GÜNCEL

Ahmet Hakan : Ne çöktüm, ne kapandım, ne tutundum

Tarih
24 Kasım 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Ahmet Hakan

Sabah saat 4.30.

Herkes gibi ben de sallantıyla uyandım.

*

Sabahları en az üç kahve içmeden gözünü bile açamayanlar familyasından olduğum için kalakaldım.

Sadece aval aval etrafıma baktım.

*

Üçüncü saniyede içimden geçen cümle şu oldu:

*

“Profesör Naci Görür’ün bir süredir tellallığını yaptığı büyük İstanbul depremi bu mu acaba?”

*

“99 depremi”, “Düzce depremi” falan...

Bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden.

*

Sonra da...

“Ne yapacaktık yahu biz? Çöküp tutunacak mıydık? Masanın altına mı girecektik? Kapanacak mıydık?” soruları zihnimde belirmeye başladı.

*

- Çökecek yer bulamadım.

- Kapanacak mecal bulamadım.

- Tutunacak mecra bulamadım.

Öylece kalakaldım.

*

Bir de baktım ki...

Kedim Sekter...

Anında çökmüş, anında kapanmış, anında tutunmuştu.

Kulaklarını dikmişti. Kuyruğu fır dönüyordu.

Kedim Sekter’in benden çok daha duyarlı, çok daha sorumlu ve çok daha disiplinli bir vatandaş olduğuna kanaat getirdim.

*

O anların en tuhaf tarafı şuydu:

*

Ben ne yapacağını bilmez halde aval aval etrafıma bakarken...

Kedim Sekter, bana...

“Üç kahve içemeden güne başlayamam artistliğine kendini kaptırırsan işte böyle aval aval etrafa bakarsın” der gibi bakıyordu.

AMA BU HAYSİYETSİZLİK

BU görüntü İran’da çekilmiş. Dünya Kupası’nda İran’ın İngiltere’ye farklı yenilmesi üzerine İngiliz bayrağıyla sokağa fırlayan bir motosikletlinin görüntüsü bu. İngiliz bayrağını almış sırtına, sözüm ona İran’daki kadınların özgürlüklerine yönelik kısıtlamaları protesto ediyor.

*

Ta en başından beri söyledim:

İran rejiminin kadın kıyafetine müdahale etmesine şiddetle karşıyım. Benim gözümde kadının zorla başını açtırmak ile zorla başını örttürmek arasında hiçbir fark yok. İkisi de zorbalık. İran’da bu zorbalığa karşı başlayan tepkileri de sonuna kadar destekliyorum.

*

Olaya böyle bakıyor olmam bu motosikletlinin yaptığının tam anlamıyla bir haysiyetsizlik olduğunu fark etmeme engel değil.

*

Haysiyetsizliğin bile bir ölçüsü olur.

Bu öyle ölçüsüz bir haysiyetsizlik ki...

Sırtına bayrağını aldığı İngiliz’in, İran’ın petrolünü millileştirmek isteyen Başbakan Musaddık’ı bin türlü alavereyle devirmiş olmasını aklına bile getirmiyor.

KAMERALAR OLMASA

MECLİS Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan tartışmalarda gerginlik, yüksek tansiyon, bağırış, çağırış, haykırış hiç bitmiyor.

“Bu öfke ne diye?” sorusunun tek bir cevabı var:

*

Tartışmanın iki tarafının da kişisel kameralarının faaliyette olması.

*

Şöyle ki:

*

- MUHALEFET MİLLETVEKİLLERİ: Kamera kuruyorlar. Tamamen seyirciye oynayarak karşı tarafı çıldırtacak sorular soruyorlar. Karşı taraf öfkeleniyor. Bağırıyor. Ve bingo! Ortaya muazzam bir propaganda videosu çıkıyor.

*

- BAKANLAR: Onlar da benzer bir yaklaşım içindeler. “En sert karşılığı vereyim. Cevabım videoya çekilsin. Video yayınlandığında destansı bir çıkış yaptığımı herkes görsün” anlayışıyla hareket ediyorlar.

*

Yani telefon, kamera, canlı yayın, video falan olmasa...

Bu yaşananların binde biri yaşanmaz.

KIZMAK NEDİR ABİ

SİSİ ile barışılıyor. Esad ile de barışılacak.

*


yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;