Sesli Makale

Geçen hafta Türkiye ile İsrail’in anlaşmak üzere olduğu, 29 Haziran’da da anlaşma koşullarının duyurulacağı belirtilmişti.

Türkiye, anlaşma şartlarının en önemli maddesi olan ‘Gazze ablukasının kaldırılması’nın İsrail tarafından kabul edildiğini iddia ederken, İsrail’inse buna yanaşmadığı ortaya çıkmıştı.

Ne var ki, İsrail merkezli Haaretz gazetesi anlaşmanın Gazze’yle ilgili bölümü için şu ifadeleri kullanmıştı: “Anlaşmanın en önemli bölümü Gazze Şeridi’ne uygulanan ablukayla ilgili. Ancak işgalin hala devam ettiği Gazze, dünyanın en büyük hapishanesi niteliğinde. Türkler her ne kadar ablukanın kaldırılmasını istese de İsrail, ne denizden, ne de karadan ablukayı kaldırmayacak. İsrail’in Gazze konusundaki tek olumlu tavrı, insani yardımın ulaştırılması için Aşdot Limanı’nın limitsiz olarak kullanıma açılması, enerji santrali kurulması ve bölgede hastane inşa edilmesini kapsıyor.”

‘Türkiye’ye sunulan Aşdot Limanı, Filistin’i hapse mahkum eder’

Yeni Akit’ten Mehmet Özmen’e konuşan İHH Başkanı, Türkiye’nin İsrail’e çok da ihtiyacı olmadığını savundu: “İhtiyaç duyduğunuz bir yapının güvenilir olması lazım. İsrail bütün anlaşmalara her zaman ihanet ederek arkadan vurmuştur. Türkiye-İsrail anlaşması olursa eğer İsrail’in ihanet etmemesi mümkün değil.”

İsrail’in, Türkiye’ye sunduğu ‘Aşdot Limanı üzerinden Filistin’e ulaşmanın’, Filistin halkını daha uzun yıllar hapse mahkum etmek anlamına geldiğini işaret eden Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle Gazze Limanı açılarak Gazze’ye yönelik ablukanın tamamen kaldırılması şarttır. Gazze, bağımsızlığını 2005’te aldı ve 2007’de Hamas seçimleri kazanınca ablukaya tabi tutuldu.”

YeniAKit