SİYASET

Abdurrahman Erzurum : TERÖRÜN DİNİ İMANI YOKTUR

Tarih
12 Şubat 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Abdurrahman Erzurum

Ülkemiz son günlerde yeni bir terör dalgası ile karşı karşıya. Terör bu milletin en büyük belası ve durmadan tükenmeden isim değiştirip, görünüm değiştirip yakamızdan düşmüyor.
ASALA’sı, PKK’sı, TİKKO’su, DEAŞ’ı, DHKP-C’si hepsi ayrı bir dert hepsi ayrı bir hikaye. Bilmiyorum dünya üzerinde Türkiye’den başka bu kadar değişik yelpazede, bu kadar çok örgütle bu kadar uzun süre mücadele eden bir ülke var mıdır?

İspanya bir ETA’yı bilir ve onu tanır.  İngiltere’nin İRA’sı, Yunanistan’ın 17 Kasım’ vardır. Tek bir örgütle mücadele ederler. Hatta ülkesinde terör örgütü olmayanlar da kendileri icat edip, sonrada dünyanın her tarafında onlarla mücadele ederler. Taliban, El Kaide ve İŞİD örneklerini bu kategoriye sokabiliriz.

Birçok terör örgütü toprak ve bağımsızlık derdindedir. ASALA ve PKK, ülkemize ait olan bir kısım topraklarda hak iddia etmektedirler. Asala geçmişte etkisini kaybetse de PKK 1984 yılından beri Türkiye’nin gündeminde her zaman birinci maddeye oturmuştur.
Uzun bir süre çözüm süreci ile bu soruna çare aransa da PKK bu süreci daha çok silahlanmak ve güçlenmek için kullanmış ve barış görüşmelerini baltalamıştır. Ardından da terör olaylarını yeniden başlatarak bölgeyi yine kan gölüne çevirmiştir. İktidarın sert karşılığını tahmin edemeyen ve kırsalda büyük kan kaybeden PKK, çoğunlukta olduğu bazı şehirlerde sözde özerklikler ilan ederek bu kesimleri silahla korumaya karar vermiştir. Bu amaçla sokaklar kazıldı, bombalar yerleştirildi ve güvenlik güçlerinin bu bölgelere girmesi engellenmek istenmiştir.

Ancak dün İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yaptığı açıklamaya göre Silopi’nin ardından Cizre’de de teröristler tamamen temizlendi. Sur’da da birkaç güne kadar aynı şekilde temizlik harekatının biteceği belirtiliyor. Ardından, İdil, Nusaybin, Yüksekova ve bir çok yerde de bu mücadeleler yapılarak bölgenin tamamen temizlenmesi bekleniyor.
Örgütün kırsalda büyük darbe alınca ve başarılı olamayacağını anlayınca denediği şehir çatışmalarında asıl hedefi bölge halkının desteğini almak ve geniş çaplı bir halk ayaklanması başlatmaktı. Ama halkın devleti tercih etmesi veyahut sebebi ne olursa olsun halk PKK’nın isteklerini yerine getirmedi. Bırakın yerine getirmeyi HDP’lilerin göç etmeyin, direnin, barış eylemleri yapın isteklerine sert karşılık verdi. Olaylardan sorumlu olarak onları tuttu.

Peki bugüne kadar birkaç kez bitirilen PKK artık bitti mi?

Hayır

Bölgede hala “varız, yıkılmadık, ayaktayız” mesajları veren eylemler yapacaklardır. Tabanına ve etki alanına hala güçlü olduğunu göstermeye çalışacaktır. Ama artık kırsalda, şehirlerde kaybeden PKK’nın tek şansı Kürtleri ayaklandırabilmek ve kendilerine destek vermeye yönlendirebilmek için iç savaş çıkarma girişimidir.

PKK teröristle, vatandaşı ayıran, vatandaşa zarar vermeyen bir güvenlik anlayışı ile karşılaştığı için her ne kadar dillendirse de, hatta bunu ülkemizin dünya bilim seviyesinde bu kadar üst seviyelere gelmemizi borçlu olduğumuz akademisyenlerimize bile söyletse de kimseyi inandıramamıştır. 
Şimdi tek kozu vardır, bunu da oynamadan pes etmeyecektir. Bahar ile birlikte birçok yerde çeşitli eylemler gerçekleştirmeye çalışacaktır. Bu eylemlerde en büyük pay başta İstanbul olmak üzere metropoller olacaktır.

Bunu anlamak için istihbaratçı olmaya gerek yok. Son günlerde İstanbul’da yaşanan kahvehane taramalarına bakın, Osmanlı Derneği, Giresunlular Derneği, Malatyalılar kahvehanesi vb. Amaç belli, milliyetçi çevreleri tahrik edip, karşı saldırılarda bulunmalarını sağlamak. Yani halkları karşı karşıya getirmek, Giresunlu ile Siirtli’yi birbirine düşürmek. Bu sayede kararsız kalan bölge halkına bakın bizi desteklemediniz ama size ne yapılıyor bakın görün demek ve doğuda kaybettiği prestiji yeniden kazanmayı hedeflemektir.
Bununla beraber yine birkaç gün önce gerçekleştirilen Yeni Akit ve Yeni Şafak gazetelerine yapılan saldırılar da aynı amaçlıdır.

