Anadolu sokaklarında yapılan sokak röportajlarını izliyorum.
Her konuşan aşağı yukarı şöyle şeyler söylüyor:
*
- Bizim imanımız var, korona morona bize işlemez.
- Sokaklarda geziyorum, yok buralarda korona.
- Korona yok. Uydurma. Algı operasyonu bu.
- Biz bunun olmadığına inanıyoruz. Yok öyle bir şey.
- Bize Allah’ın izniyle bir şey olmaz, bizim imanımız var.
- Gezmeyelim mi, ne yapalım? Hiçbir şey olmaz bize.
*
İçinde akıl olmayan, içinde bilim olmayan, içinde önlem olmayan cahilce bir kaderciliktir bu.
*
Konuşanları dinliyorum...
Ne Hz. Peygamber’in öğütlerinden haberleri var, ne de Hz. Ömer’in tutumundan... Ne İslam’ın tedbire dayalı tevekkül anlayışını biliyorlar, ne de herhangi bir gerçekçilik duygusuna sahipler...
*
Eğer bu sokak röportajları, kısıtlı bir kesimi değil de geneli yansıtıyorsa...
İrfan gitmiş, geriye sadece kuru bir Anadolu kalmış demektir.
*
Gerçek Anadolu irfanı bu değildir, bu olamaz.
VURGULARINA GÖRE EKRANLARA ÇIKAN KORONA UZMANLARI
- İYİ GELENLER: Hiçbir sorudan kaçmayan, umudu da kaygıyı da aynı anda dile getiren, bilmediğine “Bilmiyorum” diyen, veriyle konuşan, söyledikleriyle ikna edip göz dolduranlar... BAKINIZ: Ateş Kara Hoca...
*
- HAFİFE ALANLAR: “Aman ne olacak ki” tavrında olanlar, “Gripten kaç kişi ölüyor biliyor musun sen?” diye çıkışanlar, “Amma abarttınız” diye tutturanlar, “Altı üstü bir virüs” diyenler... BAKINIZ: Yavuz Dizdar Hoca...
*
- KORKU SALANLAR: “Korkutmak istiyorum” diyenler, “Bugünkü sayıları bilmem kaçla çarpın” diyenler, ahaliyi paniğe sürükleyenler, “Korku iyidir ama panik olmayalım” diyenler... BAKINIZ: Emin Akkoyunlu Hoca...
*
YORUMLAR
995 kez izlendi
923 kez izlendi
558 kez izlendi
1464 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.