Sesli Makale

Allah korusun. Durup dururken neden hapse girsin?

CHP Genel Başkanı’nın hapse girmesinin bedelini Türk demokrasisi ödeyebilir mi? Ana muhalefet lideri konuştuğu için dokunulmazlığı kaldırılıp hapse atılacak olsa ilk olarak ben karşı çıkarım.

Peki bu iş nereden çıktı?

Hakkındaki fezleke Meclis’e gelince Kılıçdaroğlu, “Erdoğan beni hapse attırmak istiyor” konulu bir video çekti.

Bahçeli’den de “Çıksın mahkeme karşısına, versin üzerine atılı suçlamaların hesabını. Dolandırıcı tosuncuk nasıl bedel ödeyecekse Kılıçdaroğlu da ödesin. Kılıçdaroğlu kendine güveniyorsa dokunulmazlığının kaldırılmasına bizzat kendisi önayak olmalı, karar sürecini bizatihi kendisi başlatmalıdır. Söz veriyorum, ilk kez CHP’ye destek vereceğiz, onlara ‘tamam’ diyeceğiz” çağrısı gelince CHP liderine hapis tehditi beni rahatsız etti. Meclis kulislerini araştırdım. Meclis’te Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması yönünde bir hazırlık yok. Bırakın Kılıçdaroğlu’nu, diğer milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması yönünde de bir çalışma yok.

Dokunulmazlıkların kaldırılması için önce Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nda görüşülüp kabul edilmesi gerekiyor. Ardından Meclis Genel Kurulu’na gelip, oylanıp kabul edilecek. Hangi dosyada dokunulmazlığı kaldırılırsa o dosyadan yargılanacak.

KOMİSYON GÜNDEMİNDE YOK

Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nun dokunulmazlıkların kaldırılması gibi bir gündemi yok.

Meclis’in gündeminde ise şimdi 4. Yargı Paketi var. Ardından hayvan haklarıyla ilgili düzenleme gelecek. Meclis ekonomiyle ilgili torba yasayı çıkarıp tatile girecek.

Demem o ki yarın Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılıp hapse girmesi gibi bir durum yok.

KILIÇDAROĞLU’NUN İLKELİ DURUŞU

Baykal ve Ecevit hakkındaki iddialar karşısında CHP neden sessiz diye sormuştuk. Ses Kılıçdaroğlu’dan geldi. CHP Lideri, “Önce kendi ailemize seslenmek zorundayız. Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana CHP’de genel başkanlık yapmış olan herkesin başımızın üzerinde yeri vardır” dedi.

Tartışmayı başlatan CHP’li Zülfü Livaneli’ydi. Tartışmayı büyüten CHP medyası oldu. “Yapmayın, Baykal’ın her yaptığı yanlış olmayabilir” diyenleri, “Sarayın sözcüsü” ilan ettiler. Kimi Baykal’ın istifasını istedi, kimi ihracını talep etti.

DOĞRU OLANI YAPTI

CHP bu işe uzun süre sessiz kalınca, sanki Kılıçdaroğlu yönetimi bunu istiyor şeklinde bir algı oluştu. Kılıçdaroğlu geç konuştu ama konuya doğru bir noktadan yaklaştı. Kendisinden önceki genel başkanların hukukunu korudu. Ama Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışına rağmen CHP medyası bu tartışmayı bitirir mi? Hiç sanmam.

Ellerine fırsat geçse, Baykal’ı çarmıha gerip, Ecevit’i mezarından çıkarıp yargılayacaklar.

KRT’DE BAŞKA CNN TÜRK’TE BAŞKA

KRT’DE İnan Demirel’in yönettiği programda, CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’a Baykal hakkındaki iddialar hatırlatılıp, CHP’nin Baykal’ı ihraç talebiyle disipline sevk edip etmeyeceği soruluyor.

Ali Mahir Başarır, “Bu konu beni de rahatsız ediyor. Net bir şekilde uzatmama gerek yok. Ben bu iddialardan eski genel başkan da olsa rahatsızım. Bence kendisi, ailesi bunu değerlendirmeli. Belki istifa edecektir. Etmeyecekse de ama sağlığı çok kötü, onu söyleyeyim. Bir disiplin kuruluna kendisi verildiği zaman savunma yapamayacak durumda Deniz Bey şu anda. Onu da söyleyeyim. Tabii birçok isim bundan rahatsızdır. Toplumda rahatsızlık vardır. Ben başından beri şunu söylüyorum. Bizim çocuk sizin çocuk, bizim büyük sizin büyük yok. Temiz bir toplum, temiz bir devlet, şeffaf bir devlete gideceksek, bana dokunuyorsa bana da gerekeni yapacaksınız” diye yanıt veriyor.

