Sesli Makale

Yok yok..

Başka kişilerden bahsetmiyorum.

Hani olur ya..

Bir partiden, milliyetçi çizgiden birisi, o hassasiyetleri yoğun bir ilimizden milletvekili olmuştur.

Örneğin Gümüşhane’den.. Örneğin Bayburt’tan..

CHP olsanız da.. HDP olsanız da.. 

Aday göstereceğiniz profil bellidir..

Muhafazakar bir kişiyi milletvekili adayı göstereceksiniz.

Yine, aynı parti, Tunceli’ye gelince de..

El mecbur, Alevi kesimden bir adayı listesine alacaktır..

Dolayısı ile..

Aynı partide de siyaset yapsalar.

Eğer CHP’den seçilmişlerse..

Bayburt’un milletvekili ile, Tunceli milletvekili, birbirlerine taban tabana zıt söylem içinde olabilirler..

Ama bahsedeceğimiz söylem, sadece CHP listesinden milletvekili olma özelliği ile değil..

Aynı zamanda..

İki farklı CHP milletvekili olarak değil..

Tek bir milletvekili olarak karşımıza çıkmış olması..

Muhatabımız, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba..

3 Aralık 2012’de, TBMM’de tıp fakültesi öğrencilerini ağırlamış, Veli Ağbaba..

Hatta sadece ağırlama değil.. Bir de basın toplantısı düzenlemişler..

Sözcü gazetesi, “Pırıl pırıl tıp öğrencileri cezaevinde tutsak kaldı” diye başlık atarak vermiş, Veli Ağbaba’nın 2012 yılındaki basın toplantısını..

Ve..

“Gözü yaşlı aileler, gençlerin serbest bırakılmasını talep etti” cümlesi ile özetlemişler o tarihte tutuklanan tıp fakültesindeki PKK yandaşı bazı öğrencilere destek veren, şimdi kendisi de PYD safında etkisiz hale getirilen Özge Aydın’ın CHP milletvekili Veli Ağbaba tarafından, TBMM’de ağırlanmasını..

Hatta..

Veli Ağbaba basın toplantısında, şu konuşmayı da yapmış:

“Türkiye’nin en başarılı öğrencileri bunlar. Şimdi tek suçları, düşünmek, meslekleriyle ilgili çalışma yapmak ve AKP hükümetinin sağlık politikalarını eleştiren muhalif tavırları.”

Evet..

Hepsi hepsi, AK Parti’nin sağlık politikalarını, daha tıp fakültesinde öğrenci iken, eleştirmeye başlamış, başarılı öğrencilerimiz.

Onun için..

Başka bir suçları yok iken, tutuklanıvermişler..

Sanki bu ülkede, tıp fakültesi öğrencisinden, mahallemizdeki Taşgetiren’lere kadar, Tayyip Erdoğan’ın, “Adayımız kardeşim Abdullah Gül” dediği dikenlere kadar..

AK Parti’yi eleştiren kimse yokmuş da..

Bir tek, Veli Ağbaba’nın TBMM’de ağırladığı tıp öğrencileri AK Parti’yi eleştiriyormuş..

Onun için de..

Tutuklanmışlar..

Böyle anlatıyor, Veli Ağbaba, PYD safında, Mehmetçiğe tuzak kurmak için bomba yerleştirirken etkisiz hale getirilen Özge Aydın’ı..

Ve arkadaşlarını..

Veli Ağbaba, 2012’deki basın toplantısında şöyle devam etmiş:

“Bu tutuklamalarda en önemli nokta; bu öğrencilerin istisnasız Kürt kökenli gençler olmasıdır. İşte bu vahim bir durumdur. Etnik kimlikleri ve muhalif duruşları, terör örgütüne üyelikle suçlanmalarına yeterli delil mi oluyor?”

