“ÖLÜNÜN arkasından konuşulmaz” derler. Hiç hoşlanmadıkları bir yazar öldüğünde... Arkasından saydırır babam saydırırlar.
*
“Yaftalamayın kardeşim... Bıktık yaftalanmaktan” derler.
Sonra ellerine henüz iktidar fırsatı bile geçmemişken...
Karşı oldukları ölü yazara bin türlü yaftayı yapıştırırlar.
*
“Evrensel habercilik ilkelerine göre başlık öyle atılmaz, böyle atılır” falan diye bilmiş bilmiş gazetecilik ahkâmı keserler.
Sonra da yaptıkları haberlere... “Gerici yazar öldü” diye başlıklar atarak...
Kendi kestikleri ahkâmı, kendileri çiğnerler.
*
Ekranda “Ver mehteri” falan diye şebeklik yapan adama demediklerini bırakmazlar.
Sonra kendi ekranlarında...
“Ver Bella’yı... Ver Bella’yı...” falan diyerek tersten şebeklik yaparlar.
*
Yobazlığın, fanatikliğin, azgınlığın, ilkesizliğin, vicdansızlığın, hakkaniyetsizliğin, şebekliğin...
Dini de yoktur imanı da yoktur sağı da yoktur solu da yoktur ideolojisi de yoktur tarafı da yoktur.
15 TEMMUZ BİZE ŞUNLARI ÖĞRETTİ
- Bu milletin, kendi seçtiklerinin işbaşında kalması için ölümüne mücadele edebileceği gerçeğini öğretti.
*
- Ömer Halisdemir örneğinde olduğu gibi... Kahramanlıkların ve kahramanların bitmediğini öğretti.
*
- Körü körüne ağlak bir vaizin peşine takılmanın ve sırf alınları secde görüyor diye bazı tiplere güvenmenin çok büyük belalara yol açabileceğini öğretti.
AAAA! BAK BURADA KİM VARMIŞ
MEHMET Şevket Eygi’nin ölümünü “Gerici yazar öldü” diye haberleştiren Cumhuriyet gazetesi,Eygi’nin cenaze haberine de...
“Gerici yazarın tabutunu Erdoğan taşıdı” diye başlık attı.
*
Oysa Eygi’nin tabutunu Erdoğan’la birlikte taşıyanlar arasında Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da yer alıyordu.
*
Ama Cumhuriyet gazetesi...
“Gerici yazarın tabutunu Karamollaoğlu da taşıdı” diye başlık atmaya yanaşmadı.
*
Hadi yine iyisiniz Temel Bey!
Sırf Erdoğan’ı eleştirdiğiniz için Cumhuriyet gazetesi sizi korumaya almış!
Mutlusunuzdur herhalde.
BİR BEL ALTI VURUŞ: MAJESTELERİNİN VALİSİ
ERKAN Mumcu, yıllar sonra ODATV’ye yaptığı açıklamalarda Abdullah Gül için “majestelerinin valisi” demiş.
*
Abdullah Gül’ü en çok eleştirenlerden biriyim.
Sinsiliğini, armut piş ağzıma düşçülüğünü, ürkekliğini, garanticiliğini, risk almaktan kaçınmasını, “Şunlar iyice yıpransın da top benim ayağıma gelsin” diye beklemesini falan... Kıyasıya eleştirdim.
*
Ancak bu durum Abdullah Gül’e “majestelerinin valisi” denmesini...
Çirkin bir bel altı vuruş olarak değerlendirmeme engel olmaz, olamaz.
*
AK Partililere tavsiyem şudur:
Sırf Abdullah Gül’ü karalıyor diye Erkan Mumcu’nun bu çirkin bel altı vuruşuna sahip çıkmayın!
Çünkü size...
“Ne yani? Siz majestelerinin valisini... Bu ülkeye... Dışişleri bakanı mı yaptınız? Başbakan mı yaptınız? Cumhurbaşkanı mı yaptınız?” sorusu sorulduğunda...
Verecek bir cevap bulamayabilirsiniz.
PKK’NIN ORMAN YAKMASINA HDP BİR ŞEY DEDİ Mİ?
- “İnsana kıydığınız yetmedi de şimdi de ormanlara mı kıyıyorsunuz, a be vicdansızlar” dedi mi mesela?
*
- “Bir de çok büyük bir marifet işlemiş gibi olayı üstleniyorsunuz, a be utanmaz, arlanmazlar” dedi mi mesela?
*
- “Yaptığınız bu insanlık dışı işler nedeniyle parmaklar bizi gösteriyor, bıktık sizden, a be insafsızlar” dedi mi mesela?
YORUMLAR
1976 kez izlendi
2108 kez izlendi
984 kez izlendi
1302 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.