Sesli Makale

 15 Temmuz darbesi için FETÖ’nün elebaşısı, hemen ilk günden “Senaryo”demişti ya..

Talimatı almıştı, buradaki elemanlar da..

250 insanımızın şehit olduğu o hain darbe girişimi ile ilgili açılan davalarda, tam örgüt elabaşısının dikte ettiği gibi, filmlik savunmalar yaptılar..

Askeri alanda yakalanan sivillerden başlarsak..

“Amcam, o bölgede kıymetli arazi olduğunu, gelecekte iyi para getireceğini söylemişti. Ben de 14 Temmuz akşamı Sakarya’dan Ankara’ya geldim. Tarla bakarken yakalandım, darbe ile ilgim yok” diyenini gördük..

“Belgesel film çevirecektik. Onun için gelmiştim” diyenini gördük..

“Özel okul işletiyorum. Okulun tanıtımı için gitmiştim.. Ben tanıtım yaparken, bulunduğum askeri üste darbe faaliyetleri başlamış” diyenini gördük..

“Bende vertigo var. Ben Ankara’daki bombaları duymadım” diyenini gördük. 

Kendisi asker olmadığı halde, askeri alanda sivil elbiselerle gezdiğinin kamera kayıtları kendisine gösterilen örgüt elemanlarının “Tam tanıyamadım. Çıkartamadım.. Bana benziyor ama.. Görüntüdeki şahsın ben olup olmadığını bilemiyorum” diyenini gördük..

“Biz, terör saldırısı olacağı ihbarı ile tedbir amaçlı olarak herekete geçtik sanıyorduk. Ertesi gününe kadar televizyon da seyredemediğimiz için, darbe girişimi olduğunu anlayamadık” diyenini gördük..

“Biz sandık ki, bir tatbikat yapılıyor. Bize öyle söylenmişti. Biz nereden bileceğiz, darbe girişiminde bulunulduğunu.. Bize komutan ‘Tatbikat var’demişti. Biz de komutanı dinledik” diyenini gördük. 

Darbeye aktif olarak katılan subaylardan, “Görüntüler incelenirse belimdeki kılıfta, bana verilen beylik tabancasının olmadığı, maket, oyuncak tabanca olduğu açıkça görülecektir” diyenini gördük..

Kamera kayıtlarında halkın üzerine otomatik silahla ateş açtığı açıkça görülenlerden “Darbeyi önlemek için gayret sarfediyordum” diyenini gördük. 

“Savaş uçaklarının alçak uçuş yapması ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından silah sesleri duyulması üzerine odama gittim.. Gece saat 01.00’e kadar odamda ve koridorlarda gezdim. Hiçbir şeye karışmadım, suçsuzum” diyenin gördük..

60’ını aşmış, orgeneral rütbesine gelmiş koca koca generallerden, “Akıncı Üssü’ne torunlarımı sevmek için gittim” diyenini gördük. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a suikast için kaldığı otele saldırı amaçlı teçhizat alarak helikopterle giden subayların, “Sıkıyönetim ilan edildiğini öğrenince, Cumhurbaşkanı’nın emniyetini sağlamak için o bölgeye gitmiştik”diyenlerini gördük.

“Fetullah Gülen’in FETÖ’nün lideri olduğunu kabul ediyor musunuz?”sorusuna, “Bu soru yorum içeriyor, cevap vermek istemiyorum” şeklinde karşılık vereni gördük.

ByLock çıkan telefonunun nerede olduğu sorulduğunda “Çöpe attım” diye cevaplayan örgüt elemanına, hakim “Akıllı telefonu çöpe atmak normal mi” diye sorduğunda, “Bozuldu attım” cevabını verenini gördük. 

“Fetullah Gülen’i tanımam. kitaplarını okumadım” diye savunma yapan bir subayın, devam eden savunması sırasında yaptığı benzetmelerin  örgüt elebaşısı Fetullah Gülen’in kitaplarında olduğunu hatırlatan müdahil avukatına dönüp, “Bakın bakın.. Bu Fetullah Gülen’in kitaplarını okumuş.. Kesin FETÖ’cü. Kendisi itiraf ediyor” demesini gördük..

“Düğünlerde para atılması adettir. Cüzdanımdan çıkan 1 dolar düğünümde atılan paradır. Ben o 1 doları hatıra olarak sakladım. Örgütsel bir anlamı yoktur” diyenini gördük.

Darbe karşıtı insanlarımız bu savunmalar karşısında hayal kırıklığı yaşadılar..

“Neler oluyor acaba? Bunlar bu kadar rahat savunma yaptıklarına göre.. Adeta alay edercesine, ilgisiz açıklamalar ile mahkemeleri oyaladıklarına göre.. Acaba suçları ispatlanamayacak mı? Acaba mahkum edilmeyecekler mi? Yakınlarımızın kanları yerde mi kalacak?” diye endişe edenler oldu..

Kimisi, “Sanıkların her şeyi inkar eden açıklamaları karşısında, acaba mahkemeler ispat delili olarak gösterecekleri sağlam konular var mı? Yoksa, bunların çoğu beraat mı edecek” diye korkanlar oldu.

Yargıdaki işleyişi tam bilemeyen bazı vatandaşlarımız, “Mahkeme heyeti sanıkları öylece dinliyor.. Neler oluyor? Yoksa bunlar hem yakınlarımızı öldürüp, hem de yarın salıverilip aramızda dolaşmaya mı başlayacaklar” diye şüphe etmeye başladılar.. 

Ama tüm bu yaşadıklarımızın sonrasında..

Dünkü duruşmada..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast davası sonucunda..

34 kişiye, dörder ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi..

Bir kişi de beraat etti..

Ve gördük ki, öyle Pensilvanya’dan gelen emirle..

İşi sulandırmanın, darbeyi filme benzetmenin, kimseye bir faydası olmuyor..

Kamera kayıtları gösterildiğinde, “Bana benziyor ama, tam çıkaramadım”sululuğu ile, kimseye beraat kararı verilmiyor...

“Tarla bakmaya gitmiştim. Söylemesi ayıp, biraz birikimim vardı” demekle, darbe suçundan kimse kendisini aklayamıyor..

Bundan sonraki mahkemelerde de..

Yine benzer kararları göreceğiz..

Örgüt elemanları ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar..

“Bakın bakın.. ‘Müebbet verildi.. Bundan sonra da müebbet hapis cezaları verilmeye devam edilecek’ diyorlar. demek ki kararlar hazırmış. Demek ki yargılama iş olsun diye yapılıyormuş” diye istedikleri kadar işi matrağa vursunlar..

2 ile 2’nin çarpımı, 4 eder..

Darbeyi yapan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır..

İşlenen cinayetlerden “Ben yapmadım. Ben masumum hakim beğ” diyerek sıyrılmak, eski Türkiye’de kaldı..

Artık yeni Türkiye’de, darbenin cezası takır takır verilecek..

“Karar belli” de deseniz verilecek..

“Bu yargılama formalite” deseniz de verilecek..

Başka türlüsü mümkün mü?

Darbeye teşebbüs et..

Tankları sokaklara çıkart.

Uçakları saatlerce uçur.

Uçaklardan bombaları at..

Sonra da..

Sanki bunlar normal faaliyetlermiş gibi, beraat kararı bekle..

Kusura bakmayan FETÖ’cüler..

Beraat beklentinizi, siz Holywood filmlerine ayırın..

Cezaevinde yatarken, televizyondan izlersiniz..

Akit
6 Ekim 2017