İnan Demirel titiz bir gazetecidir. Bu kez Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılmasıyla ilgili anayasa değişikliğini hatırlatıp, Zülfü Livaneli’nin Erdoğan ile Baykal arasında gizli bir anlaşma olduğu yönündeki iddialarını soruyor.

BAYKAL’IN İSTİFASI

Ali Mahir Başarır bu kez, “Deniz Bey’le ilgili bu iddialar. 2002’de Tayyip Bey’in milletvekili olması. Başbakan olması veya başka iddialar. Zaten o zaman da konuşuluyordu. Sayın Livaneli o zaman da bununla ilgili yazılar yazmıştı.

Bunun tarafları Recep Tayyip Erdoğan, ikna edilen Deniz Baykal. Deniz Baykal’ın gerçekten bu konuda savunma yapacak sağlıkta olduğunu düşünmüyorum. Bununla ilgili eğer ki kendisinin yapması gereken bir şey varsa ailesinin açıklaması gerekiyor. Ha istifa etmesi gerekiyorsa da istifa ettirilmesi gerekiyor. Ama disiplin sürecinin ya da bir yargılama olarak, düşünün gerçekten yargılanma ehliyeti var mı?” diyor.

İnan Demirel, Başarır’ın sözlerini açma ihtiyacı hissediyor. “Baykal’ın sağlığı yerinde olmadığı için ihracı söz konusu olamıyor mu diyorsunuz?” diye soruyor.

Ali Mahir Başarır, “Sağlığı çok kötü durumda. Gerçekten bunu tarihe not düşmek adına söylüyorum. Keşke sağlığı yerinde olsa, bunları açıklasa. Kesinlikle o bizim genel başkanımız, dokunamayız ona falan. Hayır, hayır, hayır. Bugün Recep Tayyip Erdoğan’a ne kadar dokunuyorsak, Deniz Bey’in de bir yanlışı varsa aynı şekilde dokunmalıyız. Deniz Bey’i kutsallaştırıp, ona dokunmayın falan demiyorum ama disiplin sürecinde sağlığı ve savunması çok büyük sıkıntı. Ama ben ailesinin yerinde olsam kendisiyle görüşürüm. Eğer verebiliyorsa istifa edebilir” diyor.

BAYKAL’IN İHRACI

KRT’deki programa katılan gazeteciler Baykal’ın ihracı konusunda o denli istekliydiler ki, programı izlerken bir ara, “İhracı yetmez, gaz odasına atın” diyesim geldi. Ali Mahir Başarır o ortamda, “Disipline verilmesi MYK’nın, Parti Meclisi’nin takdiridir. Verebilirler. Ona da bilmiyorum. Yargı süreci değerlendirilecektir. Benim vicdanım tabii ki sorgulanması gerektiğini söylüyor” diye konuştu.

BİLİNCİ YERİNDE DEĞİL

Ancak Ali Mahir Başarır’ın Baykal’la ilgili sözleri sadece bunlar değil. Programın ilerleyen bölümünde, Baykal’ın bilincinin yerinde olmadığını söylüyor. Siyaseti bırakmasını istiyor.

“Deniz Bey yok artık. Deniz Bey yok. Deniz Bey’in bilinci yerinde değil. Akli melekeleri belki zor. Gözünün biri görmüyor. Bakın önemli bir şey söylüyorum size. Ona rağmen ailesi verebiliyorsa istifa da etsin, bıraksın siyaseti zaten Deniz Bey, dediğiniz gibi kalem bile oynatacak durumda değil” diye konuşuyor. Sonra dönüp, programdakilere, “Bilmiyorum bu söylediklerimden tatmin oldunuz mu?” diye soruyor. Allah’tan programa katılan 4 gazeteci tatmin olmuş. Yoksa Ali Mahir Başarır devam edecek.

CNN TÜRK’TE FARKLI