Sonrasında da şunları söylemiş:

“Sorgulama görevlileri kendilerine ‘Zerdüşt müsün, Müslüman mı?’ diye sormuş. Bizler adaletin daha fazla gecikmeden yerini bulmasını istiyoruz. Hepsi 20’li yaşların başlarında olan bu doktor adaylarının tutsaklıklarına 5 Aralık’ta (yarın) yapılacak duruşmada son verilmesini istiyoruz.”

Tutsaklıkları sonlansın ki..

Dağa çıksınlar..

Acil kan olsunlar, teröristlere..

Bunu istemiş, Veli Ağbaba..

Ve..

O tarihte tutuklu olan tıp öğrencileri şimdi ne durumdadır bilmiyorum ama..

Veli Ağbaba’nın TBMM’de ağırladığı, “Bu çocuklar başarılı çocuklar. Kürt oldukları için mağdur ediliyorlar” dediği öğrencilerden birisi..

Yani Özge Aydın..

Mehmetçiğe hazırladığı bombayı patlatamadan..

Yani..

Pakize Akbaba’ların çocuklarını şehit edemeden..

Kendisi etkisiz hale getirildi..

“Pakize Akbaba nereden çıktı” diyeceksiniz..

Kendisini tanıyorsunuz.

Şehit aileleri ile ilgili derneğin başkanı.

Kendisi de bir şehit annesi.

Dünkü anlatımında da tekrar etmiş, “Benim oğlumun üzerinde 7 kurşun çıktı” diye.

Peki, Pakize Akbaba’yı, sadece kafiye olsun diye mi, Veli Ağbaba ile aynı yazıya getirdik?

Hayır..

Şehit annesi Pakize Akbaba, çaktırmadan PKK savunması yapanların tahriki ile..

Kemalist geçinenlerin, Tayyip Erdoğan’a yönelik tahrikleri ile..

Oğlunun şehadeti üzerinden, Cumhurbaşkanı’na yönelik olumsuz nitelemelerde bulunmuş..

Hakkında açılan davanın, dün duruşması varmış..

Şehit annesinin yanında kim varmış, biliyor musunuz?

2012’de, PKK’lılar tutuklandığında, onları “tutsak” olarak nitelendirip, “Serbest bırakın” diyen Veli Ağbaba..

Buyrun, izah edin bu olayı..

Bir yanda Mehmetçiğe tuzak kurmak için çalışan PKK’lılar..

Onları TBMM’ye sokup, orda ağırlayan CHP milletvekili Veli Ağbaba..

Diğer tarafta ise..

O PKK’lılar tarafından şehit edilen Mehmetçiğin annesi Pakize Akbaba..

Nasıl yan yana gelebilirler?

Nasıl aynı hedefe yönelebilirler?

Sorum Veli Ağbaba’ya değil..

Şehit annesi Pakize Akbaba’ya..

Haydi, “Üzüntülüdür.. Oğul acısı yaşamıştır.. Bazı kişileri iyi tanımıyor olabilir.. Siyasetin içinde değildir, yanına yaklaşanları bilmiyor olabilir” diyelim..

Şehit annesini..

Oğluna hürmeten, eleştirmeyelim..

Peki..

Dün Pakize Akbaba’ya destek için duruşmaya giden Meral Akşener?

İyi Parti’nin Genel Başkanı..

Bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapmış Meral abla..

O da mı bilmiyor, Veli Ağbaba’ları?

PKK’ya TBMM’de kuçak açanları?

Niye uyarmıyor, Pakize Anne’yi?

“Bu adam var ya bu adam.. PKK’lılar tutuklandığında, onların tutsak edildiğini söyleyen bir adam. Onların serbest bırakılmasını isteyen bir milletvekili..” diye niye hatırlatmıyor, Pakize Anne’ye..

Ve..

Kendisi de..

“Biz kimlerle ne işler kotarıyoruz? Yanıbaşımızda, PKK’lıları salıvermek isteyenler.. Hem de.. Şehit annelerinin yanına kadar yaklaşarak.. Bu ne fotoğraftır? Bu ne garip iştir” sorgulamasını niye yapmıyor?

yazının devamı