solcu olsun, dışardan da sempati kazanalım” planıyla,  kamu kaynaklarından desteklendiği iddiaları doğru ise, tasvip etmem de mümkün değil..

Ama..

“Yavuz Bingöl’e kaç para verdiniz” diye, Sezgin Tanrıkulu’nun Başbakan’a yönelttiği bir soru özetlenirse.

İnternet siteleri bu başlığı atarsa..

Artık yazmaktan kaçamayacağım.

Kimse kusuruma bakmasın!

•

Önce Sezgin Tanrıkulu’ndan başlayalım..

Soralım bu CHP milletvekiline.

Türkiye’de binlerce askerin.. Binlerce polisin.. Binlerce sivil vatandaşın ölümüne sebep olan PKK terör örgütü militanlarından kaç lira aldın?

Unuttuysan hatırlatayım, Diyarbakır’da onlarca davada, teröristlerin avukatlığını yaptın..

Yetmedi, Türkiye’yi AİHM’e şikayet ettin, orda teröristlerin avukatlığını yaptın..

Söyle bakalım, kaç lira aldın, PKK’lı teröristlerden? 

Kaç yüz bin lira aldın, eli kanlı teröristlerden?..

Binlerce insanımızın ölümüne sebep olan..

Devletin trilyonlarca liralık maddi zarara uğramasına sebep olan bir terör örgütünün mensuplarının avukatlığını yaparak..

Kaç lira kazandın?

Söyle.. Utanma söyle Sezgin Tanrıkulu..

Sonra sor, “Yavuz Bingöl, kamudan kaç lira aldı” diye..

Sen teröristlerin avukatlığını yaparak kendi aldığın paraları söyledikten sonra, ben de seninle birlikte sorayım, muhafazakar partinin yöneticilerine: “Kaç lira ödediniz, solcu türkücüye?”

•

“Burda ne var ki, yazıp yazmamakta tereddüt edesin. Kaldı ki, Tanrıkulu’nun sorusu, daha dünkü olay.. Kaç gündür tartışılan olayla ne ilgisi var” diyeceksiniz.

Doğru, yazma konusunda tereddütüm duyduğum konu, Sezgin Tanrıkulu’nun, PKK’lı teröristlerin avukatlığını yaptığı gerçeği değildi..

Sezgin Tanrıkulu’nun Başbakan Ahmet Davutoğlu’na sorusu.

Ve dahası o sorunun medyada yer alış şekli bendeki siniri zirveye çıkardı...

Tereddüt yaşadığım, bana gönderilen maildeki Berkin Elvan’ın anne-babası ile ilgili iddia idi.

İddia şu:

Berkin Elvan üzerinden, sürekli istismar amaçlayanlar..

Berkin Elvan’ın anne ve babasının, yeni bir eve taşınma masraflarını karşıladıkları gibi..

Anne babayı, sürekli kendi istedikleri şekilde konuşabilecekleri bir noktada tutmak için.

Kontrollerindeki işyerlerinde de işe başlattılar..

Daha önce çalıştıkları işyerlerinde asgari ücret alabilen bu kişiler, birdenbire, iki misli maaşla çalışmaya başladılar..

Hatta... 

“Hatta” dedim ama.

Daha fazlasını yazmayayım..

Yanlış da yapmış olsalar..

Tuzağa düşürülmüş de olsalar..

Tuzağa düşme konusunda, kendileri birazcık gönüllü gibi duruyorlarsa da..

“14 yaşındaki çocuğu ölmüş anne baba” üzerinden kirli siyasi emellerini gerçekleştirmek isteyenlerin oyununa, biz de düşmeyelim..

Her şeyi yazmayalım.. İşi kararında bırakalım..

O anne babaya da, “Çevrenizdeki istismarcılara dikkat edin” diyerek hatırlatma yapmakla yetinelim..

Birileri sizi işe aldılar diye, “Oğlu da aynı şekilde vurulsun” beddualarını etme hakları olmadığını belirtelim...

“Aleviyiz” deyip.

“Alevi olmak, eline beline diline sahip olmaktır.. Kim, hangi Aleviden, ne zarar görmüş” deyip, ardından da “beddua etmek” ne derece tutarlı bir davranıştır?

O çocuğu sokağa çıkartanlar..

Yüzüne maske taktıranlar.

Eline sapan verenler..

Öldükten sonra da, Başbakan’a “Katil” diye bağırmanız için sizi kışkırtanlar..

Arkasından iki insanın daha ölümüne sebep olanlar..

Şimdi o “ölüm”ün aylar sonrasında da..

“Senin oğlun da aynı şekilde vurulsun” bedduaları ettirenler..

Bu ülkede kardeş kavgası isteyenlerdir..

O anne-baba da, artık bunları görmeli..

Medyadaki ahlaksız tahrikçilerin oyununa gelmemeli..

Düşürüldükleri tuzaktan kurtulmalılar.

Yeni Akit