Sesli Makale

Daha durun, durun..

Erdoğan’ı devirme uğruna, bizim mahalledekilerin iş kotardığı CHP..

İş kotardığı ateist yöneticilerin elindeki HDP..

Allah korusun, planladığınız operasyonda başarılı olursanız..

Bir yandan 50 bin kişinin katili terörist Apo’nun heykelini dikecekler..

Bir yandan da..

Başörtüyü yasaklayıp, serbest kalmasını isteyenleri zindanlara tıkacaklar..

Uydurmuyorum..

Rüyada gördüklerimi aktarmıyorum..

CHP’nin televizyonundaki bir programdan bahsediyorum.

Evet, CHP’nin kanalı..

Başka bir kanal olsa, derler ki, “Canım provokasyon yapmışlar. Arka planda Erdoğan’ın bu kanalı desteklediğini bilmiyor musunuz?”

O hayal dünyasının savunması, kendiliğinden ekarte edilmiş..

CHP’nin resmi kanalında konuşma yapılıyor..

Moderatör kim?

CNN’de çalışırken, başörtülüler için salya-sümük “Cumhuriyet düşmanlığına da laik devlet izin vermez” söylemini ağzını doldura doldura tekrarlayan..

Ama Pensilvanya’dan, “Başörtülülere artık takılmayın.. Başka türlü Erdoğan’ı devirmek mümkün değil” talimatı gelince..

Saadet partili medya organlarında boy gösterip, SP’li siyasetçiler karşısında, ağzından sürekli bal damlayan Şirin Payzın..

Ayrıntıları niçin veriyorum?

“Bir ‘oldu-bitti’ yaşandı. Aslında gözden kaçan bir konuşma. Konuya hakim birisi programda olsa idi, mutlaka cevabı verilirdi, itiraz edilirdi” diyeceklere, fotoğrafın ayrıntılarını tüm netliği ile vermek için, ayrıntıları aktarıyorum..

Kanal CHP’nin resmi yayın organı Halk TV. 

Moderatör 40 yıllık CHP’li Şirin Payzın..

Konuşan kim?

60 yıllık CHP’li Fikri Sağlar..

Haydi şimdi, bu üçlünün arasında, “Bir yanlış anlama olmuş, bir dil sürçmesi olmuş” türünden savunma getirin.

Getirebilirseniz.

Ki, bu üçlüye bir de, 50 yıllık CHP kafasının gazetecisi Kadri Gürsel’i de ekleyelim..

Bunları dörtlü yapalım..

Bir de AK Parti’den milletvekili olup, “vıdı vıdı”lar sonrasında istifa edip, şimdi DEVA partisi içinde, CHP ile kol kola siyaset yapan Mustafa Yeneroğlu var..

CHP’li Fikri Sağlar, alıyor sazı eline..

CHP’nin son yıllarda gizlenen gerçek görüşünü deşifre ediyor:

“Türban irticai faaliyetlerin şeriat isteyenlerin üniformasıdır, başörtüsü yüzyıllar boyunca Anadolu’da bir geleneksel giysidir arada fark var. Kendimden söylemek istiyorum ben yargılandığım zaman türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var!”

Nasıl bir düşmanlık içindeler, görüyor musunuz? Nasıl bir kinle hareket ediyorlar.. Gözlerini karartmışlar, hiçbir şey görmezcesine nasıl saldırıyorlar, görüyor musunuz? Alnının teri ile hakkedilen hakimlik mesleğini, bu ülkenin bazı insanlarına yaptırmamak için, nasıl bir gaddarlığı savunuyorlar, görüyor musunuz?

İki lafın birisinde, “Kadın hakları kadın hakları” derken.. Kadın dernekleri de, olduk-olmadık her konuda, “Kadına karşı şiddet” söylemleri ile, sıradan aile kavgalarını bile, sadece kadına karşı kasıtlı fiillermiş gibi göstererek, olayları çözümsüz hale getirmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlarken.. Dört dörtlük kadına şiddet içeren, CHP’li Fikri Sağlar’ın “Türbanlı hakim olmasın” açıklamasına  sessiz kalmalarındaki samimiyetsiz tavrı görüyor musunuz..

