Sesli Makale

İyi Parti’de neler oluyor?

Yavuz Ağıralioğlu gidiyor..

Onun ağırlığında, onun benzeri gelse..

Bir Yavuz gidip, bir başka Yavuz gelse..

Görev değişimi derim..

Ama Yavuz gidip, eşcinsel destekçisi-HDP sempatizanı Erdem’ler koltuğunu sağlamlaştırıyorsa..

İmam Hatipli Faruk Acar’lar gidiyor..

“YÖK türbanla mücadelede sonuna kadar haklı. Türban üniversiteye girerse Türkiye şeriatla savaşı kaybeder” diyen Ali Atıf Bir’ler geliyorsa..

Burda bir sorun yok mudur?

Bir derin ilişkiler silsilesi yok mudur?

İyi Parti’ye oy vermedim, kimi yönetici yapacaklarına, tabii ki kendileri karar verir..

Ama gözümüzün içine baka baka, “Hz. Ömer” istismarı yapıp..

Ardından da o istismarı yaptırdıkları İmam hatip mezunu anketçiyi kap��nın önüne koyuyorlarsa..

Bu dahi bizi ilgilendirmez..

Ama ardından da..

Başörtü düşmanlığını, “şeriat karşıtlığı” ile gizlemeye çalışan bir adamı getirip danışman yaparlarsa..

“Hoop Hacı Meral abla.. Bir ara hacca gittin, döndüğünde de bir süre başörtünü çıkarmadın. Şimdi bu ne iş” diye sormak, hakkımız olsa gerek.

Dahası var..

İyi Parti’ye marka danışmanı olarak alınan beyefendi..

17-25 Aralık emniyet darbesinden 1.5 yıl sonrasına kadar, FETÖ’nün Bugün gazetesinde köşe yazarlığı yapmış bir adam..

Hani daha dün, akit manşet atmıştı ya:

“Akşener’in İP’i FETÖ’nün elinde” diye.

Akşener inadına inadına..

İP’in FETÖ’nün elinde olduğunu ispat etmek istercesine..

Kadroyu FETÖ yanlıları ile dolduruyor..

Düşünsenize..

17-25 Aralık emniyet darbe girişimi yapılmış.

Darbeye kalkışan emniyet müdürlerine sorulmuş, “Yaptığınız soruşturmadan, Emniyet Müdürünün haberi var mı?”

“Yok” demişler..

“Valinin haberi var mı?” diye sormuşlar.

“Yok” cevabı alınmış.

Ülkenin başbakanı, seçim meydanlarında bas bas bağırmış: “Bunlar haşhaşi bir örgüt!”

Ama profesörlük unvanı da olan Ali Atıf Bir, hiç tınmamış..

 FETÖ’cü Akın İpek’in Bugün gazetesinde köşe yazarlığı yapmaya devam etmiş.

Taa ki..

Ahmet Davutoğlu’nun Şehir Üniversitesi’ne rektör olarak atanıncaya kadar..

Rektör olarak atanınca da..

Akın İpek’e saygılar sunarak veda yazısı kaleme almış.

Ve yazılarına son vermiş..

Basamak atlamasa..

Bugün gazetesine el konuluncaya kadar, orada devam edecek yani..

Kim bilir belki, Bugün’e kayyım atanınca..

Yerine kurulan FETÖ’nün gazetesine de transfer olabilirdi..

Tesadüfe bakın siz.

İyi Parti’nin İstanbul İl Başkanı diyorsunuz.

FETÖ iltisakı ile ilgili sorular yöneltiliyor.

Daha cevaplandırılmadan..

İyi Parti’nin danışmanı şu kişi diyorsunuz..

Daha onun FETÖ bağlantıları cevaplandırılmadan..

Bir başka isim çıkıyor..

Hep de, FETÖ iltisaklı, FETÖ gazetesinde yazan, FETÖ medyasında yer alan isimler..

Dönüp dolaşıp, İP’e geliyorlar..

İP ile FETÖcüler arasında, nasıl bir aşk var ise?

Bir kişi olur, “Türkiye’nin üniversitelerinin tamamında yapılanan bir örgütle tesadüfen yolu kesişen kişi, İP’de il başkanı oldu diye, partiyi suçlayamayız” derim..

İki kişi olur, “Halktan % 10 oy almış bir partide, iki kişi ile  genel bir suçlama yapılamaz” derim..

Ama görüyorsunuz işte..

Bir, iki, üç derken..

İyi Parti’nin kurucularının neredeyse dörtte biri, benzer suçlamalar yaparak, partilerinden istifa ediyorlar..

“Haydi geçmişte olanlar, geçmişte kalmış” diyeceğim..

Diyemiyorum.

Çünkü..

Parti kurulurken olmayan isimler, bir şekilde transfer ediliyor..

Bahadır Erdem bunlardan birisi..

Ali Atıf bir diğeri..

Artık gizli saklı bir şey kalmış değil.

Çok net bir fotoğraf var, karşımızda.

Milliyetçi-ülkücü insanların oylarını alarak, ülkeyi HDP’ye, PKK’ya teslim etmek isteyen, hiçbir konuda samimiyeti olmayan bir siyasi parti ile karşı karşıyayız.

İletişimi, danışmanlığı; profesyonel bir iş olarak gören Ali Atıf Bir..

İyi Parti’ye danışman olması ile birlikte..

Artık seçmen tavlamanın profesyonel bir iş olarak planlamasının yapılacağından kuşkunuz olmasın.

Millet, ülkü, vatan, hizmet..

Bunların hepsi palavra..

Seçmeni nasıl kandırırız, nasıl kafakola alırız, nasıl oylarını alır, sonra bildiğimizi yaparız?

yazının devamı