- Bir mağduriyet duygusuna yol açar. Bu öyle yaman bir duygudur ki... Nasıl bir şey olduğunu bu zamana kadar hep mağduriyetten beslenenlere sorun anlatsınlar!
*
- Hep aynı parti, hep aynı lider, hep aynı söylem... Bıkkınlığa yol açar... Öyle bir bıkkınlığa yol açar ki aman Allah muhafaza!
*
- Anti-medya bir rüzgârın esmesine yol açar... Bu öyle bir rüzgârdır ki neyi silip süpüreceği hiç ama hiç belli olmaz.
*
- Gizlenenler, saklananlar, gösterilmeyenler... Tuhaf bir cazibeye yol açar... Öyle bir cazibedir ki bu, hak etmeyenler bile hak ettiklerinden çok ama çok daha fazla ilgi görmeye başlarlar.
*
- Alternatif ve konvansiyonel olmayan mecralara hücuma yol açar... Öyle ki buna “fısıltı” adı verilen aşırı tekinsiz, süper yalancı ve muazzam berbat mecra da dâhildir.
*
Tabii işin bir de ahlaki boyutu var.
Ama onun üzerinde bile durmaya gerek yok.
Çünkü maalesef işin o boyutunu takan pek kalmadı memlekette.
ERDOĞAN’IN MANİFESTOSU ÜZERİNE BİRKAÇ KELAM
- “Ahdim olsun!” güzel bulunmuş bir tabir. Erdoğan’ın üslubuna da çok uygun düşüyor. Keşke “manifesto” gibi yabancılaştırıcı bir tabir kullanmak yerine “ahitname” gibi Erdoğan’a daha yakışır bir başlıkla halkın önüne çıkılsaydı.
yazının devamı için tıklayınız
YORUMLAR
1976 kez izlendi
2108 kez izlendi
984 kez izlendi
1302 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.