Sesli Makale

Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal “Bu seçim geçmiş dönemlerdeki gibi bir sağ-sol seçimi değil, vatan millet seçimidir. İnşallah 14 Mayıs’ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz” demiş..

Ahmet Davutoğlu hemen meydana çıkıp, bu sözleri eleştirdi:

“Ya bu insan küffarın anlamını bilmiyor ya da Ramazan’da bu milletin yüzde 50’sine ‘kafir’ diyor!”

Böylece Davutoğlu’nun bilinçaltını öğrenmiş oluyoruz..

Tüm ihanetlere rağmen, tüm kirli pazarlıklara rağmen, Davutoğlu’nun kafasında bile,  Tayyip Erdoğan % 50 garanti oy alıyor..

“Asgari % 60 ile geliyoruz. Garanti kazanıyoruz” şeklindeki Millet İttifakı bileşenlerinin söylemlerinin bir aldatmaca olduğunu ifşa eden bu bilinçaltının tartışmasını bir kenara bırakalım..

Sayın Aksakal’a, “Yanlış anlaşılmalara sebep verecek konuşmalar yapmasak, daha iyi olmaz mı” diye sorarak başlayalım..

Ama..

Davutoğlu’na da hatırlatalım..

“Evet, kimseye ‘Küffar’ demeyelim de.. Türkiye’nin tarihinin en büyük doğalgaz keşfi ile ilgili karaya ulaşma töreni gerçekleştiği halde, buna sevinmeyen bir tane ehl-i iman düşünebilir misiniz?”

Evet..

Kimseye “Kafir” demeyelim.

Belki Sayın Aksakal da, “Yabancıları kastettim” diyebilir..

Olsun, yanlış anlamaya da sebep vermeyelim..

Fakat..

Bu tek taraflı da olmasın..

Somut örnek vereyim..

Altı+bir masanın bileşenlerinden Ali Babacan, şunun şurasında 6 ay önce.

Tam tarihi vereyim, 12 Ekim 2022’de..

“Hani bizim Karadeniz’deki doğalgaza ne oldu?  Hani bu sahalar tüm Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını karşılayacaktı? 6 yıldır aynı türküyü çalıyorlar. Damat yıllar önce araştırma gemisinde boy göstermiyor muydu? Ne oldu?” açıklaması yaptı ise..

Ve önceki gün o doğalgaz karaya çıktığında, O Ali Babacan “Özür dilerim, yanlış bilgilendirmişler” demedi ise..

Bunu nasıl tanımlayalım?

Buyrun söyleyin Sayın Davutoğlu..

Karadeniz’deki doğalgaz keşfine kim sevinir?

Ehl-i iman sevinir..

Kim üzülür?

Küffar üzülür..

Peki, Halkbank’ın ABD tarafından 10 milyar dolar para cezasına çarptırılacağına ilişkin hemen her gün haber yapanlar, ABD yüksek mahkemesinin, “Halkbank bir kamu bankası.. Bu bankanın yargılanması, Türkiye devletinin yargılanması anlamına gelebilir. Bir devletin yargılanması ise, hukuken mümkün değildir. Bu iddiayı, ayrıntılı incelemek gerekir” kararı verdiğinde..

Halkbank’ın borsadaki hisseleri % 9.9 oranında değer kazandığında..

Bunu haberleştirmiyorlarsa..

Biz bunu nasıl tanımlayalım, Sayın Davutoğlu?

Tamam, “Küffar” demeyelim..

“Küffar’a uşaklık” da demeyelim mi?

Doğalgaz bulunduğunda, “O kadar derinden doğalgaz çıkartılamaz. Çıkartılsa bile, büyük maliyeti olur. Hazırını almak, daha mantıklı..” denilirken..

Şimdi o doğalgaz çıkartıldı ise..

Çıkartıldığı için de, 1 aylığına tüm konutlarda doğalgaz ücretsiz ise..

Bunu nasıl tanımlamalıyız, Sayın Davutoğlu?

“Bulunan Doğalgaz, ha deyince çıkmaz. Asgari 7 yıl gerekir..” denildiği halde..

3 yıldan daha kısa bir sürede o doğalgaz karaya ulaştırıldı ise, olumsuz açıklamaları yapanları yine “küffarlık”la suçlamayalım ama..

“Yaptıklarının küffarın yaptığına benzediğini” de söylemeyelim mi?

Bulunan doğalgaz miktarı 710 milyar metreküp olarak açıklanmıştı..

Bunun değeri, Akit’in bugünkü haberlerinde verildi..

Yaklaşık 500 milyar dolar..

Yani 2 senelik türkiye bütçesine eşdeğer..

Bunu görmezden gelmek, yapılan hizmetlere, çalışmalara nankörlük anlamında, “küffarlık” değil midir, Sayın Davutoğlu?

Önceki günkü doğalgazın karaya çıkarılması törenini, ulusal hemen tüm televizyonlar verdi..

ABD sermayeli Fox TV ile, patronu İngiltere’den transfer bir Türk olan Halk TV, bu güzel günün heyecanını, izleyicileri ile paylaşmadı..

Buna ne diyelim, Sayın Davutoğlu?

Dünkü gazeteleri önüme aldım..

Sözcü’nün birinci sayfasında tek satır yok..

İsviçre’deki şirketin sahipliğindeki bu gazete, İsviçre’nin mali menfaatlerinin haleldar olacağını düşünerek mi, Türkiye’nin doğalgaz atağını görmezden geldi, bilemiyorum.

Ama bizim bu tavrı nasıl değerlendirmemiz, nasıl isimlendirmemiz gerekir, Sayın Davutoğlu?

“Milliyetçiyim” diyen, ülkücülük iddiasındaki Yeniçağ birinci sayfasından görmedi..

Tamam, elbette “Küffar” demeyelim..

Ama bunlara, “Çakma ülkücüler” de mi demeyelim?

yazının devamı