GÜNCEL

Nihat Genç'ten Salih Tuna tepkisi

Tarih
27 Mayıs 2017
İzlenme
Kişi
 Oda Tv yazarı Nihat Genç bugün son yazısını kaleme alarak veda eden Salih Tuna'ya değindi.
"TAYYİP BEY, KENDİNİ ALKIŞLAYANLARDAN DAHA ÇOK ÜRKSÜN" diyen Genç şunları yazdı

Bugün Yeni Şafak yazarı Salih Tuna’nın ‘hadi bana eyvallah’ diyen gazeteden ayrılık yazısını okuyunca, gördüm ki, Salih Tuna da okulu kırmış.

Salih Tuna’nın okulu kırmasına kimse sevinmemeli.

Ve.

Daha dün vefat eden Akif Emre de içindeki sızıyı belirten son yazılarıyla kalbini çok sıkıştırmış. Başka tür ilahi bir yol Akif’e okulu kırdırdı.

Ardından yazılanları okuyoruz, Akif Emre’siz bir okulun da neşesizliği ortada.

Aslında iktidara paraya şöhrete giden hızlı bir tren tam gaz yoluna devam ederken, hızlı tren, Salih Tunalar’ın Akif Emreler’in hatıraları ve idealleriyle çok daha sakin oturdukları mahallenin tam ortasından yaya Müslümanları biçerek geçti.

 Akif Emre de Salih Tuna da ve nicesi ezilen kırılan küsen ve hızlı trenin lüks ciplerin çarpıp ezdiği samimi düzgün ‘yaya Müslümanlar’ arasındaydı.

Akif Emre de işine dolmuşla gidiyordu, geçenlerde şair İsmet Özel de metrodaydı, Tayyip Bey iki de bir şiirlerinden alıntı yaptığı Sezai Karakoç’u hiç sormayın, hala hasırdan hallice eski bir koltukta oturuyor.

Hayatın bana öğrettiği en değerli şey ‘ihanet’ nedir sorusunu çok genç yaşta masaya ve vicdanıma yatırmamdır, ve ağır depresyonlar karşılığı bir insan olarak bu ihanetin ne anlama geldiğini uzun yıllar o güne kadar kimlik bulmuş benliğimi yıkma yok etme pahasına anlamaya çalışmaktır.

Şöyle, küçük grup ve örgütlerde bir ‘dava’ vardır, ve o davaya ihanet asla bağışlanmaz. Hain olmamak için o grup o örgüt o cemaate aykırı bir laf edemez, susarsınız.

Bir de memlekete ve insanlığa karşı ‘ihanet’ vardır, yalnız kimsesiz varlığınızla içinde bulunduğunuz grubun ihanet tehdidinin karşısına insanlığa ihaneti koymanız mümkün değildir. 

Gün gelir gruba-örgüte ihanetle memlekete ve insanlığa ihanet karşı karşıya gelir ve tarihi bir yol ayrımı önünüzde belirir.

Ve, acımasız gerçekle yüzleşirsiniz, bu grubun ihanet tehditlerini aşmadan insanlığa ve memlekete de bir yol bulmanız mümkün değildir.

İçinde bulunduğunuz dava arkadaş grubundan atılmak dışlanmak hain bizden değil damgasını yemekten o henüz kuvvetine kavuşmamış fidan halindeki fikirlerinizle kurtulmanız mümkün değildir.

Geldiğiniz yer bellidir maddi imkanlarınız arkadaş çevreniz ortadadır, tek başınıza, grubu cemaati çevreyi aşıp, ortak insani değerlerden ve ortak insanlık vicdanından konuşmak, çok zordur.

Cemaatten cemiyete bu sosyal aşama kolay değildir önünüzde sizi bekleyen ağır depresyonlar intihar düşünceleri yolunuzu keser, gücünüzü düşürür, kemiklerinizi eritir.

İSLAMCI CAMİAYI BÜYÜK YOL AYRIMINA SÜRÜKLEYEN İKİ YÖNLÜ BİR SAVAŞ ÇIKTI

İslamcı camiayı ağır depresyona büyük yol ayrımına sürükleyen iki yönlü bir savaş çıktı, birincisi, Ergenekon-Balyoz sürecince iktidar ortaklığı belasına baskı altına alınıp FETÖ’ye karşı susmak zorunda kalışları, bugün altından kalkılamayacak vicdani bir hesap çıkarttı önlerine.

Sonra, Müslümanların Müslümanları kırdığı Suriye savaşı, yine yüzyıl yolu beklenen İslamcı iktidarın hatırına sessizlikle ya da daha hafif imalarla geçiştirildi.

 Ve hep, FETÖ, Suriye Savaşı, Gezi, iktidar yandaşlarının hırsızlıkları, şöhret makam düşkünleri, karşısında susa susa, vicdanı olanlar kalbi olanlar beyni olanlar, birer birer patlamaya başladı, çürüme çözülme lafları ortalıkla kol gezmeye başladı.

Savaşın ikinci yönü, daha ağır, Tayyip Erdoğan iktidarıyla hızlı trene ciplere uçağa belediyelere binenler, çok geçmeden size en ağır hakaretleri etmeye başlar.

Dağdan gelenler bayırdakine etmediği lafı bırakmaz, kırk uzun yılın imbiğinden geçirdikleri hassas kişilikleriyle yazılarıyla duruşlarıyla fütursuzca dalga geçilir, hatta iftira edilir hatta değil bir Müslüman hiçbir insan evladının kaldıramayacağı ağır hakaretler edilir.

Şimdi kalkıp bir laf etsen, otuz yıl kesintisiz desteklediğin inandığın liderini üzmüş olacaksın, şimdi bir laf etsen, yirmi yıldır aynı gazetede aynı camiadaki arkadaşlarını kırmış olacaksın, velhasıl davaya ihanet etmiş olacaksın.

Sıkışan vicdan ve kalp öyle bir yerde ki, pes etmek de istemiyorsun, kimseyi de incitmek istemiyorsun, bu hay huy kavgasına da girmek istemiyorsun, ne yapacaksın?

En iyisi ‘okulu’ asmak.

Sinemaya gitmek için mi okulu asmak, hayır, çok sıkışmış kalbini ve vicdanını dinlemek, olup biteni bir bir önüne koyup, daha iyi bir insan, daha kucaklayıcı bir Müslüman olmayı düşünmek.

Oda tv

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Müneccim

    27 Mayıs 2017 14:20
    2 1
    Bir deneme olmuş.Ama bataklık gülünün beyaz gelinlikli kıza öğütleri tarzı . Batı zihniyetine endeksli doğu nostaljisi kokan adalet sarmalına gizli bir bizim hayat kokusu . Kısaca bit tutam ot al sonrası ...k a ilave et. Alın size son tahlil.
BU KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;