Peki bu saldırılardan bir şey çıkar mı, yani tüm Giresunlular artık PKK’dan korkmakta mıdır? Yeni Şafak ve Akit gazeteleri yayın politikalarını değiştirip, PKK’ya yakın bir çizgiye mi gelmiştir. 40 yıldır kazanamayacağı bir savaşı yürüten ve hala tehdit naraları atan PKK bile bunu beklememektedir.
Amaç kendilerini destekleyen dış ve iç güçlere mesaj vermektir. İçi anladık da dış ne demek diye düşünüyorsanız geçen yazımızda vekalet savaşı diye bir şeyden bahsetmiştik ya onu hatırlayın. Ülkeyi kaosa sokamıyorsanız, siyasal boşluk ve kargaşa çıkaramıyorsanız, ekonomiyi olumsuz etkileyemiyorsanız, halkın içinde bir çatışma ortamı oluşturamıyorsanız, bu kadar devlet size neden para ve silah versin ki? Kimse boş yere olmayacak bir dua için size milyarlarca dolar akıtmaz.
Zaten 10 yıldır denedikleri hiçbir şey başarılı olmadı. Bugüne kadar karşılaşmadıkları bir siyasal yapı ve halk desteği azimle direniyor. Harcadıkları paraların haddi hesabı yok.
Asla pes etmeyecek bu dost ve müttefiklerimiz örgütü de bir gün işe yaramaz bulursa bozuk para gibi harcayabilir. Büyük bir ihtimalle de öyle olacaktır. PKK artık eski inandırıcılığını, prestijini kaybetmiş ve terör destekçisi ülkeler nazarında itibarını kaybetmiştir. Bu son olaylar da birkaç gün içinde yapılan operasyonlarla çözülecektir. Birkaç gün içinde, gazetelere bomba atan, kahvehaneleri tarayan kişiler yapılan operasyonla yakalandı diye haberler geçecek ve bu son çabalarda boşa gidecektir.

Peki her şey burada yazıldığı kadar kolay mı ve filmlerdeki gibi bizi mutlu son mu beklemektedir.

Tabi ki hayır,

Bu bitecek başkası başlayacaktır. Adı değişecek yine saldıracaklardır. Devletlerarası ilişkilerde asla duygusallığa yer yoktur. Tarih boyunca mücadele devam etmiş ve kıyamete kadar da devam edecektir.

Dünya terör konusunda anlaşamamaktadır. Senin teröristin, benim teröristim karmaşası vardır. Bütün devletler diğer ülkelerle mücadele eden teröristleri, din, ırk veya ideoloji birliği açısından desteklemektedir. Bazı ülkeler ise sırf maddi kazanç için bu örgütleri desteklemekte, karşısında mücadele eden devlete ve örgütlere silah satmakta, çeşitli tavizler kopararak gücünü sağlamlaştırmaktadır. Komşu tüm devletler birbirlerinin bu amaçla kuyusunu kazmaya çalışmaktadır.

Maalesef doymak bilmeyen, paylaşmayı sevmeyen insanoğlunun çeşitli ırk ve ideolojiler etrafında oluşturduğu devlet oluşumları da bu duygular etrafında hareket etmektedirler.

Akrabalar içinde kendi ailesini, köyde kendi akrabalarını, kasabada köylülerini, şehirde kendi kasabalısını, ülke bazında ise kendi şehirlisini yakın görüp, başkalarını düşman gören insanoğlu empati denen en güzel duyguyu hala kullanmayı becerememektedir.
Bu dünyayı sadece kendisine has ve sonsuza kadar onun sanmaktadır. İstediği kadar zengin olsun daha fazlasını istemektedir. Gözü hala komşusunun bahçesinde, evinde, arabasındadır.

Bu nedenle yapmamız gereken iki temel çalışma vardır.

Birincisi, devletimiz terör örgütlerine karşı şu ana kadar başarıyla yürüttüğü mücadeleyi bir saniye bile gaflete düşmeden devam ettirmelidir. Dahili ve harici düşmanlarımıza fırsat vermemelidir.

İkinci yapılması gereken çalışma da bölge insanıyla bir türlü yakalayamadığımız ortak bakışı ve değerleri öne çıkarmaktır.

Osmanlı’nın dini eğitim kurumları kurumsallığını ve gücünü yitirmesine rağmen hala medrese ve dergahları ile ayakta kalan ve ilim yuvaları olma özelliğini yakın zamanlara kadar kaybetmeyen bölgeyi yeniden ilim ile şaha kaldırmaktır. Bu şekilde bölgede çalışan kanaat önderleri ve oluşumları desteklemek ve bölge çocuk ve gençleri için eğitim yuvaları oluşturmak gereklidir. Bu atılım sadece bu bölge için değil tüm ülkeye yaygınlaştırılmalıdır.

Öğrencisi, okulu bitirdiği zaman ne olacağı, ne kadar maaş alacağı, hangi devlet kademesini ele geçireceği değil de “asıl imtihanı nasıl geçeceği derdinde olan eğitim yuvalarına” çok ihtiyacımız vardır.

Elbette iş sahaları yapılmalıdır, elbette yollar, havalimanları, barajlar yapılmalıdır. Ama dünyaya neden geldiğini ve nasıl yaşaması gerektiğini öğretmediğimiz her nesil bir öncekini aratacaktır.

Artık önyargılardan kurtulup, bütün yaşananları empati, akıl ve gönül ile çözmeye çalışmaktan başka çaremiz yoktur.

Ajanshaber.com
12 Şubat 2016 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;