Sesli Makale

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuşuyor. ODTÜ'deki olaylarla ilgili değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, "Sayın rektöre sesleniyorum. Öğrencilerinizi dinleyiniz. Mansur Başkan'ın sesine kulak verin. Öğrencilerin istediği gibi bir yurt yapacak ve size verecek" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Türkiye'de sorunları çözmenin adresi Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Hiç kimsenin inancı, kimliği, yaşam tarzı dolayısıyla ötekileştirilmesini istemedik. Bu amaçla güzel başarıların altına imza attık. 82 milyonu kucaklayacak bir iktidara ihtiyacımız var.

'BİRİLERİNİN CEBİNE DEĞİL VATANDAŞA HİZMET ETMEK İSTİYORUZ'

Esnafın, çiftçinin derdi var. Bunların nasıl çözülebileceğini biliyoruz. Siyaset halka hizmetse onu biz yapacağız ve sorunları çözeceğiz. Bunları çözme kapasitesine sahibiz. Yeter ki siyaseti zenginleşme aracı olarak kullanmayın. İnsana hizmet istiyoruz, birilerinin cebine değil vatandaşa hizmet etmek istiyoruz.

Uygarlığın temeli kültürel birikimdir. Bizim de sanata ve sanatçıya değer vermemiz gerek. Çağdaş şairlerimizden Küçük İskender geçen hafta hayatını kaybetti. O ülkemizde yaşayacak, dünyada yaşayacak, gönlümüzde yaşayacak. Allah'tan rahmet diliyorum.

Siyaseten katı ayrışmaların doğru olmadığını düşünüyorum. Farklılıklarımız olabilir, inançlarımız farklı, düşüncelerimiz farklı olabilir. Ama bayrağımız bir. Vatanımızı seviyoruz. Vatanımıza ve insanımıza hizmet edeceğiz.

Srebrenitsa katliamı 21. yüzyılın en büyük katliamlarından biridir. Bu katliamda hayatını kaybedenler insanlığın yüreğinde yer alacaklar. Bizlere düşen de onların anısını canlı tutmak. Acılar bir daha yaşanmasın diye çaba harcıyoruz.

'BİBER GAZI SIKARAK, JOPLAYARAK İNSANLARI ADALET ARAYIŞINDAN VAZGEÇİREMEZSİNİZ'

Çorlu tren faciasında 8'i çocuk 25 vatandaşımızı kaybettik. Aileler ne istiyor? Adalet istiyor, adaletin tecelli etmesini istiyorlar. Biber gazı sıkarak, joplayarak insanları adalet arayışından vazgeçiremezsiniz.

Çorlu tren faciası için araştırma komisyonu kuralım dedik, AK Partili ve MHP'li vekillerin oylarıyla reddedildi. Çorlu tren faciasının takipçisi olacağız. Adalet için, ölen çocuklar için, ölen vatandaşlarımız için, hak arayan insanlar için. Onlara haklarını teslim edeceğiz.

Sakarya'da, Çorlu'da, Ankara'da benzeri kazalar yaşandı. Hepsi aynı kurumun alanında. Araştıralım diyoruz, reddediyorlar. Ne yapacak bu Meclis? Onu araştırma, bunu araştırma. Neyi araştıralım? Gerçekten de yazıklar olsun.

'MANSUR BAŞKAN'IN SESİNE KULAK VERİN'

ODTÜ olayına değinmek isterim. Bir ülkeyi büyüten, bir ülkeye saygınlık kazandıran kurum üniversitelerdir. Bütün İslam dünyasındaki üniversite sayısı, ABD'dekinden azdır. Üniversite kurmak bir toplumu aydınlığa taşımak demektir. ODTÜ bizim gözbebeğimiz olan üniversitelerden biri. Öğrencilerin taleplerini dinlemek lazım, onların söylemlerine kulak kabartmamız lazım.

Çocuklar, yurt istiyorlar 500-600 kişilik ihtiyaç bu çünkü. 1500 kişilik yurdu istemiyorlar. Ağaçları keseceğiz, üniversitenin ortasına yapacağız diyorlar. Biber gazları, joplar. Bunlar doğru değil arkadaşlar, bunlar bizim evlatlarımız. Başka bir ülkenin çocukları da değil. Neden şiddet neden baskı? Ne istediklerini oturup konuşmamız lazım.

ODTÜ’deki olay büyüyünce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş, rektöre telefon açtı. 'Ben size yurt yapıp ODTÜ'ye bağışlayacağım' dedi. Çankaya Belediye Başkanımız gidiyor; kaçak yapı, izin alınmamış. Buradan sayın rektöre sesleniyorum. Öğrencilerinizi dinleyiniz. Öğrencileriniz benden ve senden daha iyi dünyayı sorgulayan çocuklarımızdır. Onlar bizim evlatlarımız, onlar bizi geçmek zorunda, yoksa Türkiye büyüyemez. Niye küstürüyoruz çocuklarımızı? Mansur Başkan’ın sesine kulak verin. Öğrencilerin istediği gibi bir yurt yapacak ve size verecek.

'GAZETECİYİ FİŞLERSENİZ DOĞRU BİLGİYİ ALAMAZSINIZ'

Medyanın doğru haber yapmasını hepimiz isteriz. Objektif olarak haberin yansıtılması lazım. Halkın sağlıklı bilgilendirilmesi medya ile olur. Medya ile ilgili rapor hazırlayan kuruluşun da bu gerçeği bilmesi gerekir. Yabancı ajansların Türkiye uzantıları diye bir rapor yayınlıyor SETA. 'Bu uzantılarla ilgili bir şey yapmamız lazım' diyor. Gazeteciyi fişlerseniz doğru bilgiyi alamazsınız. Doğru haberi iktidara diz çökenlerden mi, yoksa bağımsız gazetecilerden mi alacağız?

SETA iktidardan beslenir. Medyanın yüzde 95'i bağımsız değil. İktidar ne istiyorsa onu yazıyorlar, ben onlara gazeteci demiyorum zaten. Gazeteci yürekli insandır, gücün ve paranın önünde diz çökmez. Halkın gözü kulağıdır gazeteci. Bu ülkede bütün baskılara rağmen kalemini satmayan gazeteciler var. Biz o gazetecilerin önünde şapkamızı çıkarırız. Bu rapora ihtiyaç var mıydı? Saraydan sipariş mi geldi? SETA'nın araştıracağı başka konu yok muydu?