Sesli Makale

Her zaman millet olarak birlikten, otoriteden yana olduk. Çok seslilik ve karmaşa çok tahammül edebileceğimiz bir durum değildir. Ne zaman kriz çıksa ne zaman ülkede karışıklık çıksa birçoğumuzun ilk aklına gelen çare şudur: “Bize demokrasi fazla kardeşim”

Koca dediğin, müdür dediğin, yönetici dediğin güçlü olmalıdır. Anadolu’da Atatürk’ün en çok anıldığı özelliği ne devrimleri ne savaşlarıdır. Atatürk’ün her daim ülkeyi güçlü ve otoriter şekilde yöneterek sorunlara çözüm olacağı düşünülür.

Bunun için yöneticiden güçlü ve kararlı olması beklenir. Bu nedenle batıdaki istifalar, görevi bırakmalar bizde hoş karşılanmaz. Gerçi bizde kimse bunu yapmaya kalkışmaz da zaten..

İşte demokrasinin getirdiği konuşma özgürlüğünü sonuna kadar kullanan AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal, "Güçlü cumhurbaşkanı ve güçlü başbakan ile yürümüyor. Bundan sonra gelecek başbakanın profili daha düşük olacakdedi.”

O günden bugüne siyaset, medya ve kamuoyunda aldı bir “düşük profil” tartışması sormayın gitsin. Hükümet kanadı, bu açıklama üzerinden ağır hakaret ve eleştirilere maruz kaldı. Uzun bir süredir, “Nasıl olsa bir şey değişmiyor, bari sosyal medyadan,veya medyadan hakaret edeyim de içim rahatlasın” modunda olan muhalefet her fırsatta içini boşalttı.

Bence çok kişi sevmiyor ama bu twitter ve diğer sosyal medya mecraların en büyük faydası budur. İç rahatlatma için sen de kullan! Aç bir sayfa, yaz iki satır, et hakaretini, nasıl olsa sanal, sonra bir şey olmamış gibi çık ve işine dön.

Neyse bende konuma döneyim. O mu daha düşük, bu mu daha düşük derken, demokrasinin ne kadarlık kısmı kullanılmıştır bilemeyiz ama bir isim çıktı dün ortaya..

Çıkan isim 14 yıllık iktidarın sağlık ve ulaştırma gibi en önemli iki yönünün ulaştırma kısmını yürütmüş bir bakan. Binali Yıldırım.

En çok sevdiğim şeyi yapayım şimdi: sayıları konuşturayım, sonra siz profilini buna göre ölçersiniz.

Karadeniz Sahil Yolu,17.500 km bölünmüş yol, 30 havalimanı, yüksek hızlı trenler, Marmaray, Avrasya Tüneli,  Yavuz Sultan Selim Köprüsü,  İzmit Körfez Geçişi Köprüsü (Osmangazi Köprüsü), Çandarlı Limanı,  İstanbul 3. Havalimanı, Bakü – Tiflis – Kars Demiryolu, ve  4.5 G

Hepsi direk vatandaşa deyen, kullanıma açık, bariz olarak görülen, somut icraatlar.

Muhalif medya ve siyasiler de bir profile bakıp dönüp bir de icraatlara bakınca, yok buradan yürüyemeyiz demiş olacaklar ki, bugün daha isim açıklanır açıklanmaz. Yıldırım’ın yakınları üzerinden değişik haberlerle spekülasyonlar oluşturmaya başladılar.

Strateji belli, atış serbest beyler..

Ama başta da dedik ya öyle bir ülkedeyiz ki, bu millet o kadar bunalmış ki, bel altı vuruşlara, bu yönlü muhalefete prim vermiyor. Yoksa hocası, hakimi savcısı, muhalefetin her türlüsü, yerli ve yabancı medyası birleşip saldırdığı dönemler sonrasında yaşanan seçimlerde ne kadar oy kaybı olmuştur durum ortada.

Artık faydasız;

Ne yapacaksanız çok önceleri yapacaktınız!

Bugün Rusya’nın zulmü altına defalarca sürgün ve tarifsiz acılar yaşayan Kırım Tatarları, Komünizmin ve acımasız milliyetçiliğin her türlü çilesini çeken Kosovası, Bosnası, İsrail’in Açıkhava cezaevine dönüştürdüğü Gazzeli’sinin, Yüzyıllardır sömürgeciliğin her türlü çilesini çeken, köle Afrikalı’nın, Myanmarlı’nın, Suriyeli’nin ümidi bu ülke olduysa artık millet için profilin, partinin, kişinin önemi yoktur.

Bugün o gelir, öteki gider. Bazen yavaşlar, bazen aksar ama yol çizilmiştir. Herkes rolünü çıkar oynar.

Bu millete harita üzerinde çizilen sınırlar olsa da, milletin kafasındaki kardeşlik ve sevgi haritası çok başkadır.

İşte seçimlerin, politikaların, sosyolojik araştırmaların ulaşması gereken en gerçek bilgi budur. Bu millete değer veren ve DNA’sında, kromozomlarında olan değerleri tekrar harekete geçiren kazanır.

İşte kitabi ve teorik bilgilerin ve entelektüellerinizin yanıldığı yön budur; Sizin dedikleriniz başka ülkelerde prim yapabilir ama burası Türkiye..

Burasıgelirine göre yardım yapmada dünyada birinci olan ağaçtan düşmüşlerin ülkesi..

Ajanshaber
20 Mayıs 2016