Bu, tam da CHP kafası işte..

Zalim.. Gaddar.. Acımasız. Yasakçı.. Despot.. Kendi halkına düşman.. Halkının inancına karşı..  

CHP’yi dört dörtlük temsil eden söylem işte bu..

Kimse, “Azınlıkta kaldılar” söylemi ile, rezaletin üzerini örtmeye çalışmasın..

Kimse, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hemen açıklama yaparak, Fikri Sağlar’ın konuşmasına katılmadığını açıkladı” savunması ile, canavarlığın konuşulmasını önlemeye kalkışmasın..

Bir atasözümüz der ki..

“Katranı kaynatsan da olmaz şeker.. Cinsi batasıca, mutlaka cinsine çeker!”

Ne güzel özetliyor..

Yok yok..

CHP’nin başörtü yasakçılığı yapması, benim hoşuma falan gitmiyor..

CHP’lilerin, kafalarının içindeki zehiri böyle dillendirmelerinden mutluluk duymuyorum..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Biz hakimin başındaki örtüye değil, verdiği karara bakıyoruz. Bizim partimizin yönetiminde, hukuktan mezun türbanlı arkadaşlarımız da var” sözlerindeki yaklaşımın, CHP’nin gerçek görüşü olmasından rahatsızlık duymam mümkün değil..

Sadece samimiyet sorgulaması yapıyorum..

Fikri Sağlar’ın “türban”a bakış açısının, CHP yönetimindeki isimlerin yüzde kaçında hakim olduğunu bilmek istiyorum..

Kadına şiddet içerikli böyle bir söylem karşısında, niçin sadece CHP Genel Başkanı konuşuyor da.. CHP’li kadın milletvekilleri, “Olmaz ama. Böyle rezilce bir bakış açısı olamaz.. Kadının başındaki örtü sebebi ile bir mesleği yapamayacağını söylemek, ahlaksızlıktır” açıklamasını yapmak için ne bekliyorlar?

Çok şey mi istiyorum?

CHP, İP ile.. HDP ile. Gelecek ile. DEVA ile. DP ile..

Dikkat buyrun..

Sol bir parti..

Nerede ise AK Parti ve MHP dışındaki bütün muhalif partilerle, bir de yönetimini ateistlerin ele geçirdiği HDP ile ittifak yapıp..

Erdoğan’ı devirmek için, ne kadar muhafazakar söylem varsa, hepsine sahip çıkıyor pozlarına yatacak..

Kendi içindeki “şahin”lere, “Birazcık susun. Konuşacağınız zaman geliyor. Kargaları uyandırmayın” modunda tavsiyelerde bulunuyor..

Ve “karga” olarak görülen.

“Ağzındaki peynir”i düşürmesi için, “Ne güzel şarkı söylüyorsun” iltifatları yapılan muhafazakar kimlikli “karga”lar kafakola alınıyor..

O “karga”lardan birisi konumundaki DEVA partisi adına Mustafa Yeneroğlu’nun katıldığı bir programda..

Yıllarca CHP’de milletvekilliği, Bakanlık yapmış bir kişi, lafı eğip bükmeden, açık açık, “Türbanlı hakim istemiyoruz” diyor..

“Katran”, katranlığını daha nasıl sergileyecek?

Daha ne yapmalarını bekliyorsunuz?

Hangi açıklamayı tekrarlamalarını bekliyorsunuz?

“CHP Genel Başkanı bizim muhatabımız” diyorsanız.. Onun örnek gösterdiği, CHP yönetimindeki türbanlı hukuk mezunlarına sorun..

CHP’lilerin hangi baskıları altında, Hukuk’tan mezun olmuşlar, anlatsınlar..

Kafayı tırlatıp, kendi cellatına aşık oldular diye..

Birebir şahit olduğumuz gerçekleri görmezden gelecek değiliz.

Hodri meydan.. CHP yönetimindeki başörtülü hukukçular, çıksın açıklasınlar: “CHP kafasından hiç kimseden, fakülte eğitimimiz sırasında, hiçbir baskı, hiçbir taciz görmedik”

83 milyon, gerçekleri biliyor..

yazının devamı