Sesli Makale

Hayır, bu iş böyle gitmez.

Böyle rezillik olmaz.

Yargılama yapılmış..

Mahkumiyet kararları çıkmış.. 

Hem nasıl mahkumiyet; ömür boyu müebbet hapis cezaları çıkmış..

Üzerinden bir ay geçmiş..

Hâlâ 28 Şubat darbecileri hakkında yakalama kararı çıkarılmamış.

Hâlâ dosyalar ordan şuraya, şurdan buraya yollanıp duruyor.

Başka birisi söz konusu olsa..

Hukuk devletinin gereği olarak, anında yakalama kararı çıkartılırken..

Şimdi söz konusu Çevik Bir olunca..

Erol Özkasnak olunca..

Çetin Doğan olunca..

Nerede ise, “Biz bu mahkumiyet kararını niye verdik” bile denilecek.

Hayır, yeni darbe süreçlerinin sinyalleri olmasa..

Yeni yeni tehditler söz konusu olmasa..

Hâlâ birileri seçilmiş insanlara sopa sallıyor olmasa..

Ben de bu kadar kızmayacağım..

Ama, daha dün, Sözcü gazetesinin birinci sayfasından..

28 Şubat’ın siyasi ayaklarından olan Hüsamettin Cindoruk, kafayı çıkartmış ve diyor ki: “Göçmenler, terörden bile önemli bir sorun.”

Siz bu cümleyi, bu başlığı bir yerlerden hatırlıyorsunuz, değil mi?

Öbür dünyaya yolcu olduğunda, “Hakkımızı helal etmiyoruz” manşeti attığımız dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya da “İrtica PKK’dan tehlikeli” demiş, bu sözleri Milliyet gazetesinde 28 Şubat’ın en cafcaflı günlerinde manşet olmuştu..

Düşünebiliyor musunuz?

O tarihte 30 bin insanın ölümüne sebep olan bir terör örgütü var.

Hemen her hafta, bir karakolunuzu basıyor, askerlerinizi şehit ediyor..

O tarihteki darbeci generaller, PKK ile baş edemiyorlar..

O terörist saldırıları önleyemiyorlar..

Sınırlarımızı koruyamadıkları için, bu terör örgütü, şehir merkezlerinde bile bomba patlatıp, sivil insanları bile katlediyor..

28 Şubat’ın seçilmiş hükümetine posta koyan, o tarihteki darbeci generallerden, bu başarısızlıklarının hesabını kimse sormadığı için, o darbecilerin en önde gideni, bir de çıkıp utanmadan Aydın Doğan’ın gazetesine demeç veriyor: “İrtica, PKK’dan tehlikeli.”

Böylece iki işi birden kotarmış oluyor.

Ülkenin esas sorunu olan PKK’yı masumlaştırıyor.

En ciddi tehlikeyi önemsizleştiriyor..

Hem de..

Dindar insanları, eli kanlı teröristlerden bile daha vahşi, daha azılı katil gibi gösteriyor..

Dindar insanların işledikleri değil on bin, değil bin, değil yüz, bir tane bile cinayet gösteremedikleri halde..

 28 Şubat’ta, dindar insanları, PKK’dan daha tehlikeli gibi gösterebiliyorlardı..

İşte o darbeci generallerle iş tutan siyasiler..

Onların da içinde, en önde gidenlerden olan Hüsamettin Cindoruk..

Refahyol hükümetini darbe tehdidi ile indirdikten hemen sonra..

DYP’den tehdit ve şantajla istifa ettirdikleri milletvekillerini partisinde toplayıp, 9 milletvekili olan partisine 6 bakanlık koltuğu verdirtip, darbenin siyasi ayağı olduğunu ispatlıyordu..

İşte o Hüsamettin Cindoruk, Sözcü gazetesinden Ruhat Mengi’ye röportaj vermiş.

“Şaşırdın mı Ali Bey? Ruhat Mengi çoktan gazeteciliğe veda etti” diyeceksiniz.

Şaşırmadım.

Başörtü yasakçılığı ve darbeci generalleri pohpohlama görevi üstlenmesi ile tanınan Ruhat Mengi, yeniden siyasi ortamı müsait görmüş olmalı ki, Sözcü’de embedded gazeteciliğe tekrar başlamış.

Ve ilk röportajında da, işte 28 Şubat’ın o meşhur manşetini tekrarlayan bir ifade ile karşımıza çıkmış.

“Göçmenler, terörden daha tehlikeli” imiş.

Bu söylendiği an..

Tanju Özcan’ın sözleri solda sıfır kalır.

Nasıl ki, 28 Şubat’ta toplumun bir kesimini tahrik ederek dindar insanları düşman gibi gösterdiler ise..

Bugün büyük oranda huzur içinde birlikte yaşadığımız göçmen kardeşlerimizi de, düşman gibi göstererek, onlara karşı düşmanlık tahriki yaparak, toplumsal barışı bozmaya çalışıyorlar..

Olmayan kavgayı çıkartmaya, kaos ortamı oluşturmaya çalışıyorlar.

Ki..

Anarşi çıksın.

Terör azsın..

Tekrar başa dönelim..

Tekrar, “Asker gelsin, bizi bu terörden kurtarsın” diyelim.

“Bürokrat yönetimi gelsin, bu karışıklıktan kurtulalım” çığlıkları atılsın..

Tezgah bu..

Onun için diyorum ki..

28 Şubat darbecilerinin kesinleşmiş mahkumiyet kararlarının infazını, ağır çekim işlemlerle geciktirirseniz..

Yeni darbeciler de, bundan cesaret alır..

Hüsamettin Cindoruk’tan hesap sormamışsınız.

“Be utanmaz. Senin partinde kaç milletvekili vardı ki, 6 tane bakan aldın” diye, bir savcı, bundan hesap sormadığı için..

“Seçilmiş hükümeti devirip, tehdit ile istifa ettirdiğiniz milletvekillerini partinde topladın, ‘İktidara geliyoruz’ mavalları okudun. Seçime girdiğinde, kaç oy aldın, utanmaz adam” diyen çıkmadığı için..

“28 Şubat’ta da biz bu laf salatalarını çok duyduk. O tarihte PKK ikinci tehlike, irtica birinci tehlike olmuştu. Darbeci general öyle diyordu. Ama o tarihten sonra bile, ikinci sıradaki tehlike 20 bin insanımızın daha canını aldı. Birinci tehlike gibi gösterdiğiniz irticanın yani dindar insanların öldürdüğü tek bir insan yok.. Siz ne sahtekar adamlarsınız” diyen bir savcı olmadığı için..

Ruhat Mengi’nin, bir kadın olmasından da utanmaksızın, hemcinslerine karşı, başörtü yasağı uygulanmasını ölümüne savunduğu yazılarını, sözlerini sıgaya çeken bir savcı çıkmadığı için..

Şimdi ikisi el ele vermişler..

Seçilmiş hükümeti devirmek için..

“Nerede kalmıştık” diyerek..

Algı üretiyorlar.

CHP’li Bolu Belediye Başkanı’nın faşist söyleminin altyapısını oluşturmak üzere, “Göçmen, terörden daha tehlikeli sorun” iddiasında bulunuyorlar.

Bu riyakarlara sorsak..

Her ikisi de, bahçelerinde köpek beslediklerini, hayvanları çok sevdiklerini iddia edeceklerdir.

Ki..

Bu yönde röportajları da vardır.

yazının devamı