Sesli Makale

“Anadolu’ya çıkıp, bir selam verdim mi, yüz binler arkamdan akar” diyerek siyaset hayatına Tayyip Erdoğan’sız atılmaya kalkışan Ahmet Davutoğlu’na, halasından bile oy yokmuş..

Yok yok, aile içi bir tartışma falan değil.

Öyle olsa, biz de aile içine girmeye kalkışmazdık..

Sorun Ahmet Bey ile direkt ilgili değil..

Halası da, yeğenine oy vermek istiyormuş.

“Bizim Ahmet’e oyu nasıl atacağım” diye de sormuş..

Ama çözüm çıkmamış..

Niye mi?

Ahmet Davutoğlu, düştüğü acıklı durumdan hiç utanmadan, kendisi anlatıyor..

“90 yaşında halam var.. Halam, ‘Bizim Ahmet’e nasıl oy vereceğiz?’ demiş. Samimi bir soru.”

Evet samimi bir soru..

Çocuklarının, torunlarının, yeğenlerinin, gelinlerinin, başındaki örtü sebebi ile zulme uğradığını bilen hala..

“Ölsem, ‘altı ok’a, CHP’ye oy atmam” düşüncesinde..

Torunlarının, yeğenlerinin imam hatibe gittikleri için katsayı zulmüne uğradığını bilen hala, “Beni lime lime doğrasalar, CHP’ye oy vermem” niyetinde..

Ama yeğen Ahmet’e de, oy vermek istiyor..

Sormuş olmalı: “Bizim yeğen Ahmet’in partisi hangisi? Ona oyu nasıl vereceğim?”

Ahmet Bey parti kurmuş ama..

“Tayyip Erdoğan benden korkuyor.. Benim partimin seçime girmesinden korkuyor.. Benim partim seçime girerse, AK Parti dağılacak.. Bizi seçime sokmamak için, erken seçim kararı alacaklar.. Ama biz hızla teşkilatlanmamızı bitiriyoruz” diyerek, Tayyip Erdoğan’a iftira atmış ama..

Erdoğan, Davutoğlu’ndan korkmuyormuş ki, erken seçim falan ilan etmemiş..

Davutoğlu’un partisinin teşkilatlanma engeline takarak, seçime girmesini engellememiş..

Fakat..

Parti kurarken, efelenen Ahmet Bey..

Kendisini dev aynasında gören Davutoğlu..

Şimdi seçim tarihi önümüze konulduğunda..

Cumhurbaşkanlığına aday olamıyor..

Düne kadar, “Ben bu ülkede başbakanlık yapmış adamım.. Altılı masanın içinde, cumhurbaşkanlığına en yakın aday benim” diye böbürlenirken..

Şimdi cumhurbaşkanı yardımcılığı ile, o da, CHP’nin adayı seçilirse, yetinmek zorunda kalıyor..

Milletvekili seçimine ise..

Partisi girmiyor..

“Benden çok korkar” diyerek saldırdığı Erdoğan, “Buyur gir seçime. Görelim boyunun ölçüsünü” derken..

Davutoğlu, “Boyumu size ölçtürtmem” diyor..

Ve CHP listesinden seçime giriyor..

Sizin anlayacağınız.. 2023 milletvekili seçimlerinde, Gelecek Partisi diye bir parti yok..

“Ben, ben, ben..” diyen..

“Biz olmasaydık, Tayyip Erdoğan bir ‘hiç’ idi” diyen..

“Erdoğan’ı başbakan, cumhurbaşkanı biz yaptırdık” diyerek, ego bunalımına giren Davutoğlu..

CHP’nin oylarını, “Aslında o oyların hepsi, benim için verildi. CHP’nin oyu yoktu” diye yorumlamak için..

Milletvekillerini, CHP listesine gömdü..

Halası da düşünüyor, “Ben şimdi bizim Ahmet’e nasıl oy vereceğim?”

Ahmet’e oy vermesi için, CHP’ye oy vermesi lazım..

CHP ise, çocuklarının, torunlarının, yeğenlerinin en temel haklarını ellerinden alan bir zalim parti..

Sonuçta anlatıyorlar: “Sen CHP’ye ver.. O oy, yeğenin Ahmet’e gidecek.”

Hala, kabul etmiyor..

“Yeğenim de olsa, zalim partiye oy vermem” diyor..

Ve Türk halkının firasetini, 90 yaşındaki hala sembolleştiriyor..

Yeğen Ahmet, hâlâ işin farkında değil..

“Halam vermesin.. Ben yine CHP’ye payandalık yapacağım” diyor..

CHP’ye vagonluğa devam ediyor..

Ve halasının düşüncesini şöyle özetliyor:

“Hayatı boyunca CHP karşısında pozisyon almış. Bana oy vermek istiyor. Onlar da halama durumu anlatmışlar. Bazılarının halam gibi tepki verdiğini görüyorum. Sonunda ‘Altınıza da oy vermem’ diyor.”

Ne diyelim, Allah kimseyi egosu ile imtihan etmesin..

Üç kuruşluk şu dünyada, kimseyi nefsi ile sınamasın..

“Amin” diyorum..

Halasının da gözünü açamadığı Davutoğlu’nun gözlerini açamayacağından emin olduğum halde..

Birlikte yol aldığı altılı masanın ortaklarının söylemleri ile devam etmek istiyorum..

Ne diyorlar?

“Her yer beton..

Her taraf çelik.

Her nereye baksak demir..”

Gerçekten de.. Son iki haftalık takvimde, muhalif gazeteler yazmasalar da.. Okurlarına aktarmasalar da..

Türkiye’nin gündeminde, TCG Anadolu var. 

İMECE uydusu var...

TOGG var.. Altay tankı var.. 

Depremzedelere teslim edilmek üzere  yapımına başlanan ve hızla yükselen binalar var..

İstanbul’da İBB’nin yapmadığı Başakşehir-Kayaşehir metro hattı var.

Ankara’da Mansur Yavaş’ın el sürmediği AKM-Kızılay metro hattı var..

“Her yer beton, her yer çelik, her yer demir” diyenler, bunlara bakarak bu değerlendirmeyi yapıyorlar..

Ama Türkiye’nin bağımsızlığını, halkın huzurunu ve refahını düşünenler ise, “Her şey, bağımsızlık için. Her şey, milletin refahı için. Her şey halka hizmet, ama nihayetinde Hakk’a hizmet için” diyor, TCG Anadolu’yu, İMECE uydusunu, TOGG’u, Altay tankını “demir” olarak değil, “çelik” olarak değil, “beton” olarak değil, “Hakk’a hizmet” olarak yorumluyorlar..

yazının devamı