SİYASET

Ali Karahasanoğlu : Davutoğlu, 28 Şubat mağduru ise, Harp Akademisi’nde nasıl ders verdi?

Tarih
21 Şubat 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu

28 Şubat darbesi ne çabuk unutuldu..

O darbe sürecinin yasakları, zulümleri ne çabuk hafızalardan silindi..

“Yarabbi, yok mu bu uğursuz gecenin sabahı” şiirini tekrarladığımız günlerin etkisinden ne çabuk kurtulduk...

O günleri yaşayan, bugün dahi ızdırabını içinde hissedenler tabii ki var.

Ama..

“Ömrüm CHP zihniyeti ile mücadele etmekle geçti” diyen, bu ülkede başbakanlık yapmış isimler, şimdi bize 28 Şubat’ı öylesine farklı anlatımlarla tanıtıyor ki..

Şaşıp kalıyoruz.

Kendimizden şüphe ediyoruz..

“Bizim yaşadıklarımız neydi,  bu eski başbakanın anlattıkları ne?” diye rüyada olup olmadığımızı sorguladığımız bile oluyor..

28 Şubat’ı yaşamayanlar için tekrar hatırlatalım..

28 Şubat’ın mimarları da, “Biz Erbakan’a oy vermedik. Farklı siyasi görüşteyiz. Onun için Erbakan’ı devirmek istiyoruz” demediler..

28 Şubat faillerinden bir tek kişi bile, “Biz müslüman değiliz. Bu ülkede müslümanların yönetici olmasını istemiyoruz” demedi..

“Başörtü, Allah’ın emri olduğu için, yasaklamak istiyoruz. Biz Allah’ın emirlerine karşıyız” diyen olmadı..

Ya ne oldu?

Tıpkı bugün olduğu gibi..

Erbakan Hoca’nın hakkettiği Başbakanlık koltuğundan indirmek için..

“Su bulanık” dediler..

Erbakan hoca, “İyi de, su bulanık ise, onun faili sen olmalısın. Çünkü suyun üst tarafında sen varsın, suyun alt tarafında ben varım.. Ben aşağıda iken, senin oradaki suyu nasıl bulandırabilirim ki” dedi..

Ama, kurt karar vermişti bir defa, kuzuyu yiyecekti..

Şimdi de benzerini sahneye koyuyorlar.

Üç parti ittifak ediyor.

Yetmiyor. 6’ya çıkarıyorlar.
Yetmiyor, 6+1 yapıyorlar..

Düne kadar dinci diye suçlanan da aralarında..

Kürtçü diye suçlanan da..

Türkçü diye suçlanan da..

Dinsiz diye suçlanan da..

Hepsi el ele vermişler..

Erdoğan’ı devirmek için yola çıkmışlar..

28 Şubat’ta farklı bir tablo mu vardı, karşımızda?

Anavatan Partili Mesut Yılmaz ile..

Yıllarca Anavatan aleyhine siyaset yapan Bülent Ecevit.. 

İlaveten, Anavatan Partisi ile yaptığı kavgalarla tanınan Hüsamettin Cindoruk değil miydi, Erbakan hocanın devrilmesi için ittifak yapanlar?

Kimse klasik söylemi tekrarlamasın..

“MHP de, AK Parti için neler demişti ama. Şimdi bir aradalar” demesin..

AK Parti ile MHP’nin birbirlerine dediklerine rağmen, bugün ittifak yapmaları bir yanlış puan ise..

CHP’nin, DEVA başkanı Ali Babacan’a dedikleri.

Gelecek başkanı Ahmet Davutoğlu’na dedikleri..

İyi Parti başkanı Meral Akşener’e dedikleri..

Deva Başkanı Babacan’ın CHP için söyledikleri..Gelecek Başkanı Davutoğlu’nun CHP için söyledikleri..

İyi Parti’nin CHP için söyledikleri.. Hâlâ söylemeye devam ettikleri..

HDP’nin İP için dün söyledikleri, bugün söylemeye devam ettikleri..

İP’lilerin, HDP’liler için bugün dahi söylemeye devam ettikleri, kaç yanlış puandır?

Burada iki siyasi partinin, birbirlerine geçmişte yaptıkları ağır eleştiriler.

6+1 ittifakında ise, bugün dahi devam eden birbirlerine ölümüne ağır eleştiriler içeren isnatlar..

PKK’lı teröristle fotoğraf çektirmiş milletvekilini (Semra Güzel) savunan HDP’li yöneticiler değil mi?

HDP’yi bu sebeple eleştiren İyi Partililer değil mi?

3-5 yıl önceki eleştirilerden bahsetmiyorum.

Bugünkü eleştirilerden, kavgalardan bahsediyorum..

28 Şubat ile bugünün benzerliğine tekrar dönelim..

28 Şubat darbecileri de dün, “Biz de müslümanız. Ama bunlar cumhuriyet düşmanı” diyerek, Erbakan öncülüğündeki siyasi çizgiyi işbaşından uzaklaştırmaya çalışıyordu..

Bugün de..

Erdoğan’ın karşısında ittifak kuran isimler, “Bizim içimizde dindarlığı yaşayan parti liderleri var.. Biz dindarlara nasıl yasak getiririz” diyorlar..

Sanki 28 Şubat failleri, “Biz İmam Hatip düşmanıyız. Çocukların dinlerini öğrenmesini istemiyoruz” demişler de, İHL’lerin orta kısmını öyle kapatmışlar gibi algı oluşturuyorlar.

28 Şubat mimarı Güven Erkaya’nın oğlu anlatıyor: “Babam orucunu da tutardı içkisini de içerdi, dinsiz değildi.”

Ama neye karşı idi, Güven Erkaya, buyurun MGK toplantısındaki konuşmasından aktarayım:

“Hukuk devleti, ancak anayasa ve yasalarla varlığını sürdürebilir. Eğer bir ülkede anayasa ve yasalar uygulanmıyorsa, hukuk devletinin varlığından söz edilemez.”

Bugünkü söylemlere ne kadar çok benziyor, değil mi?

“Tek adam yönetimi. TBMM’nin bypass edildiği.. Cumhurbaşkanı’nın şahsında birçok yetkinin toplandığı” eleştirileri ile, Güven Erkaya’nın 28 Şubat 1997’deki MGK toplantısında yaptığı konuşma ne kadar da birbirine benziyor..

Devam ediyor, 28 Şubat’ın mimarı, bugünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Meral Akşener’in, Ahmet Davutoğlu’nun o günkü karşılığı olan Güven Erkaya:

“Anayasaya ve yasalara bağlı kalacaklarına dair ant içen Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve Bakanlar, Türkiye’de bugün hukuk devletinin gereğini yapmamaktadırlar. Yani Anayasa’yı ve yasaları uygulamamaktadırlar. Bu tutum ülkede irticai faaliyetlerin artmasına neden olmaktadır. Demokratik, laik cumhuriyete yönelik tehditler tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır.”

Lafı hiç eğip bükmüyorum.

Çarptırmıyorum..

“Biz 28 Şubat mağdurlarıyız” diyenlerin, yüzlerine haykırıyorum: “Mağdur iseniz, niye mahkemede şikayetçi olmadınız?”

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;